Öğrenciler tarafından 105 okulda çıkarılan yangın dalgasının ardından Hizb-ut Tahrir / Doğu Afrika, aşağıdaki noktaları vurgulamak ister:

Çok büyük zarar ve hasara neden olan bu haydutluk olaylarını şiddetle kınamak ve derhal gerekli önlemleri almak kaçınılmazdır. Ne hazindir ki bu hükümet, bu tür kötülükleri önlemede isteksizdir. Oysa birçok kez karşılaşılan bu ve benzeri sorunları çözmek hükümetin sorumluluğundadır. 

İki ana nedenden ötürü biz, bu gibi okul yangınlarını sürpriz olarak görmüyoruz:

A) Laik-liberal doktrin menşeli şeytani düşünceleri benimseyen bir toplumda bu tür suç eylemlerine rastlamak kesinlikle sürpriz değil. Okul yangınlarının arkasında kartellerin olduğunu söylemek, büyük oranda doğrudur. Çünkü laiklik, insanları Yaratıcıya kulluk ruhundan uzaklaştırarak arzu ve isteklerine göre özgürce hareket etmelerine teşvik etmektedir. Dolayısıyla böyle bir toplumda öğrencilerin içki, cinsel eylem ve diğer birçok kötülükler gibi ahlaksız davranış sergilemeleri sürpriz değil.

B) Bu kapitalist ideolojide eğitim, sorunları çözmek yerine daha fazla sorunlara yol açmaktadır. Kötü eğitim, meslek kavramıyla iç içe geçmiş durumda. Bu yüzden öğrenciler, eğitimi düşünür olmanın değil, meslek edinmenin bir aracı olarak görüyorlar. Sahte sertifikalar ve hileli sınavlar, laik eğitim sektörünün karşılaştığı sorunlardan sadece bir kaçıdır. Veliler, sınav kâğıtlarını sızdırmak için yetkililere rüşvet veriyorlar. Hem de bu güpegündüz ve okul müdürlerinin bilgisi dâhilinde cereyan etmektedir. Bu, kapitalizmin nasıl krizler yarattığının en iyi göstergesidir. Gerçekten de eğitim, pratik hayattan çok çok uzak teorik bilgiler vermektedir.

İslam ise böyle değildir. İslam, Allah inancına dayalı güçlü ve derin bir ideolojidir. İslam akidesi, işlerin Allah’ın komutlarına göre seyretmesini talep etmektedir. İnsanoğlu Allah’ın emrine göre eylem yapmalıdır. İşte eğitim politikası bu temele dayalı olmalıdır. Eğitim politikasının amacı da şeri hükümlere göre hareket eden büyük düşünürler yetiştirmek olmalıdır.