Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Malezya
Medya Bürosu

No: ML–BA–2017–MB–TR–09 H. 5 Rabi’-ul Âhir 1439
M. Pazar, 23 Aralık 2018

Beytül Makdis, Yöneticilerin Beyhude Açıklamaları İle Değil, Ancak Cihat ve Hilafet İle Kurtarılacaktır

ABD Başkanı Donald Trump’ın Beytül Makdis’i Yahudi varlığının başkenti olarak ilan etmesinin ardından İslam dünyasının dört bir yanında patlak veren gösteriler mütemadiyen devam etmektedir. Buna karşın siyasi mesafe kat etmek isteyen Müslümanların yöneticilerinin Beytül Makdis konusunda faydasız açıklamalar yaptıklarını da duyuyoruz. Trump’ı kınayarak kendilerini ümmetin kahramanları olarak lanse etmenin derdindeler. Kutsal toprakları savunmak adına İstanbul’da olağanüstü bir toplantı gerçekleştirdiler. Numaradan Trump’ı kınayıp Beytül Makdis’i savundular. Oysa Trump’ın en yakın dostları ve en sadık uşaklarıdır. Hatta Trump’ın kararına rağmen bazıları, ABD ile ilişkilerini sürdüreceklerini ifade ettiler. İhanet ve faciaları nedeniyle Allah’tan, Peygamberinden ve müminlerden utanmıyorlar.

Malezya’da dün (22 Aralık 2017) iktidar partisi, Putrajaya Camii’nde Beytül Makdis’e destek olmak amacıyla bir Dayanışma Buluşması gerçekleştirdi. Dayanışma Buluşması’na muhalefet liderleri, müftü, sivil toplum kuruluşları ve genel olarak Malezya halkı davet edildi. İronidir ki iktidar partisi, camilerin siyasi amaçlarla kullanılmasını yasaklarken, Malezya merkezi idaresini sembolize eden camileri kendisi siyasi amaç adına kullanmaktadır. Keşke iktidar partisi ve Müslümanlar, İslami amaçlar doğrultusunda kullanıldığı sürece cami ile siyasetin etle tırnak gibi olduğuna anlasalar.

Bu konuda Hizb-ut Tahrir / Malezya şunları vurgulamak ister:

1- İktidar partisinin düzenlediği bu buluşma, Malezyalıların duygularını absorbe etme fonksiyonundan ve bu buluşmanın Beytül Makdis veya Filistin sorununu çözmeyeceğini bildiği halde “bir şey yapıyor” görüntüsüne vermekten başka bir şey değildir.

2- Hükümetin görevi, mitingler düzenlemek değil, Beytül Makdis’i kurtarmak için cihat ilan etmektir. Ümmet, mitingler düzenleyebilir ancak hükümet güç sahibidir ve ordular elindedir, retorik buluşmalar yetmez.

3- Malezya Başbakanının iki devletli çözüm ve 1967 sınırları içinde Filistin devletini tanıma açıklaması, açıkça işgali ve Filistin topraklarındaki yasadışı Yahudi varlığını “tanımaktır” ve bu, Beytül Makdis’e açıkça ihanettir.

4- Müftüler ve dini otoritelerin görevi, yöneticiler ile işbirliği yapmak değil, onları muhasebe etmektir. Yönetici maşaları olduklarını saymıyoruz bile. Müftüler, orduları Beytül Makdis’i ABD destekli Yahudilerin pençesinden kurtarmak için Filistin cihadına seferber etmeleri gerektiği yönünde yöneticilere yönelik bir fetva yayımlamalıdır.

Ey Müslümanlar! Unutmayın ki Beytül Makdis, Müslümanların yöneticilerinin retorik ve beyhude açıklamaları ile kurtarılamaz. Kutsal topraklar ancak cihat ve Hilafet ile kurtarılabilir. Hizb-ut Tahrir, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini yeniden kurmak için dünya genelinde gece gündüz çalışıyor. Ki Hilafet, yakında kurulacak, Ömer b. Hattab ve Selahaddin Eyyubi döneminde olduğu gibi Beytül Makdis’i kurtarmak için Allah yolunda cihat ilan edecektir. 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Malezya
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER