06 Ekim 2017’de Al Sumeria kanalı, Almanya’da hayatını kaybeden eski Irak Cumhurbaşkanı ve Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabani’nin cenaze törenini yayımladı. Başkent Bağdat yerine Süleymaniye’de gerçekleştirilen cenaze töreninde bayrak krizi yaşandı. Bağdat, Iraklı yetkililerin ve yabancı büyükelçilerin cenaze töreninde hazır bulunmalarına engel koydu. Naaşın Irak bayrağı yerine Kürdistan bayrağına sarılmasına tepki gösteren birkaç Irak parlamentosu milletvekili cenaze törenini terk etti. Ve bunu ihanet ve Irak’ın birliğinin sembolü olan Talabani’yi aşağılamak olarak tanımladılar. Birliğe vurulmuş ikinci hançer olarak betimlediler.

Gerçekten acayipsiniz ey Irak yöneticileri, liderleri, milletvekilleri! Kürdistan veya Irak bayrağı olsun tabuta İslam ve Müslümanların düşmanı kâfir İngiltere’nin belirlediği bir bez parçasının serilmesine mi üzülüyorsunuz? Arap ve Türk ajanlarının yardımıyla şefkatli Hilafet Devletini yıkan İngiltere değil midir? Bizler, Hilafet döneminde muhteşemdik. Üç kıtada Doğu ve Batı kralları Hilafetin otoritesine boyun eğiyorlardı... Keşke halinize ağlasanız? Sizde bir gün Talabani’nin akıbetine maruz kalacaksınız. Irak gibi Müslüman bir ülkede kardeşlerinizi aşağılayan Bush, Bremer ve sair kâfirlerin yönetimine razı oldunuz. Sizlerin işbirliği ile onurlarımızı ihlal ettiler, zenginliklerimizi yağmaladılar. Irak, Suriye, Filistin, Yemen, Libya, Afganistan, Pakistan ve diğer nice ülkelerde İslam uygarlığının alametifarikasının kökünü kazıdılar.

Devlet büyükleriniz ve liderleriniz Irak topraklarının üçte birini suç şebekesine teslim ettikleri gün niye ağlayıp tepki göstermediniz? O suç şebekesi imanla imar edilmiş Irak şehirlerini viraneye çevirdi, onurlu halkına da yıkım ve tahribat verdi. Barınak bulamayan sığınmacılara döndünüz. Devlet hazinesinin içinin boşaltılmasına sessiz kaldınız ya da razı oldunuz. Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun ülkeyi yağmalamasını sağladınız. Hatta büyüyen nesiller sizin Irak petrolü ve topraklarını sattığınızı düşünecek. Peki, bu nesillerin yarattığınız bu felaket içinde ne yapmalarını bekliyorsunuz? Ama -sonuç olarak- biz, Allah’ın dinine yardım edeceğine, Salih kullarını üstün kılacağına, en kısa zamanda onları yeryüzünün efendisi yapacağına inanıyoruz. O Salih kullar, tüm İslam ülkelerini sömürgeci kâfirlerin pisliklerinden temizleyecek ve işleri rayına oturtacak Salih halifeler ve yöneticiler olacaklardır. Bu, Allah’a hiç de zor değildir.

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ    خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُولَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ “Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” ^{[Nur 55]}