Mısır rejiminin bazı şakşakçıları, Mısır'ın birçok uluslararası siyasileri konuk etmesiyle övünüyorlar. BM genel Sekreteri Ban Ki-moon 21 Temmuz Pazartesi günü Mısır'ı ziyaret etti. Ondan bir kaç gün önce de 18 Temmuz Cuma günü Fransız Dışişleri Bakanı Mısır'ı ziyaret etmişti. Bugün 22 Temmuz Salı günü de üç günlük temaslarda bulunmak üzere ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Mısır'a ulaştı. Gerçek şu ki sıradan insanlar, Mısır'ın, Gazze halkına karşı kurulan komplonun temel merkezi haline geldiğinin farkındalar. İlk günlerde Gazze saldırısını görmezden gelen ve Ramazan'ın onuncu yıldönümünü anma münasebetiyle insanlara hitaben bir konuşma yapan Devlet Başkanı es-Sisi, Gazze'de olup bitenler hakkında sanki hiç bir şey yokmuş gibi bir kelime dahi söz etmedi. Gazze'deki kardeşlerimiz haftalarca bombaladıktan, katledildikten ve katliama maruz kaldıktan sonra Gazze halkına karşı komplo kokan bir girişim ortaya attı. Ortaya atılan bu girişim, Yahudiler tarafından hemen kabul edildi, ABD tarafından da memnuniyetle karşılandı. İşte şimdi de Kerry, Gazze'ye kara harekâtı kararı sonrasında onlarca askerini kaybeden, bir askeri esir düşen ve bu sayının artmasından korkulan Yahudilerin içine düştükleri çıkmazdan bir çıkış yolu bulmak için bugün Kahire'ye geliyor.

Mısır rejimi, her zamanki gibi iki taraf arasında arabuluculuk rolüne soyundu. Mısır rejiminin bu arabuluculuk rolü yeni değildir. Yıllardır bu rolü üstlenmektedir. Ama bu günlerde yeni olan şudur ki Mısır rejimi, Filistin'de ümmetin evlatlarını ısırmak, Hamas ve direniş gruplarını şeytanlaştırmak için Mısır medyasındaki köpeklerinin tasmasını çıkararak ümmetin evlatları üzerine saldı. Bunlar bir yandan ümmetin evlatlarına pervasızca saldırırlarken, diğer yandan ümmetin azılı düşmanı Yahudi varlığına övgü ve nameler dizdiler. Saldırıya uğrayan tarafın, Yahudi varlığı olduğunu göstermeye çalıştılar. Mısır rejimi, Arap ve Arap olmayan rejimlerden pek farklı değildir. Hepsi aynıdır. Orada burada esip gürleyen, ama bir türlü yağmayan bu rejimlerin aşağılık tavırları, bir paradoks değil midir?

Hizb-ut Tahrir / Mısır Vilayeti olarak biz -ki bütün Mısır halkı da aynı kanaattedir- Mısır-Kenane topraklarının Gazze'deki halkımıza karşı kurulan komplonun yuvası olması istemiyoruz. Ayrıca dünyanın şeytanı Amerika tarafından silah, eğitim ve para ile desteklenen askeri makine karşısında kahramanca direnenlere saldırmak için Mısır'ın bir üs olarak kullanılmasına karşıyız. Şeytan Amerika'nın Dışişleri Bakanı'nın Mısır'da ne işi var. Onu ağırlamak, Allah'a, Rasûlü'ne ve müminlere ihanettir. Ümmet, rejimin kökünü söküp, çöp kutusuna atmak ve pis Yahudi varlığını ortadan kaldıracak, Müslümanların imdadına yetişecek, Mescidi Aksa'yı kurtaracak, Müslümanlar işlerine ve sorunlarına burunlarına sokan Amerika ve Batı müdahalesine dur diyecek olan İslami Hilafet Devletini kurmak için hareket geçtiğinde, Müslümanlara karşı kurulan komplo, Mısır rejimine geri tepecektir.

وَيَقُولُونَ مَتَى هُوَ قُلْ عَسَى أَنْ يَكُونَ قَرِيبًا
"Ne zamanmış o?" diyecekler. De ki: "Yakın olsa gerek!" ^{[İsra 51]}