Karaçi’deki rejimin haydutları tarafından ABD ile yıkıcı ittifaka giren yöneticileri muhasebe eden iki güzide Müslüman gencin kaçırılışının üzerinden yaklaşık beş ay geçti. Nebil Akhtar, uzman muhasebeci ve Cüneyt İkbal da tekstil mühendisidir. Her ikisi de akıllı, dindar ve Müslüman ailelerin Salih evlatlarıdır. Rejimin haydutları, bu iki genci “Yeter Artık ABD Yanında İzzet ve Onur Arayan Omurgasız Müttefik Liderliğe!” başlıklı bildirinin dağıtımının ardından tutuklamışlardı. Bildiride şöyle deniyordu: “Böyle azılı bir düşmandan nasıl güven ve onur bekleyebiliriz? Allah Subhânehu ve Teâlâ bizi şöyle uyardı:

الَّذِينَيَتَّخِذُونَالْكَافِرِينَأَوْلِيَاءَمِنْدُونِالْمُؤْمِنِينَأَيَبْتَغُونَعِنْدَهُمْالْعِزَّةَفَإِنَّالْعِزَّةَلِلَّهِجَمِيعًا.بَشِّرْالْمُنَافِقِينَبِأَنَّلَهُمْعَذَابًاأَلِيمًا“Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir. ^{[Nisa 139]}” ABD müttefikliği ile ilgili sorular, Pakistan genelinde ve silahlı kuvvetler içinde yankı uyandırmıştı. Rejim, oturup konuşmak veya haklarında yazmak yerine muhasebe edenleri bastırmayı yeğledi.

Açıktır ki Müslümanlar, yöneticilerinin İslam düşmanlarının safında yer aldığı bir ülkede yaşıyor. Onun içindir ki İslam’a hakaret edenler için ifade özgürlüğüdür deyip geçiliyor. Ama Allah’a ve Rasûlü’ne çağıranlara karşı demir yumruk kullanılıyor. İslam, Müslümanlara zorba yöneticileri muhasebe etme hakkı verdi, aksine farz kıldı, ihmalkâr davrananları da Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şiddetli azabı ile korkuttu. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

أَفْضَلَ الْجِهَادِ كَلِمَةُ حَقٍّ عِنْدَ سُلْطَانٍ جَائِرٍ“Cihadın en üstün olanı, zalim bir yönetici yanında hakkı söylemektir.”^[Nesâi] Yöneticiler, haklı muhasebeye kulak vermek yerine Kureyş gibi davranıyor. Allah ve Rasûlü’ne isyanda ısrar ediyor. İslami hayat biçimine çağıranları darp ediyor, tutukluyor, iftira atıyor. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ“Şüphesiz mümin erkeklerle mümin kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.” ^{[Buruc 10]}

İslam adına kurulan ve toprakları sayısız şehit kanıyla sulanan bir ülkede yapılan bunca zulüm yeter artık. Başta medya ve insan hakları kuruluşları olmak üzere hadi hep birlikte her düzey ve forumda sesimizi yükseltelim, cesur ve dürüst evlatlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep edelim.