Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

سيد الشهداء حمزة بن عبد المطلب ورجل قام إلى إمام جائر فأمره ونهاه فقتله“Şehitlerin efendisi Hamza ibn Abdulmuttalib ve zalim yöneticiye karşı çıkıp ona (marufu) emreden ve onu (münkerden) nehyeden ve (bunun için) katledilen kimsedir.”

Özbekistan’dan aldığımız en son habere göre, İslam davasını taşıyanlardan Hizb-ut Tahrir üyesi 1969 doğumlu [Sultan Murad Musayev] şehit düşmüştür. Şehit Musayev, cezası bittikten iki ay önce Novoskoy Kızıltepe kasabasındaki 64/47 nolu cezaevinden Taşkent’e sevk edilmişti. [Sangorod KİN cezaevi hastanesine] Şehit yakınları, kısa bir süre önce onu ziyarete gittiklerinde sağlık durumunun iyi olduğunu söylediler. Ama şehit düşmesinden birkaç gün önce bir telefon görüşmesi sırasında şehit, kendisine bir ilaç verildiğini aktardı. Kuşkusuz vahşi Kerimov rejimi, ilk kez bunu yapmıyor. Hizb-ut Tahrir’li hükümlüleri adeta bir kobay gibi kullanıyor.

Şehidin naaşı ailesine teslim edildikten sonra rejimin güvenlik güçleri, şehidi hemen defnetmelerini ve oğullarının ölümü hakkında hiçbir bilgi vermemelerini istediler. Ayrıca defin işlemlerini kameraya çektiler ve cenazeye katılan yaklaşık 60 kişiyi kayıt altına aldılar.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu olarak biz, şehidin ailesine başsağlığı diliyor, Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan kardeşimizi şehitler zümresine katmasını niyaz ediyoruz. Biz kimseyi Allah adına tezkiye edecek değiliz. Allah Subhânehu ve Teâlâ, şehidin ailesi ve yakınlarına sabır ve metanet ilham eylesin. Onu Firdevs cennetinde Peygamberler, Sıddıklar, şehitler ve Salihler ile beraber eylesin. Kerimov ve onun zebanilerinin hesap gününü de hızlandırsın. Kerimov, Özbekistan’da insanlık ve İslam’ı aşağılayan kindar bir rejim kurmuştur. Her gün Müslümanları ya öldürüyor ya da işkence ediyor. Allahım onu yerin dibine geçir, onu ve ona uyanları dünya ve ahirette cezalandır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَا تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلًا عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لَا يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ “Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor. O gün başlarını dikerek (çağırıldıkları yere doğru) koşarlar. Gözleri kendilerine bile dönmez, kalpleri de bomboştur.” ^{[İbrahim 42-43]}