حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132011u2013MMBu2013TRu20130025 |
H. 26 Muharrem 1433 M. Perşembe, 22 Aralık 2011 |
-Basın Açıklaması- Mısır'daki Göstericilere Dönük Yapılan Vahşiyane Taciz ve Saldırı Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'nin, Mübarek'in Yolunda Yürüdüğünü Pekiştirir!
Mısır halkının, ayaklanmaları hususundaki fedakarlıklarını çalmaya ve otorite üzerindeki kontrol sürecini uzatmaya çalışan baskıcı Yüksek Askerî Konsey tarafından, kadın göstericilere vahşiyane bir şekilde saldırı yapıldığına dair görüntüler ve raporlar ortaya çıkmıştır. Nitekim yakın zamanda yayınlanan bir video kaseti, başörtüsü ve elbisesi yırtılan, vücudunun her tarafı cop ve tekmelerle vahşî bir darba maruz kalan ve Mısır güvenlik güçleri tarafından sokak ortasında soyulup sürüklenen Müslüman kadın göstericilerinden birinin korkunç bir sahnesini ortaya çıkarmıştır. Ayrıca ortada, askerlerin göstericilerin saçlarını çekerek sürüklemesinin yanı sıra siyasî mahkumlara işkence yapıldığından bahseden raporlar da vardır. Bu ise ayaklananları ezme ve Askerî Konseyin yönetimine sessiz kalmalarını sağlama girişiminden ibarettir. Basitçe bu vahşet, ayaklanan insanların öfkesinden kaçmadan önce bu konseyi tayin eden Mübarek rejiminin cürümlerini akla getiren Güvenlik Konseyi güçlerinin muamelede bulunduğu vahşiyane amellerinin son örneğidir!
Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Bürosu Üyesi Dr. Nesrin Nevaz, şöyle bir yorumda bulunmuştur: "Şüphesiz bizler, savunmasız masum göstericilere karşı yapılan üzücü şiddet olaylarının tamamını kınıyoruz. Bu utanç verici vaşî yaklaşım, basitçe Askerî Konsey'in Mübarek'in çizgisinde yürüdüğüne dair başka bir kanıt sunmaktadır. Nitekim konsey, despot Mübarek'in yönetimini miras almasının yanı sıra baskıcı ve düşmancıl siyasî zulümlerini ve kan dökmeyi de sürdürmektedir. Zira bu, Mübarek'in despotik rejimi ve iktidarda kalmaya dönük ümitsiz çabaları sırasında muhalefete karşı kullandığı vahşî baskıcı politikalarını haklı çıkarmak amacıyla tıpkı "istikrarı korumak için" yaptığı meşhur konuşmasında kullanılan bir trajedidir. Dolayısıyla konseyin, muhalefeti susturmak için Mısır'ın genç kızlarına karşı aşağılık araçlardan bir aracı kullanma girişimi, sadece ona vebal yüklemekte ve kendisine dünyanın gözünde aşağılanma getirmektedir. Şayet konsey, bu siyasî ‘'baltacıların'', Mısır kadınlarının zalim yönetime karşı olan ısrarlarını durduracağını sanıyorsa kesinlikle yanılmış olacak ve bu ‘'baltacılar'', onların değişime yönelik kararlılıklarını artırmaktan başka bir şeye neden olmayacaktır."
Merkezî Medya Bürosu Üyesi şunları da eklemiştir: "Bu baskıcı uygulamalar bir kez daha göstermektedir ki eski rejimin kalıntıları, Mısır'ın siyaset sahnesinde asla şeklî değişimden başka bir şey getirmeyecek ve gerçek devrim henüz gerçekleşmiş olmayacaktır. Bu da Askerî Konsey'in, iktidara kuvvetle tutunmayı hedefleyip "anayasa ilkelerinin koruyucusu olan" ideolojiyi benimsemesi yoluyla hala yönetim üzerindeki karanlık gölgesini sürdürdüğü bir sırada gerçek değişimin olmayacağına dair başka bir kanıttır. O halde Mübarek rejiminin bütün kalıntılarının kökünden sökülüp atılması gerektiği gibi ordunun, iktidara tutunmak yerine ülkeyi korumak için gerçek rolüne geri dönmesi gerekmektedir..."
Dr. Nesrin; ardından Amerika Birleşik Devletleri'nin sahteliğini ve iki yüzlülüğünü açıklamış ve şöyle demiştir: "Sürekli renk değişkenliği ile bilinen Amerika Birleşik Devletleri'nin yaklaşımı doğrultusunda hareket eden Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Mısırlı kadın göstericilerin soyulmasını ve onlara vurulmasını kınamış ancak aynı zamanda hükümeti, kalabalıkları kontrol etmek amacıyla hala çeşitli güvenlik yardım türleri ve rejime gelişmiş baskı araçları sağlayarak işlenen bu cürümleri desteklemeyi sürdürmüştür... Bütün bunları ise kendi çıkarları yolunda itaatkar bir araç olarak ülkedeki liderliğini korumak amacıyla yapmaktadır. Şayet hala sayın Clinton, hükümeti utanmadan son nefesine kadar Mübarek rejimini desteklediği zaman diliminde Mısır'daki kadın hakları üzerindeki her türlü ahlakî otoritenin sürdüğünü düşünüyorsa yanılıyor olmalı. Zira 2005 yılındaki parlamento seçimlerindeki manipülasyona karşı olan gösterileri sırasında aynı yöntemi takip ederek kadın aktivistlerin elbiselerini soyan, saldıran ve onları taciz eden bizzat aynı rejimdir."
Dr. Nesrin yorumunu şu sözlerle sona erdirdi:
"Ey Mısır'daki Müslüman Erkekler ve Müslüman Kadınlar!
Şu an sürmekte olan seçimler hakkında deriz ki; rejim, bu seçimlerin yetki gücünü boşa çıkarmıştır. Zira bu seçim, Askerî Konsey'in devlet hazinesindeki tahakkümünü sürdüren aciz bir parlamentoyu ve siyasî bir rejimi amaçlamaktadır! Dolayısıyla bu rejim, ülkenin liderliğini güvenli bir sahile doğru götürmeye elverişli değildir. O halde Mısır ve bölge için gerçek bir değişimi getirecek olan bir sistem ikame ediniz ki bu sistem, ırzlarınızı ve hurumatlarınızı koruyacak, baskıcı birimleri ortadan kaldıracak... bütün teba için güven ve güvenliği gerçekleştirecek ve hiçbir ayırım yapmaksızın adaleti kolaylaştıracak olan Raşidi Hilafet'tir.
Bizler, muhlis Mısır ordusunu, askerlerin kardeşlerinin ve bacılarının gerçek koruyucuları olacak olmalarının yanı sıra İslam sancağını ve livasını göklere yükseleceği ve zalimlerin değil de ümmetin gerçek koruyucusu olacak olan Hilafet'i kurarak gerçek bir değişimi ortaya çıkarmak için çalışmaya davet ediyoruz... İşte o zaman giymiş oldukları onurlu elbisenin hakkını idrak etmiş olacaklar ve Allah'ın muhlis kulları olmak için en yüksek derecelere yükseleceklerdir. O halde Allah [Subhânehu ve Te’alâ]'nın, Resulunun ve müminlerin düşmanları olan zalim yöneticilere kulluk ederek onu, en düşük seviyelere indirmeyiniz."
Dr. Nesrin Nevaz
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Üyesi
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |