Yargıçlar ile seçilmiş milletvekilleri arasındaki ağız dalaşı hız kesmeden sürüyor. İnsanlar, günlük yaşamlarındaki sefalete hiçbir etkisinin olmadığını bildikleri için bu ağız dalaşına ilgisiz kaldılar. Baş Yargıç Mian Sakıb Nisar, 20 Şubat 2018 günü yaptığı açıklamada, “Dün yine yargının, yasamaya müdahale edip edemeyeceği konusu soruldu... Parlamento, daha üstündür ama anayasa her şeyin üstündedir.” dedi. Başbakan ise “207 milyon kişinin vekiline, hırsız, soyguncu ve mafya denemez. Bazen yargıçlar,  parlamenterlerin yaptığı yasaları iptal etme tehdidinde bulunuyorlar.” şeklinde konuştu. Erkler arasında ağız dalaşı sürüyor, yolsuzluk olduğu gibi devam ediyor. Müslümanların işleri kimsenin umurunda değil. İslam’ın farz kıldığı görev ve haklar, ihmal ediliyor. Kaldı ki bu kavganın zaferi yok. Uğrunda savaşmaya değmez. Çünkü hem yargı hem de parlamento, Kuran ve Sünnetten esinlenen yasalardan daha ziyade insanların arzu ve hevesince belirlenen yasaları savunuyorlar. Hadi diyelim bu kavgadan yargı ya da parlamento zaferle çıktı, peki Müslümanlar ve din için bir zafer söz konusu mu?

Müslümanlar her zaman demokrasiden hayal kırıklığına uğrayacaklar, çünkü demokraside yasaları kadın ve erkeğin arzu ve istekleri belirler. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu

وَأَنِ ٱحْكُم بَيْنَهُمْ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَآءَهُمْ وَٱحْذَرْهُمْ أَن يَفْتِنُوكَ عَن بَعْضِ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ إِلَيْكَ“Artık onların aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve sana Hak’tan gelenden ayrılıp da onların hevâlarına uyma.” ^{[Maide 49]} Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinde, ister yargı, ister yönetim, isterse ümmet meclisi ile ilgili olsun tüm anlaşmazlıklar, Kuran ve Sünnete göre çözümlenecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَأُولِي الْأَمْرِ مِنكُمْ ۖ فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ ۚ ذَٰلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلًا“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Rasûlü’ne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.” ^{[Nisa 59]} Esasında anayasanın temeli, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın hükümlerine dayanmak zorundadır. Anayasanın her maddesi, Kuran ve Sünnetten çıkarılmalıdır. Kanunun dayandığı ayetler ve hadisler de delil olarak serdedilmelidir.  Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ أَمَرَ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا إِيَّاهُ ذَٰلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ“Hüküm Allah’a aittir.” O, kendisinden başka hiçbir şeye tapmamanızı emretmiştir. İşte en doğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler” ^{[Yusuf 40]}