Mısır, işgal güçlerinin Filistin’in Refah kentine düzenlediği askeri operasyonları en sert ifadelerle kınadı. İşgal güçleri, Filistin’in Refah sınır kapısını ele geçirdiler. Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, bu tehlikeli tırmanışın bir milyondan fazla Filistinlinin hayatını tehdit ettiği belirtildi. Bu insanlar, Refah sınır kapısına bağımlıdır. Refah sınır kapısı, Gazze’nin can damarıdır. Yaralı ve hastalar, tedavi olmak için bu sınır kapısından çıkıyorlar, Gazze’deki Filistinli kardeşlerimize insani yardım bu sınır kapısından giriyor. Mısır, Yahudi varlığını azami itidal göstermeye, uzun vadeli sonuçlar doğurabilecek ve Gazze Şeridi’nde sürdürülebilir bir ateşkes çabalarını tehlikeye sokabilecek politikadan kaçınmaya çağırdı. Mısır ayrıca tüm etkili uluslararası taraflara, mevcut krizi yatıştırmak ve diplomatik çabaların arzu edilen sonuçlara ulaşmasını sağlamak için müdahale etme ve gerekli baskıyı uygulama çağrısında bulundu. Hamas, dün akşam yaptığı açıklamada Mısır ve Katar’ın Gazze Şeridi’nde ateşkes önerisini kabul ettiğini duyurdu. Buna rağmen işgal ordusu, dün Refah sınır kapısının kontrolünü ele geçirdiğini açıkladı. Mısır ise saatler sonra böyle bir açıklamada bulundu. ^{(8 Mayıs 2024 El Ahram)}

Filistin halkı, Kenane ordusundaki kardeşlerine bir taş atımı uzaklıkta olduğu halde, yardım çağrılarını ve çocuklarının çığlıklarını duydukları halde katliama maruz kalıyor. Filistin halkı hem düşman hem de kardeşlerinin kuşatması altındayken Mısır rejimi, sanki Gazze ve halkını kuşatma altına almıyormuş ve gaspçı varlığın katliamına katkıda bulunmuyormuş gibi, Yahudi varlığının Refah’taki operasyonlarını ve sınır kapısını kontrol etmesini kınayan ve lanetleyen bir açıklama yayınladı. Tüm etkili uluslararası taraflara, mevcut krizi yatıştırmak ve diplomatik çabaların arzu edilen sonuçlar doğurması için müdahale etmeleri ve gerekli baskıyı uygulamaları çağrısında bulundu! Rejimin bahsettiği diplomatik çabalara aldırış etmeyen Yahudiler, Mübarek Toprak halkımızı öldürmekte, yakmakta, evlerini bombalamaktadır. Rejim ise hala diplomasiden dem vurmaktadır. Mısır rejimi neden Libya’da diplomatik çabalardan bahsetmiyor? Amerika’nın çıkarları doğrultusunda ve nüfuzunu genişletmek için Amerika’nın ajanına her türlü desteği vermektedir. Mübarek Toprak’ta ise Amerika’nın planları farklıdır, Yahudiler, Amerika’nın bu planını kabul etmemek ve plana itaat etmemek için direniyor. Amerika’yı, isteklerine göre hareket etmesi için bitap düşürüyorlar. Amerika ise, ajanlarını Yahudileri kendi halklarından ve ordularından korumaları için kalkan yapıyor, aralarında gaspçı varlığa kızıp zarar verenler çıkmasın diye, onları bu orduları zincirlemeye zorluyor. Mısır rejimi, bu gaspçı varlığın en önde gelen hamisidir, onu ümmetten koruyan en önemli zırhtır. Ülkemizi demir ve ateşle yöneten, ümmetin Mübarek Toprak halkımızı desteklemesini ve tüm İslam topraklarını kurtarmasını engelleyen rejimler, Yahudilerin demir kubbesinin en önemli parçasıdır.

Filistin meselesi, Refah’a veya Refah sınır kapısını kontrol meselesine indirgenemez.  Filistin meselesi, toprakları gasp edilen ve insanları, kışlalarında çöreklenen, bazıları ise bir taş atımı mesafede bulunan ordularının gözü önünde aşağılanan bütün bir ümmetin meselesidir. Ordular için ne utanç verici. Hangi yüzle Yüce Allah’ın karşısına çıkacaklar? Allah huzurunda Filistin davası, Filistin’in kurtarılması ve Filistin halkına yardımdan sorumlu olacaklardır.

Ey Kinane askerleri! Göreviniz tüm Filistin’i kurtarmak, savunmasız halkına yardım etmek, onlara yapılan zulmü gidermek ve bu görevle aranızda duran tüm kötü rejimleri ve yöneticileri kökünden söküp atmaktır. Peki siz ne yapıyorsunuz? Allah’a yemin olsun ki, bu yöneticiler size hiçbir fayda etmeyecektir. Allah huzurunda sizin için tek bir cehennem ateşine bile katlanmayacaklardır. O yüzden onları dinlemeyin, Allah’a isyanda onlara itaat etmeyin. Mübarek Topraktaki kardeşlerinizi yüzüstü bırakmaktan daha büyük günah olabilir mi! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözü size ulaşmadı mı?

مَامِنْامْرِئٍيَخْذُلُامْرَأًمُسْلِماًفِيمَوْضِعٍتُنْتَهَكُفِيهِحُرْمَتُهُوَيُنْتَقَصُفِيهِمِنْعِرْضِهِإِلَّاخَذَلَهُاللهُفِيمَوْطِنٍيُحِبُّفِيهِنُصْرَتَهُ،وَمَامِنْامْرِئٍيَنْصُرُمُسْلِماًفِيمَوْضِعٍيُنْتَقَصُفِيهِمِنْعِرْضِهِوَيُنْتَهَكُفِيهِمِنْحُرْمَتِهِإِلَّانَصَرَهُاللهُفِيمَوْطِنٍيُحِبُّنُصْرَتَهُ“Her kim bir Müslümanın saygınlığının kaybolacağı, onurunun zayıflayacağı bir yerde yardımsız bırakırsa, Allah da onu kendisine yardım edilmesini arzu ettiği yerde yalnız bırakır. Kim de bir Müslümana onurunun zayıflayacağı ve saygınlığının yitirileceği bir yerde yardım ederse, Allah da ona kendisine yardım edilmesini arzu ettiği bir yerde yardım eder.” Yaslıların, yetimlerin ve yaşlıların çığlıklarına niye yanıt vermiyorsunuz? Genel seferberlik ilan eden ve Huza’a’yı yenmek ve Mekke’yi fethetmek için yola koyulan ve

نُصِرْتَ يَا عَمْرَو بْنَ سَالِمٍ“Ey Amr bin Salim, sana yardım edilecektir” ve

لَا نَصَرَنِي اللهُ إِنْ لَمْ أَنْصُرْ بَنِي كَعْبٍ“Benî Ka’blara yardım etmezsem, ben de yardım görmeyeyim!” diyen Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i neden örnek almıyorsunuz? Yardım çağrısında bulunan bir kadının yardım çağrısına hemen yanıt veren ve o kadına yardım etmek için Amuriye’yi fetheden Mutasım’ı neden örnek edinmiyorsunuz? Sizden yardım isteyen binlerce kadın ve yaşlıların, çitlerin ve duvarların arkasından seslenen çocukların yardımına niye koşmuyorsunuz? Bu insanların çığlıkları dünyanın her yerindeki adil insanların yüreğine dokunduğu halde siz onların çığlıklarını sanki duymamış gibi yaptınız. Onlar sizin kardeşleriniz ve aileniz değil mi? Kardeşliğiniz nerede? Akideniz ve İslamiyet’iniz nerede? Bahsettiğiniz yardımseverliğiniz nerede? Allah’a yemin olsun ki bugün sizin için hiçbir mazeret yoktur. Kan bile utancınızı silemez.

Ey Kinane askerleri! Ey orduların en hayırlısı! Hayırseverlik bir nişan değildir, sorumlu tutulacağınız bir emanettir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağını hakkıyla taşıyanlar, Allah yolunda cihat edenler, savunmasızlara yardım edenler, Allah’a, Rasûlüne ve dinine itaat edenler ancak bu emanete layıktır. Bu kimseler katında Allah’a ve Rasûlüne itaatten daha üstün bir itaat yoktur. Batı’nın emirlerine uyan, sistemlerini uygulayan, sömürgeci projelerini hayata geçiren, ümmetin kutsal yerlerini özgürleştirmelerini ve ezilenleri desteklemelerini engelleyen yöneticilere asla itaat etmezler. Onlar, gerçekten hayırseverliğe layık olanlardır. Siz de onlar arasında mısınız? Allah Subhânehu ve Teâlâ sormadan önce kendinize yanıt verin. Allah’a, Rasûlüne ve dinine yardım etmek için ayağa kalkın. Bu canavar varlığı ve sizinle onun arasında duran ve onu kökünden söküp atmanıza engel olan şerli ve hain yöneticilerin kökünü kazıyın. Bu, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bir emanetidir. Bu emaneti koruyun, onun ehlinden olun. Bu ümmetin kalkanı, hamisi ve zayıfların destekçisi olun, ümmetin dinini ve dünyasını koruyun. Eğer bunu yapmazsanız, şu anda olduğu gibi, ümmetin kutsalları çiğnenecek ve kutsal mekanları kirletilecektir. Siz de iyilik ve şeref yok mu? Hadi Allah’ın sevdiği amelleri O’na gösterin. Bu hayra layık olduğunuzu O’na gösterin. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağını hakkıyla taşıyın. Onun yardım ettiği gibi mazlumlara yardım edin. Yahudilerin gasp ettiği İslam topraklarını kurtarın, kutsalları çiğnenen Mübarek Toprak halkının yardımına koşun. Ve bilin ki, göreviniz, “bir vacibi yerine getirmek için gereken şey de vaciptir” ilkesinden hareketle, Allah’ın size farz kıldığı şeyi yapmanıza engel olacak her şeyi ortadan kaldırmaktır. Öyleyse size utanç veren, Allah’ın ve sizin düşmanınızı koruyan, ortak olan bu rejimi ortadan kaldırın. Allah için Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurun. Hilafet, orduları hak için ve halkını desteklemek için seferber edecektir. Ey Kinane askerleri! Hadi öfkelenin. Öfkeniz, Allah’ın kelimesini üstün kılan ve suçluların kökünü kazıyan bir işaret olsun.

يَاأَيُّهَاالَّذِينَآمَنُوااسْتَجِيبُوالِلَّهِوَلِلرَّسُولِإِذَادَعَاكُمْلِمَايُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” ^{[Enfal 24]}