Dünya, korona virüs salgını ile boğuşurken, Kenya, diğer hükümetler gibi salgını kontrol altına alma girişimleriyle pençeleşiyor. Ülkede yedi korona virüs enfeksiyonu vakasına rastlandı, şu ana kadar ölüm yok.

Hizb-ut Tahrir / Kenya aşağıdaki noktaları vurgulamak ister:

1- COVID-19 salgını, dünya medyasının ilgisini çekiyor. Pandemi haberlerinin çoğu, korku ve panik üretmek amaçlı olduğu görülüyor. Dünyanın korona virüs kriziyle boğuştuğu doğru olsa bile Suriye’de yaklaşık dokuz yıldır süren çatışmayı unutmamalıyız. Suriye krizi, neredeyse 700 bin insanın evinden kaçmak zorunda kaldığı en kötü insani krizdir. Suriye rejimi, ABD, Rusya ve ajanlarının yardımıyla Suriye’de vahşet işliyor, vahşet artık medyaya yansımıyor!

2- Virüsten korunmak, en iyi tedavidir, topluma elleri yıkama, enfeksiyon vakalarının olduğu bölgeleri ziyaret etmeme gibi erken önlem almasını içtenlikle tavsiye ediyoruz. İslam, erken önlem alınmasını emrediyor ve pandemi, Allah’ın kulları için bir imtihanıdır. Böyle bir salgın meydana geldiğinde, bu, Allah’ın imtihanı ve sınavı olarak görülmeli; bu salgın Salihler için bir rahmet, dilediği kişiler için de bir azap olabilir...

عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهَا أَنَّهَا «سَأَلَتْ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنِ الطَّاعُونِ، فَأَخْبَرَهَا أَنَّهُ كَانَ عَذَابًا يَبْعَثُهُ اللهُ تَعَالَى عَلَى مَنْ يشَاءُ، فَجَعَلَهُ اللهُ تَعَالَى رَحْمَةً لِلْمُؤْمِنينَ، فَلَيْسَ مِنْ عَبْدٍ يَقَعُ فِي الطَّاعُونِ، فَيَمْكُثُ فِي بَلَدِهِ صَابرًا مُحْتَسِبًا يَعْلَمُ أَنَّهُ لَا يُصِيبُهُ إِلَّا مَا كَتَبَ اللهُ لَهُ إِلَّا كَانَ لَهُ مِثْلُ أَجْرِ الشَّهِيدِ

“Aişe’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e vebadan sordum da bana şöyle cevap verdi: “Taun (veba), şüphesiz bir azaptır; Allah dilediği kuluna gönderir. Yine muhakkak ki, Allah, taunu müminler hakkında şehadet vesilesi kılmıştır. Bir yerde taun zuhur eder de orada bulunan bir mümin, sabrederek, sevap umarak, bu taun yalnız Allah’ın takdir ettiği kimseye isabet eder, kanaatini besleyerek- bulunduğu şehirde kalırsa, muhakkak Allah ona şehit ecrinin misli sevap takdir eder.” ^[Buhari]

Önlem alınması konusunda Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

إِذَا سَمِعْتُمْ بِالطَّاعُونِ بِأَرْضٍ فَلاَ تَدْخُلُوهَا، وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلاَ تَخْرُجُوا مِنْهَا “Bir yerde veba hastalığı çıktığını duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba hastalığı çıkarsa o bölgeden de ayrılmayınız.”

3- Virüs yeni keşfedildiği için ilacın bulunması birkaç ay sürebilir. Bununla birlikte insanın yaşamının göz ardı edilmesi kapitalizmin doğasında var. Bu nedenle bu felaketi, kar getiren bir olgu olarak görmesi garip değil. Modern ilaç endüstrisinin sadece tek bir amacı var; kar, yani aşı üretimi ve satışından para kazanmak. Kronik hastaların günlük kullandığı ilaçlar, uzun süreli etki sağlayan bir aşıdan çok daha karlı olacaktır.

4- COVID-19 salgınının bir sonucu olarak birçok ülke ekonomisinin sarsılması, sadece kapitalist rejimlerin zavallılığını değil, aynı zamanda krizlere yol açan kapitalist ekonomik modelin kırılganlığını da göstermiştir. Gerçekten de kapitalizm örümceğin evine benziyor! O evlerin en zayıfıdır. Bu, aydınların gözlerini açmalı, böylece gerçek ideolojik değişim için çalışılmalı, kapitalizm kökünden söküp atılmalı, yerine İslam’ın güçlü ekonomik sistemi konulmalıdır.

5- İslam ümmeti, bu salgınla karşılaştığında, Allah’a güvenip gerekli önlem ve tedavi yollarını tutmalıdır. Allah’a tevekkül etmek, Müslümanların en büyük erdemlerden biridir. Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmamalarını, her zaman O’na güvenmelerini sağlar.

6- Gelişmiş modern teknolojisi ile Hilafet Devleti, AR-GE çalışmalarının geliştirileceği bir ortam yaratacaktır. Tedavi için aşı ve ilaç geliştirmek ve araştırmak için ilaç şirketleri, araştırma fonundan yararlanabilecektir. Hilafet, tıpa yatırım yapacaktır. Bu, vatandaşlar için bir iyilik değil, devletin yükümlülüğüdür. Devlet, güvenlik ve sağlık gibi kamu ihtiyaçlarını yerine getirmekle yükümlüdür. Ubeydullah El Ensari’nin rivayet ettiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَنْ أَصْبَحَ مِنْكُمْ آمِنًا فِي سِرْبِهِ مُعَافًى فِي جَسَدِهِ عِنْدَهُ قُوتُ يَوْمِهِ فَكَأَنَّمَا حِيزَتْ لَهُ الدُّنْيَا “Bedeni sağlıklı, gönlü rahat ve cebinde de yeteri kadar harçlığı olan kimse, sanki bütün dünyaya sahip olmuş gibidir.” ^[Tirmizi]