حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT–BA–2024–MB–TR–39 |
H. 2 Cumâde’l Ûlâ 1446 M. Pazartesi, 04 Kasım 2024 |
Sisi Rejimi, Yahudi Varlığına Verdiği Desteği Artık Gizleyememektedir
Birçok medya kuruluşu, patlayıcılar ve silahlar taşıyan “MV Kathrin” adlı geminin Yahudi varlığına gitmek üzere Mısır’ın İskenderiye Limanı’nda demirlemesine ve yükünü boşaltmasına izin verdiğini ortaya çıkardı. Bu durum üzerine Uluslararası Af Örgütü, “Mısır, “İsrail”e giden yasadışı patlayıcı madde sevkiyatını kolaylaştırmamalı veya buna yardım etmemelidir” şeklinde bir açıklama yaptı. Daha önce Uluslararası Af Örgütü Slovenya Şubesi Başkanı Nataša Posel, “MV Kathrin gemisinde olduğuna inanılan ölümcül kargo “İsrail”e ulaşmamalı, zira bu kargonun Filistinli sivillere karşı savaş suçlarının işlenmesine katkıda bulunma riski açık” uyarısında bulunmuştu.
Mısır hükümeti, askeri yardım sağladığına dair iddiaları çürütmek amacıyla, Yahudi varlığına hiçbir askeri yardım yapmadığını belirten resmi bir açıklama yayımladı. Ancak açıklamanın yalan olduğu ve inanılır olmadığı açık; çünkü geminin demirlemesi başlı başına iş birliği ve desteğin bir kanıtıdır.
Kargo gemisi, 21 Temmuz’da Vietnam’ın Hai Phong Limanı’ndan yola çıktı. 24 Ağustos’ta ise Namibya yetkilileri, gemi işletmecisinin patlayıcıların Yahudi varlığına gönderildiği bilgisini vermesi üzerine daha önce gemiye verdikleri ana limana giriş iznini iptal ettiler. 31 Ağustos’ta BM İşgal Altındaki Filistin Toprakları’ndaki İnsan Hakları Durumu Özel Raportörü Francesca Albanese, MV Kathrin gemisinde yer alan sekiz konteyner patlayıcının (hava bombaları ve füze yapımında ana bileşenler olduğu belirtilen) Yahudi varlığı tarafından Filistinlilere karşı kullanıldığını belirtti. Albanese diğer ülkelerden de geminin limanlarına demirlemesini engellemelerini istedi.
Avrupa Hukuki Destek Merkezi daha önce, geminin Afrika ve Akdeniz’deki birçok limanda, özellikle Angola, Slovenya, Karadağ ve Malta’da demirlemesine izin verilmediğini duyurmuştu.
Portekiz yetkilileri, gemiden yolculuğuna devam etmeden önce bayrağını Portekiz bayrağından Almanya bayrağına değiştirmesini talep ettiler. Merkezin sunduğu başvuruda yer alan ek ayrıntılara göre, bu patlayıcıların Gazze’deki savaşta mühimmat üretiminde kullanılabileceği ve bunun savaş suçları ile insanlığa karşı suçlara yol açabileceği ifade edilmiştir. Rapora göre, bu kargo, Yahudi varlığının en büyük askeri ekipman tedarikçilerinden biri olan “Elbit Systems” şirketine gitmektedir.
Bu kanıtlar, kargonun Mısır Savunma Sanayii Bakanlığına ait olduğunu iddia eden Mısır yetkililerinin yalan söylediklerini gözler önüne sermektedir.
Dolayısıyla, geminin hangi sebeple olursa olsun demirlemesine izin verilmesi, hiç şüphesiz Mısır’ın Yahudi varlığıyla iş birliği yaptığını ve Gazze halkına yönelik soykırımına destek verdiğini göstermektedir. Bu durum, Mısır’ın doğrudan çocukların ve kadınların öldürülmesine, evlerin yıkılmasına katkıda bulunarak modern tarihte eşi benzeri görülmemiş suçlara ortak olduğunu kanıtlamaktadır.
Mısır rejimi, birçok ülkenin söz konusu kargo yüklü geminin limanlarına demirlemesine izni vermemeleri gerektiği yönündeki uyarı ve ikazlarını dikkat almamış, Müslümanların duygularını, ümmetin öfkesini ve dünyada onurlu insanların Filistin’de tanık olduğu soykırım ve acımasız savaş suçlarına karşı duyduğu tepkiyi hiçe sayarak utanmadan gemiye izin vermiştir. Bu tutumuyla Mısır rejimi defalarca Yahudi varlığını desteklediğini ve ümmetten ne kadar kopuk olduğunu kanıtlamış, bu tür ihanetleri kabul etmeyen ve böylesine bir zillete rıza göstermeyen ümmetten ne kadar uzak olduğunu göstermiştir.
Diğer yandan Süveyş Kanalı İdaresi, resmî açıklamasında “Konstantinopolis Antlaşması’na göre, savaş gemilerinin milliyet ayrımı gözetmeksizin kanaldan geçişine izin verme taahhüdünde bulunduklarını ve seyir özgürlüğünü koruduklarını” vurguladı. Bu yaklaşımıyla, Yahudi varlığını doğrudan veya dolaylı olarak destekleyen savaş gemilerinin geçişine izin vermesini aklamaya çalışmaktadır. Eğer bu durumu uluslararası bir anlaşmaya dayandırarak gerekçelendiriyorsa, aynı zamanda başka bir uluslararası anlaşma olan ve sivillere karşı işlenen suçlarda kullanılan askeri ekipmanların naklini yasaklayan Cenevre Anlaşmaları’na aykırı davrandığını da unutmamalıdır.
Filistin’in savunmasız kadın ve çocuklarına karşı yürütülen savaşta Yahudi varlığına destek sağlayan yalnızca Mısır rejimi değildir, çevre ülkeler ve daha uzak ülkeler de gizli ve açık şekilde ticari destek sağlamaya devam etmektedir. Örneğin, Arap Körfezi’nden işgal altındaki Filistin’e kadar uzanan kara yolu, Yahudi varlığına gıda ve sanayi ürünleri ulaştırmak için kullanılmaktadır. Aynı şekilde, Türkiye ile Yahudi varlığı arasındaki ticaret de hızla artmaktadır.
Ey iyilikle dolup taşan, değerli İslam ümmetinin evlatları! Sadece Yahudi varlığının veya onu destekleyen şirketlerin ürünlerini boykot etmeye çağrıyla yetinmeyin; aksine bu suç varlığına yardım edenlerin ve suçlarına katkıda bulunanların ellerini budamak için elinizden gelen tüm çabayı göstermelisiniz. Bunun yanı sıra, bu işbirlikçi yöneticileri devirmek ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için Hizb-ut Tahrir ile çalışmalısınız. Hilafet, Yahudileri ve varlıklarını Mübarek Topraktan söküp atacak ve orayı onlardan temizleyecektir.
يَاأَيُّهَاالَّذِينَآمَنُواإِنتَنصُرُوااللَّهَيَنصُرْكُمْوَيُثَبِّتْأَقْدَامَكُمْ“Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar.” [Muhammed 7]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |