Geçtiğimiz 2 ay içinde Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Kadın Kolları, onurlu Müslüman kadınların, çocuk ve Filistinli gençlerin günlük yaşadığı zillet, zulüm ve katliamlara uluslararası kamuoyunun dikkat çekmek amacıyla “Raşidi Hilafet Mescidi Aksa’nın Kurtarıcısı ve İzzetli Kadınların Koruyucusudur” başlıklı yoğun bir küresel kampanya yürüttü. Kampanya, Müslümanların ibadethanelerine defalarca baskın düzenleyen, şiddet uygulayan Yahudi varlığının Mescidi Aksa’nın kutsallığını sürekli ihlal etmesine bir tepki olarak düzenlendi. Soğukkanlı katliamlar işleyen, cesur Filistinli Müslüman kadınları ve onları savunan gençleri rastgele gözaltına alan acımasız Yahudi varlığı, bu yılın Ekim ayından bu yana 110 Filistinli Müslümanı öldürdü. Onların büyük çoğunluğu çocuk ve gençlerdir. Öldürülenler arasında kadın ve okula giden kız çocukları da var. Ölenlerin en genci, Yahudi askerlerinin göz yaşartıcı gazı nedeniyle ölen 8 aylık bir bebek, en yaşlısı da işgal askerleri tarafından soğukkanlılıkla infaz edilen 72 yaşındaki savunmasız bir büyükannedir. Bunun yanı sıra Yahudi varlığı, Batı Şeria genelinde aralarında 350 çocuk olmak üzere 2000’den fazla Müslümanı da gözaltına aldı.

Aynı zamanda kampanya aracılığıyla İslam dünyasının korkak rejimlerinin ihaneti reddedildi ve onların mücrim iktidarlarına vurgu yapıldı. Mescidi Aksa, onurlu kadınları ve çocukları savunmak için orduları seferber etmeyen bu korkak rejimler, Filistinli Müslüman çocuklar terörist Yahudi askerleri tarafından kuş gibi avlanırken ve kutsal toprakların sokaklarında kanlar içinde yatarlarken seyirci kaldılar. Ayrıca kampanya, Filistinli Müslümanların kanını ve İslam’ın kutsal bölgelerinin saygınlığını koruyamayan uluslararası anlaşmalar ve BM gibi kuruluşların anlamsız ve beyhude olduğunu ifade etti. Zira bu kuruluşlar, Yahudi varlığının katliamına yeşil ışık yaktılar, bu kana susamış rejimi tanıdılar. Onun masum Müslümanlara karşı işlediği cani teröre dokunulmazlık zırhı giydirdiler. Ayrıca bu Yahudi varlığı, kurulduğu günden bu yana BM kanun ve kurallarını defalarca ihlal etti. Örneğin Çocuk Haklarına İlişkin BM Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmaların yersiz ve hükümsüz olduğunu kanıtladı. Zira bu terörist Yahudi varlığının eliyle büyük ölçekte suikast, mahkûmiyet ve işkenceye maruz kalan Filistinli çocukların hayatlarını bile koruyamadı. Son 15 yılda 8000 Filistinli çocuk, tutuklandı ve genellikle de sırf taş attıkları için Yahudi rejimi tarafından yargılandılar. Bunlardan ¾ gözaltı, sorgulama ve sevk sırasında fiziksel şiddete maruz kaldı. Bu Aralık ayında çeşitli ülkelerden gelen delegeler “Kudüs Konulu Uluslararası Konferans’ta” BM ile bir araya geldiler. Biz, zaten bu toplantıdan timsah gözyaşları, boş sözler ve yanlış vaatler dışında pek bir şey beklemiyorduk. Basitçe bu toplantı, Filistinli Müslümanların acılarını uzatmak ve zalimlerin elini güçlendirmek içindi.

Son olarak kampanyada, Mescidi Aksa’yı savunmanın İslami bir farz olduğu, sadece Filistinli Müslümanların değil, bütün İslam ümmetinin görevi olduğu vurgulandı. Bu nedenle kampanyada, ümmete, İslam âlimlerine ve Müslüman ordulara güçlü bir mesaj gönderildi. Kampanyada Filistin topraklarını kurtarmak için tüm olanakları harekete geçirmenin ve bu acımasız işgalin kökünü kazıyarak kanserli Yahudi rejiminin pençesinden Filistin topraklarının her santimi kurtarmanın kaçınılmaz olduğu belirtildi. Ve onun yerine onurlu kadın ve çocuklara güvenlik ve haysiyet verecek görkemli Raşidi Hilâfeti kurmanın ne kadar elzem olduğu dile getirildi. Ayrıca sosyal medyada da yoğun bir kampanya yürütüldü. Kampanyaya uluslararası destekler oldu. Bunun yanı sıra çeşitli ülkelerde faaliyetler düzenledi. Hizb-ut Tahrir / Filistin kadınları da birçok toplantıya evsahipliği yaptılar. Filistinli kadınlar, Mescidi Aksa’yı savunmak için hemen harekete geçmek gerektiği noktasında İslam âlimlerine ve Müslüman ordulara bir çağrıda bulundular. Mescidi Aksa’dan yapılan tüm konuşma ve kampanyalara şu linkten ulaşılabilir:

 http://www.hizb-ut-tahrir.info/en/index.php/en/dawah- news/palestine/item/9029

إنما الإمام جنة يقاتل من ورائه ويتقى به

“Gerçekten de, İmam bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.”