Filistin sorunu son günlerde oldukça hareketli günler yaşıyor. Politik gelişmeler, açıklamalar ve görüşme trafiği bayağı bir yoğun. Elebaşı Amerika önderliğinde yoğun ve habis entrikalar tezgâhlandı. ABD, Yahudi varlığını, kuklası bölgesel yöneticileri, istihbarat teşkilatlarını, bazı siyasetçileri, yazarları, gazetecileri, kuruluşları, akademisyenleri, ins ve cin şeytanlarını emrine amade kıldı. Amerika, Filistin sorununu işgal Yahudi varlığı lehine tasfiye etmek için Filistinliler ve bütün Müslümanların literatüründen kurtuluş sözcüğünü silmeyi amaçlıyor.

Komplocular, iki devletli çözüm, tek devletli çözüm, bölgesel barış ve yüzyılın anlaşması gibi çeşitli isimler altında teslimiyetçi çözümlere odaklandılar. Bütün bu teslimiyetçi çözümlerin odak noktası, Müslümanların zihinlerinden kurtuluş kavramını silmek, ümmetin ordularını Filistin, Filistinliler ve kutsalların kurtuluş görevinden muaf tutmaktır. Ve Filistin topraklarının büyük bir bölümünde Yahudi varlığını yerleştirmek ve barış “ihanet” kavramını perçinlemektir. Karşılığında ise Filistin’in küçücük bir toprak parçasında bazı Filistinliler için bir kukla yönetim kurulacaktır. 

Düşmanlar, komplocular, ajanlar, Yahudi uşakları, Filistinlileri boyun eğdirmek, baskı yapmak, art niyetli planlarını uygulamak, gaspçı Yahudi varlığı ile sözde barış anlaşması yapmak için bütün maşalarını seferber ettiler. Maşalar, Yahudi varlığını kötü huylu kanserli bir varlık olarak görmek yerine bölgede sıradan bir varlık haline getirecekler. Oysa kurtuluş orduları, tekbir ve tahliller eşliğinde bu kötü huylu kanserin kökünü kurutup dünyayı onun şerrinden kurtarmalı ve Filistin’i yeniden İslam ve Müslümanların otoritesine iade etmelidir.

Hatta Amerika, ajanı es Sisi arabuluculuğunda Fetih ile Hamas’ı uzlaştırarak Yahudi varlığını yerleştirmek ve meşum barış projesini tamamlamak için ilave adımlar attırıyor. Mısır Cumhurbaşkanlığı, siyasi bölünmüşlüğü bitirme ve Filistinlileri uzlaştırmak için 08 Ekim 2017 Pazar günü düzenlenen toplantının ardından bir açıklama yaptı. Mısır Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada bunu açıkça ifade etti: “Mısır, Filistinlilerin birliğini sağlayıp yeni bir aşamanın başlangıcına geçmek için Filistinli kardeşlere yardım etme çabasındadır. Filistin uzlaşısı, Filistin ile “İsrail” arasında adil bir çözüme doğru yol alınmasının bir ön adımıdır.”

ABD Başkanı Donald Trump’ın Uluslararası Müzakereler Özel Temsilcisi Jason Greenblatt da 10 Ekim 2017 Salı sabahı yaptığı açıklamada, “Filistin uzlaşısında yaşanan gelişmeler, bizim vizyonumuzdur ve ABD gündemi ile örtüşüyor. ABD, Filistinlilerin tek bir heyet olarak müzakere masasına oturmalarını istiyor. Müzakere heyeti, Filistin yönetimi değil, bütün Filistinliler adına konuşacak, Gazze’deki Müslümanların değil, bütün Filistinlilerin temsilcisi olacaktır.”

Ey Filistin halkı! Ey grup ve örgütler!

Entrika büyük, açıklamalar da o denli büyük. Filistin ancak Allah’ın metin ipine sımsıkı sarılmakla, İslam ümmeti ve ordularına yardım etmekle kurtulur. Filistin’i kurtarmak, İslami bir farzıdır. Amerika ve ajanlarından sakının. Bunlar bizim düşmanlarımız, Yahudilerin ise dostlarıdır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَىٰ أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ * فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَىٰ أَن تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ فَعَسَى اللَّهُ أَن يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِّنْ عِندِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَىٰ مَا أَسَرُّوا فِي أَنفُسِهِمْ نَادِمِينَ “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. Kalblerinde hastalık bulunanların: «Başımıza bir felâketin gelmesinden korkuyoruz» diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih yahut katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır.” ^{[Maide 51-52]} Bilin ki zalimlere yaslanmak, Allah’ın azabını gerektirir, yardım ve zaferi önler.

وَلَا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لَا تُنصَرُونَ “Zulmedenlere sakın meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size zafer de verilmez.”^{[Hud 113]}

Ey Müslümanlar!

Sizi hayra davet ediyoruz. Sizi İslam için çalışmaya, kâfir ve ajanlarından kurtulmaya, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurup kutlu toprakları ve işgal altındaki bütün Müslüman ülkeleri kurtarmak için İslam ümmeti ve ordularına yardım etmeye çağırıyoruz. Aziz ve Güçlü olan Allah’a güvenin. Zafer ve iyilik O’nun elindedir. Dilediğine izzet, dilediğini de zillet verir. Kuşkusuz O, her şeye kadirdir.

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَذِكْرَىٰ لِمَن كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ “Şüphesiz ki bunda kalbi olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.”^{[Kâf 37]}