Dün akşam Trablus’un güneyinde batan tekneden kurtulan birçok kişi yayınladığı videoda, Lübnan sahil güvenlik botunun tekneye iki kez bilerek çarptığını, çarpışma sonrasında teknenin ikiye ayrıldığını, yüzebilenler -az kişi- dışında bütün yolcuların boğulduğunu anlattı.

Bu gibi durumlarda alınan acil önlemler ve bu tür şüphelerin varlığı, gelip geçici açıklamalar yapılması yerine teknenin durumunu, o andaki hava şartlarını ve tüm koşulları gösteren teknik bir soruşturma başlatılmasını, varsa bir ihmal sorumluların hesaba çekilmesini gerektirir.

Gerçeğin çarpıtılmasına karşı uyarıyor ve soruyoruz: Yetkililer, onlarca ailenin teknede olduğunu ve Kalamun’dan hareket ettiğini bildikleri halde hareketine neden engel olmadılar?

Güvenlik güçleri bundan haberdarsa bu bir felakettir, haberdar değilse daha büyük bir felakettir.

İnsanların Lübnan’daki cehennemden kaçışının nedeni, yozlaşmış otorite, gıda ve ilaç eksikliğidir. Bu yozlaşmış otoritedeki herkes sorumludur; ülkenin en zenginlerinden biri olan Trablus hükümeti başbakanı başta olmak üzere bakanları ve kentin milletvekillileri Trablus’un yoksullarına karşı işlenen bu katliamdan sorumludur.

Müftülere, hareketlere, partilere ve İslami kuruluşlara sesleniyoruz: Cesurca bir tavır takının, gerçeğin çarpıtılmasına engel olun. Seçim oyunu oynamak yerine Trablus halkının kanına denk bir pozisyon alın. Bu yozlaşmış otorite, insanlar hayatlarını, eşlerini ve çocuklarını riske atıyor. Bu sefil durumdan kaçmak için insanlar, ülkeden ayrılıyorlar.