06 Şubat 2015 tarihinde Kabay Press, Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği basın servisi, Richard Miles'ı ABD'nin Kırgızistan büyükelçisi olarak atadığını ve yakında Kırgızistan'a geleceğini bildirdi. Richard Miles, 1937 yılında Arkansas eyaletinin Little Rock şehrinde doğdu. 1954-1957 yıllarında askerlik hizmetini deniz piyadesi olarak yaptı. Ardından üniversiteden mezun oldu. Almanya'da Amerikan ordusunun Rus Enstitüsü'nde okudu. Bu Enstitü, ordu ve istihbarata hizmet vermiş birçok uzman ve danışman yetiştirdi. Richard Miles, diplomatik çalışmalarına 1967 yılında başladı.

Büyükelçi olarak atandığı ilk yer eski Sovyet Cumhuriyetleri'nden Azerbaycan'dır. 1992-1993 yılında Richard Miles, Azerbaycan Büyükelçiliği görevinde bulundu. Bu süre zarfında Haydar Aliyev, Ebu'l Feyz Elçibey başkanlığındaki milliyetçi hükümete nazaran seçimlerden zaferle çıktı. Ayrıca Miles, 1996-1999 yılları arasında Yugoslavya büyükelçilik görevinde de bulundu. Birçok kişi, o zamanlar Kosova savaşının patlak verdiğini ve binlerce Arnavut'un öldürdüğünü iyi bilir. Gürcistan büyükelçiliği de yapan Richard Miles, 2003 yılında gerçekleşen "Turuncu Devrim'in" ana mimarı ve planlayıcısı olarak da kabul edilir.

Birçok ülkede büyükelçilik görevinde bulunan ve ilk etapta kendisine hükümetleri devirme görevi tevdi edilen Richard Miles'ın ilgi alanı, ülkenin enerji alanıdır. Gürcistan eski Cumhurbaşkanı Eduard Şevardnadze, Rus Gazprom şirketi ile 25 yıllık bir anlaşma imzaladığı için Amerika Birleşik Devletleri'nin öfkesine maruz kaldı. Çünkü bu anlaşma, Bakü-Tiflis-Erzurum projesine ciddi zarar verebilirdi. Bakü-Tiflis-Erzurum projesi, Amerika Birleşik Devletleri çıkarlarına hizmet eden bir projedir.

Geçtiğimiz yıl 10 Nisan'da Kırgızistan'da "Gazprom" şirketi ile bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaya göre Kırgız gazı bir dolara bu şirkete satıldı! 2009 yılında "darbelerin mimarı" Richard Miles, görevinden istifa etti. Geçici Kırgızistan büyükelçisi olarak atandı. Bu, Kırgızistan'ın "Amerika'nın kara listesinde" yer aldığı anlamına gelir. Bu, aynı zamanda Amerika'nın Kırgızistan'a düşman olduğunu göstermektedir. Çünkü Kırgızistan, Amerika'yı "Manas" hava üssünden kovdu. Şimdi hükümet, Kırgızistan baharından endişeleniyor. Çünkü Kırgızistan'da hükümete karşı iki kez darbe oldu. Ama bir kez bile olsa halk devrime kalkışmadı.

Belki Ukrayna, halk devrimi için bir örnek olabilir. Zira bu ülkedeki insanlar, kendi Hadaratlarına göre yaşamak istediler. Bu yüzden Avrupa yanlıları ile Rus ayrılıkçıları diye ikiye bölündüler. Aralarında çatışma çıktı. Ama bu çatışma halk devrimi görüntüsünden ziyade iç savaş görüntüsünü aldı.

Suriye'deki Müslüman halk da devrime kalktı. Suriye devrimi, ideolojik açıdan Ukrayna halkının devriminden tamamen farklıdır. Suriye devrimi, İslam ideolojisi temelinde yaşamak isteyenler ile küfür sistemi ve değerlerine göre yaşamak isteyenler arasında şiddetli mücadeleye neden oldu. Suriye'de de yurtdışından yönlendirilen güçler var. Ama her iki durumda da mevcut sorunun kaynağı birbirine çok benziyor. İşte biz burada bu durum ve Kırgızistan'da bu durumları etkileyen senaryonun faktörlerinden bahsedeceğiz.

Eğer Richard Miles'ı büyükelçi olarak gönderen Amerika Birleşik Devletleri, bir devrim yapma niyetinde ise, o zaman hangi kesimleri kullanacak? Bu durum Kırgız güvenlik güçlerini ilgilendirmiyor mu? Amerika Birleşik Devletleri ya da "üçüncü güç", Kırgız güvenlik birimlerinin yaptığı her hatadan yararlanacaktır. Hatalar çığ gibi birikiyor. Ekonomik zulüm de cabası. Tüm bunların nedeni, sistemdir. Çünkü sistem bozuktur. Ayrıca bu sistemden kaynaklanan kökleşmiş yolsuzlukları da buna ekleyebiliriz. Bu sorunlar, mevcut koşullarda çözülemez. Ancak Kırgız hükümeti ve güvenlik güçleri bu sorunları kamufle etmek için bu öfke politikasını İslam'a ve Müslümanlara kanalize ediyor. Bu eylemlerin ülkelere yani Amerika gibi "üçüncü güçlere " yardımcı olacağında hiç şüphe yoktur. Bu ülkeler, Kırgızistan'ın Suriye ve Ukrayna gibi olmadığını iyi biliyorlar. Burada da Suriye ve Ukrayna üslubunu kullanmanın planlarını yapıyorlar. Eğer bu yöntemin çıkarlarına hizmet edeceğini düşünürlerse, o zaman halkın duygularını ajite edecekler ve bu yöntemi hayata geçirmek için halkı kışkırtacaklardır.

Peki, bu soruna çözüm var mı? Evet, elbette vardır. Bunun için Kırgızistan Müslümanları arasında ayrımcılık yapmaya son vermek gerekir. Aksine birleştirmek için çalışmalıyız. Başımıza gelen sorunların neyden kaynaklandığını sürekli açıklamalıyız. Müslümanların birliği için davetimizi "üçüncü gücün" kötü amaçlı propagandalarına yöneltmeliyiz. Çünkü Kırgızistan'daki Müslümanlar, en büyük güçtür. Bu, apaçık bir gerçektir. "Üçüncü güçler" kendi çıkarlarına ulaşmak için bu gücü kullanmaya çalışıyorlar. Güvenlik birimleri, ciddi hata yapıyor. Üçüncü güçler "Farklı İslami güçler" hakkında söylentiler yayıyorlar. İslami çevreler çok güçlüdür. Eğer dost olarak kullanılırlarsa, kalkan olabilirler. Yok, eğer düşman olarak görülürlerse, hiç bir güç bu güç karşısında duramaz, paramparça ederler. Hem tarihte hem de mevcut vakıada bunun örnekleri çoktur. Bu nedenle eğer hâlâ hükümet içinde aklıselim insanlar varsa Kırgızistan hükümetini ülkenin kaderi hakkında düşünmeye davet ediyoruz. Çünkü ülkeden kaçan devlet başkanları değil bizler felaketlere maruz kalıyoruz.

Şüphesiz ki Amerikan tehdidi mevcuttur. Güvenlik güçleri de bu tehdidin farkındalar. Ama bu tehdide karşı koymak için hiçbir şey yapamıyorlar. Yaptıkları en kolay şey, "terörizmle mücadele" kisvesi altında Müslümanlar ile savaşmaktır. Onun için kolayca Müslümanları aşırılık ile suçlayabiliyorlar. Sırf kitap okudukları ya da internet aracılığıyla fikirlerini yaydıkları için Müslümanları tutuklayabiliyorlar. Aslında "üçüncü güç" tehlikesi gitgide önemli ölçüde artıyor.

Ey Kırgızistan'daki Müslümanlar!

Gerçek düşmanlarımız, yani "üçüncü güçler", gerçek yüzlerini göstermeye başladılar bile. Bizleri birbirimize düşürmenin yollarını arıyorlar. Görünüşe göre hükümet, öngörülen tehditler ile başa çıkamaz durumda. Bu ülkenin İslami bir ülke olduğunu ve gerçek düşmanlarımızın da "üçüncü güçler" yani yabancı güçler olduğunu hatırlatmak isteriz. Bu güçler, ipe sapa gelmez eylemler ile aklımızı çelmek istiyorlar. Sorunlarımızın çözümünün hükümetleri değiştirmek ya da devirmek olduğunu hayalleri ile bizleri kandırmaya çalışıyorlar. Bu beş para etmez eylemlerin işleri daha da kötüleştirdiğine yakinen tanık oldunuz. Dolayısıyla düşmanlarımızın darbe planları, ajitasyonları, paraları Ukrayna'da olduğu sadece yıkım ve tahribe yol açacaktır. Bu yüzden bu yabancı güçlerin gerçek düşmanlarımız olduğunu sakın unutmayın. Ve bilin ki bu güçlerin ve onların ajanlarının "İslam ve Müslümanlar tehlikelidir" diye kopardıkları yalan yanlış yaygaralar, çok tehlikeli fikirlerdir. Çünkü bu fikirler, düşman çıkarlarına kapı aralayan iç savaş ateşini tutuşturur.