Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HT–BA–2019–MB–TR–09 H. 4 Safer 1441
M. Perşembe, 03 Ekim 2019

Son Günlerde Hizb-ut Tahrir’e Ait Sitelerin Geçici Olarak Durdurulması Hakkında

İslam düşmanlarının, Hilafet düşüncesini zihinlerden uzaklaştırma girişim ve komplolarına rağmen yine de bu düşünce bütün İslam ümmeti nazarında kamuoyu haline gelmiştir. “Hilafete dönüş çağrısı”, siyasi ve entelektüel kuruluşlarıyla bütün Batılı hükümetlerin karabasan gibi uykularını kaçırmaya devam ediyor. Batı, bu kutlu çağrının kamuoyu olmasını önlemek için çeşitli yöntemlerle var gücüyle mücadele ediyor.

Tarafsız olduğunu iddia eden “ticari teknolojik” kuruluşlar da bu düşmanlık kervanına katıldı! Hükümetlerin siyasi maşası olmayı yeğleyen bazı kuruluşlar, Hilafet düşüncesine düpedüz düşman olduklarını deklare ettiler. Uzun yıllar hizmet sunduktan sonra “CloudFlare” ve “Stackpath” şirketleri, hiçbir ön uyarı yapmadan Hizb-ut Tahrir’e ait sitelerin “DNS”, “İnternet sitelerini koruma” ve “İçeriği yayımlama” hizmetini aniden kestiler. Son iki ay içinde siteler iki kez durduruldu. Yani sitelerimizi koruma sözü veren bu iki şirket, kendilerine göre siteleri devre dışı bıraktılar! Bu nasıl bir ihanet ve hıyanettir?

Öyle görünüyor ki -Müslüman düşmanı olan, sözlerinden cayan, yakınlarına hainlik yapan- Beyaz Saray’daki Donald Trump zihniyeti, bu iki şirkete de sızmıştır. Bu zihniyetin, Amerika’daki diğer teknik ve ticari kuruluşlara sızıp sızmadığını henüz bilmiyoruz! CloudFlare şirketi, yaptığı düşmanlığı gerekçelendirmek için Hizb-ut Tahrir’in yasaklı bir parti olmasını neden olarak ileri sürürken, Stackpath şirketi, nedenin kullanım politikası şartnamesinin ihlal edilmesi olduğunu iddia etti!

Biz bu iki şirkete yaptığımızın işin yasadışı olmadığı ile ilgili somut kanıtlar ve resmi belgeler sunduk. Hizb-ut Tahrir’in entelektüel politik bir parti olduğunu, dünyanın birçok ülkesinde ve önemli başkentlerde açıktan faaliyet yürüttüğünü, konferanslar düzenlediğini, yürüyüşler yaptığını, toplumlar arasında fikirlerini yaydığını, fiziksel çatışmayı benimsemediğini, yetmiş yıldır değişmeyen metoduyla tanındığını, bunun dünyanın en önemli arşivlerinde siyasi referans belirtildiğini delilleriyle kanıtladık...

Bazı ülkeler hariç Hizb-ut Tahrir’in yasaklı bir parti olmadığını, yasaklı olduğu ülkelerin ise küresel bazda diktatör ülkeler olarak bilindiğini, bazı Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi politik çalışmaya bile izin vermediklerini bildirdik...

Söz konusu şirketlerin merkezlerinin bulunduğu ülkede bile partinin yasal ve açıktan faaliyet yürüttüğünü dile getirdik...

Bütün bunlara rağmen ilgili iki şirket, e-mail üzerinden yasal yollara başvurmamız gerektiği yanıtı verdi. Mesajlarımızı, sorularımızı ve itirazlarımızı yanıtsız bıraktılar! Bu, tam bir sessizlik komplosudur ve Donald Trump’ın açıkça aldatma doktrinidir. Görünüşe göre bu iki şirket bu doktrini benimsemiştir. ABD merkezli uluslararası bu iki şirket, -kanun ve davalarıyla ünlü ülkede- ülkelerinin kanunlarını nasıl görmezden gelebilirler? Nasıl böyle bir düşmanlık yapabilirler? Gerçeklik ve mantığa aykırı argümanlar öne sürebilirler? Nasıl bunu yapabilirler? Keşke o ülkenin Başkanı, ihanet ve sözden cayma için açıkça bir doktrin belirlemiş olsaydı?

Bu saldırı, Nübüvvet metodu üzere Hilafet düşüncesi ve kurulması çağrısına karşı yeni bir hamledir. Vandallar ve kindarların entelektüel iflasının bir göstergesidir. Ağızlara ket vurma girişimi, Hizb-ut Tahrir’in güçlü, dosdoğru, saf ve net düşüncesi karşısında Batının yenilgisinin net bir deklarasyonudur...

Hizb-ut Tahrir, Allah’ın emrine icabeten kurulmuş samimilerden oluşan bir gruptur.

وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَSizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” [Ali İmran 104] Kuruluşundan, hedefi, fikri ve metodu üzerindeki kararlılığından yetmiş yıl sonra bugün bu grup, aslında metodunun farkında olan, Hilafet günlerindeki üstünlüğü bilen yüce ümmet içinden kararlı bir ümmet haline gelmiştir.

ABD hükümeti ve art niyetli yıkıcı kuruluşların yürüttüğü bu kampanya, entelektüel iflaslarının bir göstergesidir. Bizi susturma teşebbüsü, Hizb-ut Tahrir’in güçlü, dosdoğru, saf ve berrak düşüncesi karşısında yenilgilerinin apaçık beyanıdır. Hizb-ut Tahrir’e ait hesapların kapatılması onu zayıflatamaz. Zira ilgililerin, öğretilerini öğrenmek, birlikte çalışmak ve desteklemek isteyenlerin sayısı, Allah’a hamdolsun gün geçtikçe artıyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَقَدْ مَكَرَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَلِلَّهِ الْمَكْرُ جَمِيعاً يَعْلَمُ مَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ وَسَيَعْلَمُ الْكُفَّارُ لِمَنْ عُقْبَى الدَّارِ Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı. Bütün tuzaklar Allaha aittir. O, her nefsin kazandığını bilir. İnkâr edenler de dünya yurdunun sonunun kime ait olduğunu bileceklerdir.[Rad 42]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hizb-ut-tahrir.info
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER