مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُمْ مَنْ قَضَىٰ نَحْبَهُ وَمِنْهُمْ مَنْ يَنْتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلًا“Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir. Bir kısmı da beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” ^{[Ahzab 23]}

Ömrünü Allah’a itaat yolunda geçiren 47 yaşındaki Abdürrezzak Kovatov, hastalık ile verdiği mücadele sonrasında 21 Receb 1436/ 10 Mayıs 2015 Pazar günü, Tacikistan tiranı zalim Rahman’ın Duşanbe kentindeki cezaevinde hastalığa yenik düşerek Hakkın rahmetine kavuştu. Merhum, 09 Eylül 2002’de tutuklanmış, Hizb-ut Tahrir ile çalışması nedeniyle haksız yere 13 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 09 Eylül 2015’de cezası biteceği için cezaevinden çıkacaktı. Ama eceli müsaade etmedi. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

تحفة المؤمن الموت“Müminin armağanı ölümdür.” Ölüm, dünya âleminden ahiret âlemine intikal etmektir. Kardeşimiz, Allah’ın rahmet ve rızasına, gökyüzü ve yeryüzü kadar geniş olan ve muttakiler için hazırlanmış cennete intikal etmiştir. Tabii biz kimseyi Allah’a adına tezkiye etmeyiz. Kardeşimiz, Hizb-ut Tahrir gençleri için ve Hilafeti kurarak Allah’ın Şeriatını hâkim kılmak ve dini ikame etmek için çalışanlara bir örnekti. Merhum, mütevazı, gayretkâr ve Allah’a sadık biriydi. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inşu sözünü kendine şiar edinerek korkmadan açıkça hakkı haykırmıştı.

سيد الشهداء حمزة بن عبد المطلب ورجل قام إلى إمام جائر فأمره ونهاه فقتله “Şehitlerin efendisi Hamza ibn Abdulmuttalib ve zalim bir imama gidip ona emreden ve nehyeden onun da onu öldürdüğü kişidir.”

Merhum kardeşimiz, Perşembe sabahı karın ağrısına tutuldu. 3 gün sonra da karın ağrısından dolayı vefat etti. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bir hadiste şöyle buyuruyor:

الشُّهَدَاءُ خَمْسَةٌ: المَطْعُونُ وَالمَبْطُونُ، وَالغَرِيقُ، وَصَاحِبُ الهَدْمِ، وَالشَّهِيدُ في سَبِيلِ اللهِ “Şehitler beştir: Salgından ölen, iç hastalıklardan vefat eden, suda boğulan, yıkık altında kalıp ölen, bir de Allah yolunda öldürülen.”

مَنْ سَأَلَ اللَّهَ الشَّهَادَةَ بِصِدْقٍ بَلَّغَهُ اللَّهُ مَنَازِلَ الشُّهَدَاءِ وَإِنْ مَاتَ عَلَى فِرَاشِهِ “Kim içinden gelen bir samimiyet ve doğrulukla Allah’tan şehitlik isterse, yatağında ölse bile Allah onu şehitler makamına eriştirir.” Herkes, kardeşimiz Abdürrezzak’ın şehit olma arzu ve özlemi ile yanıp tutuştuğunu bilir. Allahım onu şehitler arasına ve Firdevs cennetine koy. Geride kalan ailesine de sabır ve teselli ilham eyle. Hizb-ut Tahrir’e üye olmak nedeniyle zalim Rahman’ın Norka cezaevinde 10 yıl hapse mahkûm edilen eşine de sabrı cemil ihsan eyle. Allah Subhânehu ve Teâlâ ona ve çocuklarına sabır versin, onu esaretten kurtarsın ve prangalarını kırsın. Kardeşimiz Abdürrezzak ve onun mücahide eşi, bize Salih sahabeyi hatırlatıyor. Bize, Yaser ailesini ve diğer sahabeleri anımsatıyor.

Allahım kardeşimizi şehitlerin efendisi ve sevabını, ecrini Allah’tan umarak ve sabrederek şehit düşen imanın öncüleri ile beraber eyle. Allahım mücrim zorbaların hapishanelerinde dert ve sıkıntı çekenlerin sevabını kat kat artır. Kalpler hüzünlü, gözler yaşlı. Biz senin ayrılışından dolayı ey Abdürrezzak üzgün ve yastayız. Ama Allah Subhânehu ve Teâlâ’yı razı eden şeyden başka bir şey demeyiz. Allahım onu hüsnü kabul ile kabul ve makbul eyle. Onu günahlarından arındır. Ala-yı illiyyin’de onu Peygamberler, Sıddıklar, şehitler ve Salihler ile bir araya getir. Onlar, ne güzel dostturlar. Allah’tan geldik ve O’na döneceğiz. Allahım itaatimizi, dinine yardım ve kelimeni yüceltmek uğruna yaptığımız fedakârlıkları kabul eyle. Kulun ve Rasûl’ün Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inmüjdelediği Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulması ile bizi onurlandır. Şüphesiz Sen, bunu yapabilir ve buna muktedirsin. Allahım Sen razı oluncaya dek Sana şükürler olsun. Razı olduğunda da yine Sana şükürler olsun.