حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu
No: HL–BA–2019–MB–TR–03 |
H. 29 Raceb 1440 M. Cuma, 05 Nisan 2019 |
Sorunlu Davranış Görev Gücü, İslam Karşıtı Politikanın 2. Sürümünün Başlangıcını Müjdeliyor
Yıllık raporunda AIVD, “radikal İslami vaizler” ve bu vaizlerin, Arapça dersleri ya da Kuran eğitimi gören Müslüman çocuklar üzerindeki etkileri konusunda uyardı. AIVD Başkanı Dick Schoof, okul ya da ders dışı sonrası cami veya toplum merkezlerinde verilen derslerin, “cihatçılık” için olası üreme sahası olduğunu ve çocukların potansiyel terörist olacak şekilde yetiştirildiğini söyledi.
Derslerde Müslüman gençlere “hoşgörüsüzlük ve demokrasi karşıtlığı” mesajları aşılanıyor. Vaizler Hollanda’da “paralel bir toplum” yaratıyorlar, entegrasyon ve demokratik hukuk düzenine tehdit oluşturuyorlar.
Burada AIVD’nin kullandığı dil son derece çarpıcı. Müslümanların büyük bir kesimini tehlike olarak lanse ediyor ve dinlerini öğrenmek isteyen Müslüman çocukların düşman olduğu imajını yaratıyor. Potansiyel teröristler olarak tasvir ediliyorlar. Bunun arsızca söylenebilmesi gerçekten endişe verici ve hiç kimsenin bunu üzerine alınmaması daha da endişe verici. Daha da kötüsü insanlar İslam karşıtı propagandanın peşinden sürükleniyor.
Bunun ceremesini de camiler çekiyor. Temsilciler Meclisi, parlamentoda yapılan mini anket yoluyla camilere dışarıdan gelen para yardımının kontrol altına alınmasını, gelecekte sınırlandırılmasını hatta frenlenmesini öngören yasa tasarısını oybirliğiyle kabul etti. Yabancı finansörler, demokratik hukuk düzenini baltalayıcı “radikal bir mesaj” ithal ediciler olarak görülüyor. Birkaç hafta önce Amsterdam’daki İslam Okulu Cornelius Haga Lyceum hedef alındı. Okulun terörist grupla bağları olduğu, antidemokratik fikirler yaydığı, dahası demokratik hukuk düzenini baltalayacağı iddia edildi. Hatta Başbakan Mark Rutte bile kavgaya katıldı ve ebeveynlere çocuklarını o okuldan alma çağrısı yaptı. Çeşitli siyasi partiler ise okulun derhal kapatılmasını istedi.
Buna ek olarak kalkınma projeleri yürüten ve şu anda Fas’ta bir yetimhane inşa eden Salaam Vakfı gibi İslami yardım kuruluşları da bu hafta bundan nasibini aldı. NCTV, “aşırılık yanlısı” bir Suudi girişimcinin, “cihat” çağrısı yaptığı konusunda uyarıda bulundu. Yukarıda belirtilen vakaların birbirinden ayrı bireysel vakalar olarak kabul edilmesi naiflik ve safdilliktir. Aksine her şey, “aşırılık” ve “Selefizm” ile mücadele bahanesiyle Hollanda’da İslam’ın varlığını ve devam etmesini engellemek için yürütülen geniş çaplı bir kampanyanın parçası olduklarını gösteriyor.
Bu bağlamda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Wouter Koolmees, Temsilciler Meclisine bir mektup yazdı. Mektubunda bakan, “özgür olmayan ülkelerden” Hollanda’daki camilere para yardımını sınırlamak ve “sorunlu davranışları” durdurmak için neyin gerekli olduğunu açıkladı. Bakana göre “Sorunlu davranış” yasalara göre yasak olmayan ama demokrasi ve entegrasyon karşıtı olduğu için mücadele edilmesi gereken davranışlardır.
Sorunlu Davranış ve İstenmeyen Dış Finansman Görev Gücü (PG&OBF) zaten kurulmuştur. Bu Görev Gücü kapsamında Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Krallık İlişkileri (AIVD dâhil), Adalet ve Güvenlik Bakanlıkları (NCTV dâhil) ve Dışişleri Bakanlığı yakın işbirliği içindedir. Amaç, belediyelere ve topluluklara daha sıkı ve proaktif bir şekilde danışmanlık yapmak, destek vermek ve radikal fikirlerle (yani İslam ile) mücadeleyi desteklemektir.
Bu, herhangi bir somut delil olmadan resmi makamların çamur attıklarını açıklıyor (yukarıdaki tüm durumlarda olduğu gibi). Ya da başka bir deyişle; İslam’ı ve Müslümanları şeytanlaştırmak ve insanlık dışı göstermek için bilinçli ve politikaya uygun şekilde çamur atılıyor. Bu yüzden İslam ve Müslümanlar sürekli şiddet, aşırılık ve hoşgörüsüzlük ile ilişkilendiriliyor.
Sayısız kez asimilasyon ve İslam karşıtı politika söyleminin risklerinden bahsettik. Ancak giderek daha çarpıcı olan şey, Hollanda’nın İslam karşıtı politikanın 2. versiyona geçmiş olmasıdır. Şimdi her zamankinden daha fazla açıkça ve isteyerek kendi demokratik anayasal devletlerini ihlal ediyorlar ve İslam’la mücadelede altını oyuyorlar. Buradaki ironi, demokratik hukuk düzeni koruyucularının, demokratik hukuk düzenine en büyük tehdit teşkil etmeleridir.
Müslüman topluluğa, asimilasyon ve İslam karşıtı politikaları ciddiye almamaları çağrısında bulunuyoruz. Anlaşmazlıklarımızı bir kenara bırakalım ve bu damgalayıcı ve ayrımcı politika karşısında tek ses olalım.
وَأَطِيعُواْ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَلاَ تَنَازَعُواْ فَتَفْشَلُواْ وَتَذْهَبَ رِيحُكُمْ وَاصْبِرُواْ إِنَّ اللّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ“Allah’a ve Rasûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” [Enfal 46]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Hollanda Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +31 (0) 6 11 86 05 21 www.hizb-ut-tahrir.nl |
E-Mail: Okay.pala@hizb-ut-tahrir.nl |