Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti, duvarın yapımını durdurmaya yönelik vaatlerine rağmen tamamlanan duvar ve etrafındaki gözetleme kulelerinin ardından kamp girişlerine demir kapılar yerleştiren Lübnan devletinin insanlık dışı politikalarını kınamak ve reddetmek amacıyla Güney Lübnan’daki Ayn El Hilve Filistinli mülteci kampında bir gösteri düzenledi. Böylece zaten dar olan kamp giriş ve çıkışlarından mustarip olan mülteciler üzerindeki baskı giderek artıyor... Verilen vaatler rüzgâr olup uçup gitmiştir. Lübnan’da Amerikan politikası doğrultusunda hareket eden Lübnan hükümeti, (terör) gerekçesiyle Müslümanların tüm kitlesel eylemlerine darbe vurmak istiyor. Gösteride kısa bir konuşma da yapıldı. Konuşmanın içeriği kısaca şöyledir:

“Hamd Allah’a mahsustur. Salat ve selam Allah’ın Rasûlü’nün, onun ailesine, ashabına ve onu dost edinenler üzerine olsun...

Biz bugün burada evlerini ve mallarını terk eden Filistin halkına karşı sorumsuzca davranan insanlık dışı muameleyi protesto ediyoruz. Filistin halkı, yabancılardan öte akrabanın zulmünden mustariptir. Akrabadan gelen zulüm kalp üzerinde keskin kılıçtan daha müessirdir...

Biz bu utanç duvarı kamp sakinlerinin ses ya da görüşüne aldırış edilmeksizin dikildiği için buradayız. Dünyada bugün bu utanç duvarı, Filistin’deki Yahudilerin duvarı gibidir...

Mesele öyle bir noktaya vardı ki şuan kampın giriş ve çıkışlarına demir kapılar konuluyor. Böylece kamptaki halk, Ayn El Hilve mülteci kampından ziyade Ayn El Hilve açık cezaevinde olacak...

Artık bu kampın gökyüzünden başka bir çıkışı olmayacak. Belki bu duvar ve demir kapıları planlayıp tezgâhlayanlar, gökyüzüne de bir çatı inşa etmek için bir yöntem geliştirebilirler. O zaman mülteciler, Ayn El Hilve mülteci kampı ve Ayn El Hilve açık cezaevinde değil, Ayn El Hilve mezarlığında olacaklar...

Biz bu gösteride şunları dile getirdik:

• Bu duvar uluslararası talimatlar doğrultusunda inşa edilmiştir. Sık sık gerçekleşen uluslararası güvenlik heyetlerinin ziyaretleri sonrası Müslümanların insanlık toplantıları (terör) yuvasından ibaret olduğu görülüyor...

• Sorumluluk kendisini kamp sorumlusu ve mercii olarak görenlere aittir. Bunların gözleri önünde duvar örülmüştür. Yıllarca Lübnan devleti ile kurulan iletişim ve temaslar nerede? Bu temasların semeresi, duvar ve demir kapılar mı?

• Lübnan’ın politik aktörlerini, Amerika ve kendilerine direniş adı verilen ABD’nin Lübnan’daki yandaşlarının dillendirdiği (terör) ve terör kılıcı bahanesiyle Ayn El Hilve’de alınan askeri güvenlik önlemlerine bir son vermeye davet ediyoruz...

• Ayrıca Ayn El Hilve mülteci kampındaki özellikle genç aktivistleri sessizlik örtüsünü yırtmaya, verilen tüm vaatlere rağmen inşa edilen duvarın ardından demir kapılara izin verilmemesine davet ediyoruz. Önünüzdeki duvar canlı bir tanıktır...

• Sonra Ayn El Hilve kampındaki kardeşlerimizi de uyarıyoruz. Sakın kampa (terör) yaftası vuran projenin ya da kampa ve mültecilere darbe vurmayı kolaylaştıran herhangi bir gündemin peşinden gitmeyin. Ya da açık siyasi anlayıştan yoksun saçma sapan mesajlar göndermeyin. Verilecek herhangi bir saçma sapan mesaj, kampın kesinlikle terör ile ilişkilendirilmesini sağlayacaktır.

Son olarak diyoruz ki: Ey Ayn El Hilve halkı! Artık mesele yetkililer ve merciler ile temas ve iletişimlere bağlı değildir. Aksine mevcut bu statükoyu reddetmek ve bu gibi insanlık dışı zalimane önlemlerden geri adım atılması için güçlü, etkili ve kitlesel bir eylemde bulunmalıyız. Bu insanlık dışı statükonun sorumluluğu, Lübnan devleti, kurumları, arkasındaki partiler ve medya organlarına aittir. Filistin sorununa sözde destek bildiriminde bulunanlara, bu kampın çıkarı için çoban olarak atanan yetkili ve mercilere aittir...

Allah’tan temennimiz o dur ki bu gösteri, zulmü def etmek ve tüm komploları boşa çıkarmak için kitlesel siyasi eylemler için bir başlangıç olur...

وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُم بِبَعْضٍ لَّفَسَدَتِ الْأَرْضُ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ ذُو فَضْلٍ عَلَى الْعَالَمِين“Eğer Allah’ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzü bozulurdu. Ancak Allah, bütün âlemlere karşı lütuf sahibidir.”^{[Bakara 251]}