Hizb-ut Tahrir / Merkezî Medya Bürosu, Malezya'daki Hizb-ut Tahrir ile koordineli olarak 07 Temmuz 2013 Pazar günü Kuala Lumpur-Malezya'da "Bir Yıl Geçti-Peki Rohingya'daki Müslüman Kadınları ve Çocukları Kim Kurtaracak?" başlıklı hayatî bir kadın sempozyumuna ev sahipliği yapacaktır. Nitekim etkinlik, medya organlarının ve uluslararasının dikkatlerini Burma'daki Müslüman Rohingyalı kadınların ve çocukların acısını çektikleri sıkıntıya ve sefalet dolu hayata çekmek ve onların acılarına son verecek acil çözümlere davet etmek amacıyla gazeteciler, insan hakları savunucuları, avukatlar ve birçok örgüt temsilcileri de dahil Güneydoğu Asya'nın dört bir tarafındaki toplumun ileri gelenlerinden oluşan yüzlerce kadın konuşmacıları bir araya getirecektir. Zira Malezya, zulümden kaçan binlerce Rohingyalı kadınların firar ettiği bölgedeki ana ülkelerden biridir.

Putperest Budistlerin Myanmar'ın Rakhine vilayetindeki Müslümanlara karşı işlemiş oldukları vahşî katliamların başlamasının üzerinden tam bir yıl geçti ama hala oradaki birçok Rohingyalı kadın ve çocuklar evsiz, aç, ümitsiz ve hayatları için korkmaktadırlar. Zira onlar, katil Burma hükümetinin desteklediği etnik temizliğe acımayan organizeli bir kampanyanın kurbanıdırlar. Çünkü tüm köyler yakılmış, bu sırada ölünceye kadar kadın ve çocukların organları kesilerek katliamlar işlenmiş ve onların cesetleri yakılmıştır. Ayrıca zulmün silahı olan Burma güvenlik güçleri tarafından sistematik tecavüzler işlenmiştir. Dolayısıyla on binlerce Rohingyalı kadın ve çocuk evlerinden edilmiş olup şuan onlar, ciddi gıda ve tıbbî bakım yetersizliği ile temiz su veya sağlık tesislerinin olmamasıyla birlikte Burma'daki cezaevine benzer mülteci kamplarında sefil bir hayat yaşamaktadırlar. Nitekim onlar, Burma'daki mevcut rejim tarafından vatandaşlık haklarından mahrum edilmelerinin ardından vatansız bir hale gelmişlerdir. Böylece sağlık bakımından, eğitimden ve ülkelerinde serbestçe dolaşmaktan mahrum edildikleri gibi erkekler de çalışmaktan mahrum edilmişlerdir. Bunun yanında Rohingya nüfusunun artışını engellemek amacıyla ikiden fazla çocuk yapmalarını engelleyen baskıcı doğum kontrol politikasına da maruz kalmaktadırlar. Tüm bunlara rağmen Birleşmiş Milletler, demokratik Batılı ülkeler, küresel medya organları, Burmalı demokratik muhalefet ve hatta birçok insan hakları örgütleri, utanç verici bir şekilde büyüyen katliamları ve zulümleri görmezden gelmeyi tercih ettikleri gibi bir de bunun yerine bu davranışlarıyla ilgili insan hakları hakkındaki boş demokratik sloganları ifşa edip açığa çıkarmak amacıyla Burma'daki ekonomik ve siyasî çıkarlarını korumayı ve gerçekleştirmeyi tercih etmektedirler!

Bu önemli kadın sempozyumu, Rohingyalı kadın ve çocukların sıkıntılarına ışık tutacak, İslam dünyasındaki mevcut hükümetlerden onların iltica etmelerine izin vermelerini ve onlar için barınak ve koruma sağlamalarını talep edeceği gibi aynı zamanda da sempozyum, sadece Hilafet Devleti'nin ve İslam'ın kamil bir şekilde tatbik edilmesinin Rohingyalı kadın ve çocukları koruyacağını açıklayacaktır. Zira onlar için emniyetli, güvenli ve onurlu bir hayatı sağlayacak olan Hilafet olduğu gibi tebâsından olmaları sıfatıyla onları savunmak, kanlarının intikamını almak ve ırzlarını ve mallarını savunmak için orduları harekete geçirecek olan da bizzat Hilafet Devleti'dir. Çünkü kavmiyetçiliği reddedecek, İslam ülkelerini birleştirecek ve milliyetine, ırkına ve rengine bakmaksızın Müslümana bir Müslüman olarak bakacak olan tek sistem Hilafet Sistemi'dir. Dolayısıyla bizler, Rohingyalı kadınların bu trajik acılarına son vermek için çalışan tüm kadınları bu önemli etkinliğe katılmaya davet ettiğimiz gibi istisnasız tüm Müslümanları da Hilafet Devleti'ni kurmak, Rohingya'daki Müslüman kadın ve çocukların yanı sıra dünyanın dört bir tarafında zulümle karşı karşıya kalan tüm Müslümanların acılarına hızla son vermek için tereddüt etmeksizin ve gecikmeksizin çaba sarfedecek bir alim ve lider olan Şeyh Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta'ya biat etmek için ciddi ve yoğun bir şekilde çalışmaya davet ediyoruz. Nitekim Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmaktadır:

المسلم أخو المسلم، لا يظلمه، ولا يخذله "Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz."