حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
İsveç
Medya Bürosu
No: SE–BA–2021–MB–TR–02 |
H. 29 Safer 1443 M. Çarşamba, 06 Ekim 2021 |
Karikatür Sanatı Batının Çürük Sahte Kültürünü Gözler Önüne Seriyor
Pazartesi gecesi medya, Lars Vilks ve iki koruma polisinin geçirdikleri trafik kazasında öldüklerini bildirdi. Vilks’ın ölümünün ardından bazı İsveçli politikacılar ve parti liderleri, Lars Vilks ve sözde sanatına övgüler yağdırdılar. Radikal İslamcılık bahanesiyle İslam ve Müslümanlara karşı acımasız saldırı başlattılar. “İslamcılığın” zafer elde ettiğini, ifade özgürlüğünün tehdit altında olduğunu, doğrudan ve dolaylı olarak İslam’a ve sembollerine hakaretin sürdürülmesi gerektiğini belirttiler. Örneğin sapık politikacılarından biri, köpekli dönel kavşak yapılması önerisinde bile bulundu.
Hiçbir Müslüman, Peygamber Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakareti sineye çekemez. Çünkü Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Allah’ın sevgili kulu ve Rasûlü’dür. Yaşamı İslam’ın ayrılmaz bir parçasıdır. Müslümanların, Fransa’nın İslam’a ve Peygamberine savaş açtığında sıfır tolerans gösterdikleri açık ve nettir. Batılı ve İsveçli politikacıların, Peygamber Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakareti kabul etmeyenleri “Radikal İslamcılar” olarak yaftalama çağrıları, Müslümanların Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakarete tolerans göstermeleri için başvurulan ucuz hilelerdir. Lafı bile olmaz, Müslümanlar Peygamberleri ve onurlarıyla alay edilmesini asla kabullenmezler, rasyonel ve mantıklı biri de böyle bir işe kalkışmaz. Sakinlerine onurlu bir yaşam sunmak isteyen uygar bir toplum, insanlarla dalga geçilmesine izin vermez. Bir toplum, etnik köken, din veya arka planına bakmaksızın tüm insanların güvenliğini ve emniyetini garanti etmek zorunda. Ancak ırkçılık, yabancı düşmanlığı, polarizasyon ve ayrışmanın damarlarına işlediği Batı dünyasından anlayış beklemiyoruz. Düşünce üreticileri, politikacılar, gazeteciler ve medya, Lars Vilks’ın iğrenç heykellerini sanat olarak nitelediler. Ahlak ve nezaket yoksunu insanlar, ancak alaycılığı bir sanat olarak görürler. Zaten gergin olan bir toplumda daha fazla gerginlik çıkarmak için çabalarlar. Bu, bir ifade özgürlüğü değil; hakaret özgürlüğüdür.
Batı, Müslümanların en değerli varlığı olan Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakarete tolerans göstermeleri gerektiğine inanıyor. Çünkü ifade özgürlüğünün mutlak doğası bunu gerektiriyor. Fakat ifade özgürlüğü, Müslümanlara saldırmak, İslam’ın sembolleri ve kutsallıkları ile alay etmek için özenle seçilmiş siyasi bir araçtır. İfade özgürlüğü dünyanın hiçbir yerinde mutlak değildir. 2012’de Facebook’taki paylaşımı nedeniyle İngiltere’de bir adam tutuklandı. Fransa’da polisle alay etmek, Almanya’da Holokost’u reddetmek yasaktır; Danimarka’da bir yasaya göre belediye tesislerinin demokratik olmayan fikirler için kullanılması yasaktır. İmam yasası da, bazı İslami görüşleri ifade etmeyi imamlara yasaklıyor. Burada İsveç’te bile Hizb-ut Tahrir / İsveç, Müslümanların seçimlere katılımına ilişkin görüşlerini açıklamak için Belediye tesislerinde yer bulamadı. Birkaç gün önce Temyiz Mahkemesi, Gothenburg Belediye Eski Başkanı Ann-Sofie Hermansson’ın ifade özgürlüğüne atıfta bulunarak beraatına karar verdi. Oysa aynı mahkeme, Fatima Doubakils ve Maimuna Abdullahis’ın ifade özgürlüğünü kısıtladı. İslam ile alay etmek söz konusu olunca, nedense ifade özgürlüğü aniden mutlaklaşıyor. Kendi ülkesinde ifade özgürlüğünden dem vuran aynı Batı, İslam dünyasındaki baskıcı ve rejim karşıtı görüşleri nedeniyle insanları tutuklayan diktatörlükleri desteklemektedir. Bu, toplumsal değerleri küçümseyen ikiyüzlülüğün en çirkin olanıdır.
Batı dünyasının zayıflığı ve yakında çökeceği açıktır, çünkü politikacılar İslam ile alay etmek için kendi putlarını yiyorlar. Bu, Batı değerlerinin bir blöf olduğunu, çıkarları doğrultusunda kullanıldığını kanıtlıyor. Batı popülasyonları da bu blöfü, politikacılarına ve sistemlerine olan güvenin zayıfladığını fark etmeye başladılar. Dünyanın alternatif bir sisteme ihtiyacı var. Bu sistem, arka planına, etnik kökenine veya inancına bakmaksızın saygı ve onur çerçevesinde insanlara muamele etmeli, ayrımcılık ve kışkırtıcılık yapmadan, değerlerini reddetmeden güvenliklerini garanti etmelidir. Sadece İslami Hilafet dünyayı garanti edebilir, Hilafette farklı geçmişe sahip olanlar saygı ve uyum içinde yaşayacaklardır. Tarih bunun en iyi kanıtıdır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir İsveç Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: https://hizb-ut-tahrir.se/ |
E-Mail: info@hizb-ut-tahrir.se |