حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT-BA-2024-MB-TR-53 |
H. 25 Cumâde’s Sânî 1446 M. Cuma, 27 Aralık 2024 |
“Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır.” [Bakara 120]
Suriye’deki yeni yönetim, diktatörün kaçışından sonra uygulamayı düşündükleri yönetim sistemi hakkında art arda açıklamalar yapmaya başladı. Açıkladığı bu sistemin, Allah’ın belirlediği sistem olmadığı, aksine dini hayattan ayıran laik bir sistem olduğu ortada. İnsanlara kendi yönetim sistemlerini seçme özgürlüğü sunulduğunu iddia eden yönetim, özgürlük ve açık-saçıklık isteyen protestocu kadınlara izin verirken, Allah’ın hükümlerinin uygulanmasını talep eden yakınlarının serbest bırakılmasını isteyen iffetli kadınları kaçırıyor! Dahası, açık bir şekilde, geçiş dönemi boyunca yönetim sisteminin belirlenmesini halka bırakacaklarını ve bu uygulamanın küfür sistemi olan demokrasi doğrultusunda gerçekleşeceğini beyan ediyor.
Sadece doğru olan doğrudur ve sadece hak olan hakikattir. Bu, her Müslümana nasihat amacıyla, iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak sorumluluğumuzun bir gereği olarak, aynı zamanda hesap sorma hakkımıza dayanarak dile getirdiğimiz bir hak sözdür. Bu sözümüzü, Suriye’deki yeni yönetime ve tek tek tüm yetkililere yöneltiyoruz. Çünkü kıyamet günü hesap bireyseldir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَكُلُّهُمْ آتِيهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَرْداً“Onlar(ın her biri) kıyamet günü O’na tek başına gelecektir.” [Meryem 95]
وَلَقَدْ جِئْتُمُونَا فُرَادَى كَمَا خَلَقْنَاكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَتَرَكْتُم مَّا خَوَّلْنَاكُمْ وَرَاء ظُهُورِكُمْ وَمَا نَرَى مَعَكُمْ شُفَعَاءكُمُ الَّذِينَ زَعَمْتُمْ أَنَّهُمْ فِيكُمْ شُرَكَاء لَقَد تَّقَطَّعَ بَيْنَكُمْ وَضَلَّ عَنكُم مَّا كُنتُمْ تَزْعُمُونَ“Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz ve (dünyada) size verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakacaksınız. Yaratılışınızda ortaklarımız sandığınız şefaatçılarınızı da yanınızda göremeyeceğiz. Andolsun, aranız açılmış ve (tanrı) sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir.” [Enam 94] Her biriniz, Allah’ın huzurunda tek başına hesap vereceğini bilmeli. Bu konuda Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu hadisini düşünüp ders çıkarmalıdır:
مَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلَّا سَيُكَلِّمُهُ اللهُ لَيْسَ بَيْنَهُ وَبَيْنَهُ تُرْجُمَانٌ، فَيَنْظُرُ أَيْمَنَ مِنْهُ فَلَا يَرَى إِلَّا مَا قَدَّمَ، وَيَنْظُرُ أَشْأَمَ مِنْهُ فَلَا يَرَى إِلَّا مَا قَدَّمَ، وَيَنْظُرُ بَيْنَ يَدَيْهِ فَلَا يَرَى إِلَّا النَّارَ تِلْقَاءَ وَجْهِهِ، فَاتَّقُوا النَّارَ“Rabbiniz arada bir tercüman bulunmaksızın, her birinizle konuşacaktır. Kişi sağına bakar, önceden gönderdiği iyi işleri görür; soluna bakar vaktiyle yaptığı kötü işleri görür. Önüne bakar, önünde sadece cehennemi görür. Yarım hurma ile de olsa cehennemden korununuz.” O büyük hesap gününü hatırlamalı ve sonsuz utanç ile apaçık bir hüsrandan sakınmalıdır.
Eğer bilmiyorsa, bilmelidir ki: Bir Müslümanın gerek yönetici gerekse yönetilen olsun, yönetim sistemi seçme gibi bir hakkı yoktur. Bunun delili, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğudur:
وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْراً أَن يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلالاً مُّبِيناً“Allah ve Rasûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mümin erkek ve hiçbir mümin kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Rasûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.” [Ahzab 36]
Yönetici, Allah’ın indirdiğine göre hükmetmekle; yönetilen ise, Allah’ın indirdiğine göre muhakeme olmakla yükümlüdür. Nitekim Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
وَأَنِ احْكُم بَيْنَهُم بِمَا أَنزَلَ اللّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَن يَفْتِنُوكَ عَن بَعْضِ مَا أَنزَلَ اللّهُ إِلَيْكَ“Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın.” [Maide 49] Bilindiği gibi usul ilmine göre, Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hitap, ümmetine hitaptır.
Bir Müslüman yöneticinin, Allah’ın indirdiği hükümlerin dışında bir hükümle yönetmesi haramdır, inanarak yaparsa kafir olur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أَنزَلَ اللهُ فَأُوْلَـئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.” [Maide 44] İnanmadığı halde Allah’ın indirdiklerinden başkasıyla hükmeden bir kimse ise zalim ve fasık olur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أنزَلَ اللهُ فَأُوْلَـئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ“Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.” [Maide 45]
وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أَنزَلَ اللهُ فَأُوْلَـئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ“Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir.” [Maide 47] Allah Subhânehu ve Teâlâ, şeriatına göre hükmetmeyen kimselerin mümin olmadıklarını söyledi. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجاً مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيماً “Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar” [Nisa 65] Allah’ın şeriatından başkasıyla hükmetmek ve muhakeme olunmak, inkâr etmekle memur olduğumuz Tağuta başvurmak anlamına gelmektedir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُوا بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوا أَن يَكْفُرُوا بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلَالاً بَعِيداً“Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” [Nisa 60]
Sizi, Amerika’yı veya İslam ve Müslümanlar hakkında hiçbir yemin ve ahit gözetmeyen kimseleri memnun etme girişimlerinin vahim sonuçları konusunda samimi bir şekilde uyarıyoruz. Şunu bilin ki, onların küfür sistemlerine tabi olmadıkça ve arzularına uyarak onları razı etmedikçe sizden asla razı olmayacaklardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğu bunun delilidir:
وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ“Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.” [Bakara 120] Şunu kesinlikle bilin ki, eğer Allah’ın indirdiği hükümleri dışlayarak onları memnun etmeye çalışır ve insan yapımı küfür sistemleriyle hükmederseniz, sizi kendi çıkarları için ve İslam’a, Müslümanlara, Hilafet’e ve onun için çalışanlara karşı kullanacaklar, daha sonra da öncekileri fırlatıp attıkları gibi sizi de bir kenara fırlatıp atacaklardır. Beşşar, Mübarek, Kaddafi, Ali Salih ve Bin Ali gibi sizden öncekilerde sizin için bir ibret ve öğüt vardır. Bunlara ne halkları ne de efendileri merhamet etmiş ne malları ne de efendilerini memnun etme çabaları onlara herhangi bir fayda sağlamıştır. Ahiretlerini hesaba katmayan bu kimseler, hem dünyada hem de ahirette hüsrana uğramışlardır. Ey basiret sahipleri! İbret alın!
Küçük etnik grupların hakları ya da kadın hakları mazeret olarak ileri sürülemez. İslam’ın bu kimselere verdiği hakları hiçbir kimse onlara veremez. Müslümanların koruduğu gibi hiçbir kimse onların haklarını koruyamaz. Hilafet tarihi, bunun en iyi delilidir. Dostlar kadar düşmanlar da bunun şahididir. Gayrimüslimler, İslam yönetimi altında yüzyıllar boyunca huzur içinde yaşamışlar ve başka hiçbir yönetimde hayal dahi edemeyecekleri haklara sahip olmuşlardır. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ, şeriatını yalnızca Müslümanlar için değil, tüm insanlar için indirmiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
إِنَّا أَنزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَا أَرَاكَ اللهُ وَلَا تَكُن لِّلْخَائِنِينَ خَصِيماً “Allah’ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana Kitab’ı hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!” [Nisa 105] Müslümanlar, Nübüvvet döneminden Osmanlı Hilafetine kadar İslam yönetimi tarihi boyunca bu yolu izlemişler, gayrimüslimler de bunun sonucunda huzur bulmuşlar, Müslümanlardan razı olmuşlardır. O yüzden sakın Batı’nın direktiflerine uymayın, yoksa kaybedenlerden olursunuz. Onları takip eden yöneticilerde sizin için bir ibret vardır...
إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ “Şüphesiz ki bunda kalbi olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.” [Kâf 37]
Allahım tebliğ ettik, Allahım şahit ol.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |