Mısır Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan resmi verilere göre bakanlık, bu hafta farklı vadelerle tahvil ve hazine bonosu satarak yerel borçlanma usulüyle yaklaşık 21 milyar cüneyh borçlandı. Eski başbakan Dr. Ali Lütfi, birkaç gün önce yaptığı bir açıklamada "Merkez Bankasının 22 milyar cüneyh basarak ekonomiye karşı en iğrenç suçu işlediğini ortaya koymuştur. Bu, ulusal ekonomiye bir darbedir" dedi. Maliye Bakanlığı, 01 Şubat Pazar günü toplam kamu iç borcunun geçen Aralık ayında yaklaşık 1.488 trilyon cüneyh'e [215 milyar dolar] ulaştığını açıkladı. Bakanlık, finansal raporunda toplam kamu iç borcunun da geçen Aralık ayında GSYH'nin %72,6 oranına ulaştığını ekledi. Aynı resmi rapora göre geçen Eylül ayına kadar toplam dış borç 47.01 milyar dolara ulaşmıştır.

Bu, Mısır ekonomisinin çok kötü durumda olduğu konusunda hiçbir şüpheye yer bırakmaz. İnsanların sıkıntısı tolere edilemez bir noktaya ulaşmıştır. Önceki ve sonraki hükümetler tarafından ortaya konulan çözümlerin hepsi başarısız olmuştur. Çünkü bunlar, hastalık taşıyan tedavi ve çözümlerdir. Hastalık, yıllardır bize sefalet, yoksulluk ve geri kalmışlık dışında miras bırakmayan kapitalist ekonomik sistemin ta kendisidir. Başarısız hükümet, kötüleşen ekonomik durum ışığında şunlara yöneliyor:

1- Para basmak: İslam, devletin para biriminin altın ve gümüşe dayalı olmasını farz kıldı. Altın ve gümüş ile enflasyonun köklü nedenleri ortadan kalkar. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Müslümanlara ülkenin para birimi olarak 4.25 gram ağırlığında altın dinarı ve 2.975 ağırlığında da gümüş dirhemi emretti. Bu, binden fazla yıl Hilafet Devletinde fiyat istikrarını sağlayan temel unsurdur. Altın ve gümüş standardına dönmek, çok pratik ve uygulanabilirdir. Devletin, karşılıksız büyük miktarlarda para basmasına gelince, büyük fiyat artışına yol açar, para biriminin değeri düşer. Bu ise batıl yollarla insanların paralarını ve çabalarını çalmak anlamına gelir.

2- Faize dayalı borçlanma: İster devletlerden olsun, ister uluslararası kurumlardan olsun, ister tahvil veya hazine bonosu satarak içeriden olsun, isterse insanların paralarını banka mevduatına yatırmaya teşvik yoluyla olsun, bu enflasyonun doğrudan bir faktörüdür. Zira devlet, bankaların faiz mevduatını ödemek için para basıyor. Bu nedenle bankalar tarafından ödenen faizler, enflasyon artışının ve ateşi toplumda yoksul kesimi yakan aşırı fiyat yükselmesinin ek faktörüdür. Oysaki zengin, servetine servet katıyor.

3- İç borç, GSYH'nin %73'nü tüketiyor: Devlet, şeran haram olan vergilendirme yoluyla yoksul ve orta sınıftan milyarlarca tutarında para topluyor. Sonra devlet, bu paraları çürük kapitalist ekonomik politika kapsamında yurt içi gelirin dörtte üçünü tüketen borç hizmetinde kullanıyor. Siyasal sistem, kamu malını mubah gören açgözlü hortumculardan da temizlenmiş değildir.

Ülkenin ulaşmış olduğu ekonomik durumun nedeni, uygulanan kapitalist sistemdir. Ekonomik olarak doğru kalkınma ancak İslami ekonomik sistem uygulandığında mümkündür. Yalnız parça parça değil de tam olarak İslami sistem uygulanmalıdır. Bu da Hilafet Devleti olan İslami Devlet çerçevesinde söz konusu olur. Âlemlerin Rabbinin bize farz kıldığı ve hepimizin de uğrunda çalışması gereken budur.

وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى
"Kim Benim zikrimden yüz çevirirse, mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim vardır. Ve kıyamet günü onu, kör olarak haşredeceğiz." ^{[Taha 124]}

Şerif Zâyid
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı