28 Temmuz 2019’de ilk kez Selangor Diyanet İşleri Başkanlığı (JAIS), “aptalca bir oyun” oynadı. Shah Alam PKNS Kompleksi’ndeki bir kafeye düzenlediği baskında iki Hizb-ut Tahrir’li kız kardeşimizi gözaltına aldı. Öncesinde erkekleri hedef alıyordu. Bugüne değin yedi Hizb-ut Tahrir üyesini gözaltına aldı. Kafeye düzenlenen baskında ayrıca Nur Afiqah Fatnin Binti Mohd Latif ve Muhammed Arfan Firas Bin Mohd Latif adlı ikiz kız kardeşler de gözaltına alındı. Kafe sahibinin çocukları olan bu ikizler, anne babaları hacda olduğu için kafeyle ilgileniyorlardı. Saat 4.20 civarında 15 JAIS memuru, kafeye baskın düzenledi. Hizb-ut Tahrir üyesi 64 yaşındaki Kalsom Binti Ebu (Ümmü Atiyah) ile 3 çocuk annesi ve 8 aylık hamile olan 40 yaşındaki Nor Hazan Binti Bachok (Ümmü Aafya) baskın sırasında gözaltına alındı.

JAIS, Ummu Atiyah’ın kafede gerçekleştirdiği “Ramazan’ın ivmesini koruyalım” başlıklı Bicara Muslimah (Kadınlar) programına baskın düzenledi. Ummu Aafia da organizatörlük suçlamasıyla gözaltına alındı. Ek olarak program katılımcıları ifade vermek üzere JAIS genel merkezine çağrıldı. 42 yaşındaki Hizb-ut Tahrir’li Norliahani Binti Abdul Basir, dün (31 Temmuz 2019) tanık olarak çağrıldığı JAIS genel merkezindeki sorgulama sırasında gözaltına alındı. Böylece gözaltındakilerin sayısı beşe yükselmiş oldu. Daha da kötüsü JAIS, söz konusu beş çocuk annesinin telefonuna el koyarak yetkilerini aştı. Dünkü sorgulamada verilen yanıtlardan memnun olmayan JAIS, Ummu Aafia’nın cep telefonuna el koydu. Gerçekten de JAIS utanmıyor ve Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan korkmuyor. Başkalarının mallarına el koyarak haram işliyor!

Gözaltına alınanların tamamı kefaletle serbest bırakıldı. Dini otoritenin fetvasına aykırı davranmak suçlamasıyla 1995 Şeriat Suçları (Selangor) Kanunu’nun (c) maddesi uyarınca yargılanacaklar. Selangor Fetva Komitesi’nin 17 Eylül 2015’de Hizb-ut Tahrir’e karşı yayınladığı söz konusu fetva, iftira, yalan, çarpıtma ve kafa karışıklığıyla doludur. Hizb-ut Tahrir, 28 Haziran 2016’da yayımladığı resmi İtiraz Kitapçığı ile bu fetvayı çürütmüş, kitapçığı Müftülük, Selangor Fetva Komitesi ve JAIS’e teslim etmiş olmasına rağmen bugüne değin hiçbirinden yanıt alamamıştır! İtiraz Kitapçığına entelektüel boyutta cevap veremedikleri için üyelerimizi tutuklayarak “yanıt verdiler”! JAIS’in gücü buna yetiyor. Kimi gözaltına aldığı umurunda değil. JAIS, kadın, warga ema (yaşlı), hamile demeden herkesi gözaltına alıyor. Hatta anne babaları hacda olan çocukları bile gözaltına alıyor. Dahası mahkeme kararı ve izni olmadan küstahça özel mülke tecavüz etti. Hizb-ut Tahrir’e ait olmadığı halde bazı ticari mallara el koymak istedi. Kız kardeşlerimizi bu şekilde gözaltına alma cesaretini gösterdiği için JAIS’e tebrikler olsun!

Bu gözaltı, Malezya’daki Müslümanların Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ile Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya hakaret eden bir karikatürü protesto ettikleri bir sırada gerçekleşti! Karikatüre karşın kısık bile olsa JAIS’in hiçbir sesi çıkmadı! Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret karşısında hiçbir şey yapmayan JAIS, insanları Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetini canlandırmaya çağırıcı konuşmalar yapan Hizb-ut Tahrir’li kız kardeşleri alelacele gözaltına aldı. JAIS ayrıca İslam’da Kadın Liberal Grup Programı Yöneticisi aleyhinde sayısız şikâyet almasına rağmen İslam’a hakaret eden Shareena Şerif’e karşı sessiz kaldı. Buna karşın insanları İslam’a çağıran Muslimah Hizb-ut Tahrir programı hakkında bir şikâyet alan JAIS, hemen harekete geçti ve avını bekleyen bir aslan gibi hemen avının üstüne atladı! Bir kez daha JAIS’e tebrikler olsun!

JAIS ayrıca Hizb-ut Tahrir’in düzenlediği programlara karşı şikâyet nedeniyle hareket geçtiğini göstermek için “kamu şikâyeti” kavramının arkasına saklandı. JAIS, benzer iddiayla 4 Aralık 2015 tarihinde dört Hizb-ut Tahrir üyesini tutuklamış, ancak mahkemedeki duruşmada kamu şikâyetinde bulunan kişinin aslında üst düzey bir subay olduğunu itiraf etmek ve kabullenmek zorunda kalmıştı! Yazık!

JAIS, gözaltıların Hizb-ut Tahrir üyeleri ve sempatizanlarının cesaretini kıracağını, Hizb-ut Tahrir’in çağrısını durduracağını, ümmeti Hizb-ut Tahrir’den uzaklaştıracağını düşünebilir. Durum gerçekten böyleyse ey JAIS! Bil ki biz Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan başka kimseden korkmayız. Allah Subhânehu ve Teâlâ bize zafer verene dek ya da O’na kavuşana değin bu davadan vazgeçmeyeceğiz. Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan korkmayan JAIS’e tebrikler olsun! Kötülükleri görmezden gelirken Allah’a çağıranları gözaltına alıyor. Liberalizme çağrı yapanlar ile İslam’a hakaret edenleri görmezden gelirken, İslam’a çağıranları gözaltına alan JAIS’e tebrikler olsun! Cehenneme çağıranları görmezden gelirken, Cennete çağıranları korkmadan gözaltına alan JAIS’e tebrikler olsun!

Ey JAIS! Gücünüzle Selangor’da dava yapan tüm Hizb-ut Tahrir üyelerini keyfi keder gözaltına alabilir, mahkemeye çıkarıp hapse atabilirsiniz. Eğer bunu arzuluyorsanız o zaman istediğinizi yapın ey JAIS! Zira uzun zamandır biz sizi Allah’a havale ettik. Allah bize yeter. O bizim koruyucumuz ve yardımcımızdır. Kalpleri evirip çevirendir. Hatırlatmak isteriz ki ey JAIS! Belki bu dünyada davaları kazanabilirsiniz ama mahşer günü başka bir mahkeme kurulacaktır. O gün Allah Subhânehu ve Teâlâ, En Adil Yargıç olacaktır. Bize yaptığınız zulüm hakkında karar verecektir. Umarız bu hatırlatma, kararmış yüreklere biraz ışık tutar. Müslüman kardeşlerimiz olarak size sevgi ve saygı beslemeseydik, böyle bir hatırlatmada bulunmazdık. Bu hatırlatmayı inananlara faydalı olacağını düşündüğümüz için Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğu ile sonlandırıyoruz:

إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ“Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tövbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.”^{[Buruc 10]}