Bazı medya organlarının 30 Mayıs 2013 Perşembe günkü akşam bültenlerinde, Müslümanların üzerinde beyazla [لا إله إلا الله محمد رسول الله] yazılı râyesi olan el-Ukab Râyesini, laik Lübnan Büyükşehir Belediyesi'nin etrafında bulunan tüm ırkçı bayrakları göz ardı eden aşırılık ve terör râyesi şeklinde tasvir etmek yoluyla Müslümanların akidesine dönük kin ve düşmanlık taşıyan raporlara şahit olduk!

Bu kindarlara, bu râyenin Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'den varit olan Müslümanların râyesi olduğunu bildirmek istiyoruz:

-Ahmed, Ebu Davud ve Nesai süneninde Bera İbn-u Azib'den Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in râyesinin, كَانَتْ سَوْدَاءَ مُرَبَّعَةً مِنْ نَمِرَةٍ "Nemira kumaşından siyah ve kare şeklinde" olduğunu tahric etmiştir.

Tirmizî ve İbn-u Mâce, İbn-u Abbas'ın şöyle dediğini tahric etmiştir:

كَانَتْ رَايَةُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَوْدَاءَ، وَلِوَاؤُهُ أَبْيَضَ "Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in râyesi siyah ve livası da beyazdır. "

-İbn-u Ebi Şeybe Musannafı'nda, el-Hasen'den şunu tahric etmiştir:

كَانَتْ رَايَةُ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَوْدَاءَ تُسَمَّى الْعُقَابَ "Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in râyesi, el-Ukab olarak adlandırılan siyah bir râyedir."

-Taberânî, İbn-u Abbas'ın şöyle dediğini tahric etmiştir:

كَانَتْ رَايَةُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَوْدَاءَ وَلِوَاؤُهُ أَبْيَض، مَكْتُوبٌ عَلَيْهِ: لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ "Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in râyesi siyah ve livası da beyaz olup üzerinde, [لا إِلَهَ إِلا اللَّهُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ] yazılıdır."

Bu deliller, Müslümanların ana kitaplarındaki İslamî nâslarda, el-Ukab Râyesi'nin Müslümanların râyesi olduğu metninin kesin olduğuna dair yeterli ve kâfi delillerdir.

Ey Kindar Medya! 1924 yılında Hilafet Devleti'nin yıkılmasının ardından dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanların yaşadığı istisnaî durumun, son günlerini yaşadığını biliyorsunuz. Ey kindar medya! Şayet sen, raporunda objektif olsaydın, gerçek vakıayı aktarırdın ki bu gerçek vakıa, Lübnan Müslümanlarının, laik liderlerine olan güvenlerini kaybettikleri gibi Lübnan Büyükşehir Belediyesi'nin varlığına olan güvenlerini de kaybetmiş olmalarıdır. Nitekim bu durum, bu laik akımın Temsilciler Meclisi'nin uzantısı olduğunu kabul ettiğini ve açık bir şekilde popülaritesini kaybettiğini itiraf ettiğini teyit etmektedir. Dolayısıyla o, belki Müslümanların vakıası değişebilir diye ufukta olabilecek değişimi rehin almaktadır. وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلا غُرُورًا "Halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir." ^{[en-Nisa 120]} Şayet bu akım, vakıasını idrak edebilmiş olsaydı bir uzantı olmayı reddederdi. Çünkü artık Müslümanlar, dejenere olmuş milliyetçi ve vatancı sloganları ayakları altına almışlar, göklere akidelerinin sloganlarını yükseltir hale gelmişler ve bu şekilde de Allah'ın kelimesini yüceltmek için Allah yolunda ölmeye karar veren Müslümanlar olduklarını ve böylece de Şam topraklarında "Ey Allah'ım! Bizim Senden Başka Kimsemiz Yok Ey Allah'ım" sloganı atan kardeşlerine iştirak ettiklerini ilan etmişlerdir.

Otorite ile güvenlik güçlerinin, bu râyelerin yok edilmesi için harekete geçmeye çağrıda bulunmalarına gelince; burada, onların kininin açık bir şekilde Allah'ın ve Resulünün emrine yönelik bir kin olduğu ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla onlar, Batı'dan ithal edilen Lübnan bayrağı için, dahası iğrenç Sykes-Picot için yalancıktan ağlamaktalar ve terörizm, aşırıcılık ve tekfir gibi ıstılahlar yoluyla Amerika'nın İslam'a yönelik savaşını benimsemektedirler. İşte emniyet güçlerini, diğer dinlerin sloganlarını ve ülkenin dört bir tarafına dikilmiş Lübnan siyasî partilerin bayraklarını yok etmeye çağırmamaları kesinlikle onların bu kinidir.

Hizb-ut Tahrir olarak bizler, el-Ukab Râyesi olan râyesini göklere yükselten her bir Müslümanı selamlıyor, ona çağrıda bulunuyor, onun ellerini sıkıyor ve küfür ve avenelerine karşı izzetli ve birbirimize karşı merhametli olacak şekilde başlarımızı sıradağlar gibi göklere kaldırıyoruz.