Hizb-ut Tahrir / Merkezi Medya Bürosu Kadın Kolları olarak biz, 30 Ağustos Pazar günü tiran Hasina ve onun gangster cani rejimi tarafından Hizb-ut Tahrir / Bangladeş’in iki bayan üyesinin korkakça ve utanç verici bir şekilde gözaltına alınıp tutuklanmasını şiddetle kınıyoruz. Bu iki dindar ve onurlu Müslüman bayanın tek suçu, bu acımasız diktatörlüğün zulüm ve yolsuzluğu karşısında korkusuzca durmak ve Nübüvvet metodu üzere Hilafetin gölgesi altında Bangladeşli Müslümanları adalet, refah ve onura davet etmektir. Yönetimleri yolsuzluk, zulüm ve zorbalık ile eşanlamlı olan bu mücrim diktatörler, hakkı konuşmayı, doğruluk ve adaleti savunmayı bir suç ve devlet için de bir tehdit olarak görüyorlar! Gerçekten de bu hilekâr rejimin üyeleri, “kadının güçlendirilmesi” gibi içi boş sloganlar telaffuz ediyorlar. Zira zulüm karşıtı gerçek siyasetle uğraşan ve insanların ihtiyaçlarını içtenlikle güden İslami sisteme çağıran bayanları hapse atıyorlar. Hasina’nın entelektüel olarak iflas eden rejimi, Bangladeş’te bozulan siyasi ve ekonomik hayata ve sosyal devlete herhangi bir çözüm üretmekten yoksundur. Bu yüzden toplumun sorunları için Hilafeti bir alternatif ve zamanla denenmiş güvenilir bir çözüm olarak sunanları susturmaya çalışıyor. Hasina’nın zorba rejimi, tamamen beceriksiz bir rejimdir. Bozuk laik sistemin uygulanmasıyla kadın, erkek veya çocuk hiç kimse bu yozlaşmış sistem altında güvende değildir. Sayısız katiller ve tecavüzcüleri bile adalet karşısına çıkarmaktan acizdir. Hal böyleyken hapishanelerini, tek suçları Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya itaat etmek olan masum Müslümanlar ile dolduruyor.

Ey Hasina! Eğer İslam’ın davet taşıyıcılarını hapsetmek, baskıcı laik yönetimin ömrünü uzatacağını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz! Allah’ın izniyle çöküşün yakın ve kaçınılmazdır. Gerçek şu ki umutsuzca iktidara yapışmak için masum Müslüman bayanları tutuklamak, rejimin daha da zayıflığını ve baskıcı doğasını ortaya çıkarır ve bu, Allah’ın izniyle yok oluşunu hızlandıracaktır. Ayrıca Batılı emperyalist efendilerini hoşnut etmek için bu dine ve samimi Müslümanlara karşı yürüttüğünüz saldırı, beyhudedir. Yakında Allah’ın izniyle Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinin kurulduğunu gözlerinizle göreceksiniz. Gerçekten de sadece aptal bir kişi, Allah’a karşı bir savaşa girişebilir ve bu savaşı kazanacağına inanabilir!

Ey Hasina! Bu dindar Müslüman bayanları gözaltına almak, Hizb-ut Tahrir’in bayan davetçilerinin kalplerine korku salacağını ve amacımıza ulaşmak için mücadeleden bizi alıkoyacağını mı düşüyor musunuz? Hayır! Aksine sizin gibi diktatörlerin devrilişini görmek ve ihtiyaçlarımız ve dinimizin bir hamisi olacak bir devletin doğuşuna tanık olmak için kararlılığımız daha da artacaktır. Belki siz, davet taşıyıcılarının ellerine kelepçe vurabilirsiniz. Ama kesinlikle hakka kelepçe vuramazsınız. Hakkın sesi yükselecek ve susturmak için hangi zayıf taktikleri kullanırsanız kullanın hakkın davetçileri çığ gibi büyüyecektir. Biz senin zulmüne Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulmasına yönelik ses ve çabaları artırarak karşılık vereceğiz. Bu ümmete zalimce davranan ve bu dine saldıran rejim ve yöneticiler, bu suçlarının cezalarını elbette çekeceklerdir. Dolayısıyla zindanlarda tutulan kardeşlerimiz yanı sıra tüm masum Müslümanları derhal serbest bırakmanızı talep ediyoruz. Bu hayatta senin gibi suçluların başına ne geldiğinden ibret al. Onları ahirette daha büyük cezalar bekliyor. 

الَّذِينَ أَجْرَمُوا صَغَارٌ عِنْدَ اللَّهِ وَعَذَابٌ شَدِيدٌ بِمَا كَانُوا يَمْكُرُونَ“Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekârlık sebebiyle çetin bir azap erişecektir.” ^{[Enam 124]}

Allah Subhânehu ve Teâlâ, cesur kardeşlerimizin ve dünyanın dört bir yanında hapishanelerde yatan yiğit davet taşıyıcılarının kalbine sabır ve sebat versin. Ecirlerini artırsın ve onları korusun. Onların acı ve sıkıntılarını gidersin, onlara zulmedenlerden intikam alsın. Ve kısa zamanda onları ailelerine kavuştursun. Âmin. Samimi müminlere zulmetme cesareti gösterenlere de deriz ki, ayağınızı denk alın, iktidarınızın sonu gelmek üzeredir!

إِنَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أُوْلَئِكَ فِي الأَذَلِّينَ كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ“Allah’a ve Peygamberine düşman olanlar, işte onlar en aşağıların arasındadırlar.” Allah: Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, galiptir.” ^{[Mücadele 20-21]}