Yozlaşmış polis memuru Rao Anwar’in Naqeebullah Mehsud’u haksız yere öldürmesi, Peştun kabilelerinde öfke ve hayal kırıklığına yol açtı. Kabileler, Paştun Tahafuz Hareketi (PTM) etrafında toplandı. 11 Eylül’den bu yana geçen yirmi yılın ardından bu kamuoyu öfkesi, Pakistan’daki ABD ajanlarının uyguladığı yıkıcı “terörle mücadele” politikalarının halk tarafından reddedildiğinin açık kanıtıdır. Ancak ne var ki bu yeni platformda atılan sloganlardan bazıları gerçekten üzüntü verici. Zira sloganlarda, Pakistan’daki siyasi ve askeri liderlik içindeki hainlerden ziyade onurlu silahlı kuvvetlerine öfke kustular. Öfke, doğru yere yönlendirilmeli ve Müslümanlar verimli bir şekilde hareket etmelidir. Onun için Müslümanlar aşağıdaki noktaları itinayla dikkate almalıdır:

1- Asil Peştun Müslümanları ve onurlu silahlı kuvvetleri, İslam ve Müslümanların düşmanlarına karşı tek yürek olmalıdır. Azad Keşmir’in kurtuluşunda gösterdikleri kahramanlık nedeniyle Pakistan halkı, cesur Peştun Müslümanlarına borçludur. Peştun kabileleri ve Pakistan silahlı kuvvetleri, Sovyetler Birliği’ni yenmek için el ele vermiştiler ve bir daha geri dönmemek üzere Afganistan’dan geri çekilmeye zorlamıştılar. Bu kahramanca başarı, ümmete güven aşılamış ve yeniden diriliş çabalarına ivme kazandırmıştı. Diriliş çabaları İslam dünyasında giderek güç kazanmaya başlamıştı.

2- Afganistan işgalinden sonra Amerika, işgali sürdürmesinin önündeki en büyük engelin kabile bölgelerindeki Müslümanlar ile Pakistan silahlı kuvvetleri arasındaki güçlü bağın olduğunu fark etti. Bu nedenle Amerika, aralarındaki kardeşlik bağını zayıflatmak için fitne savaşı çıkarttı. Gerçekten de Trump’ın, Pakistan silahlı kuvvetlerinin Afganistan’da Amerikan işgaline karşı direnen cesur kabile savaşçıları ile bağlarını koparmasını istemesi de bu politikanın bir parçasıdır.

3- Amerika, silahlı kuvvetler ile kabile bölgesindeki Müslümanlar arasında anlaşmazlık çıkarmak için fitne savaşı başlattı. Raymond Davis şebekesi yoluyla Pakistan genelinde patlamalar planladı. Pakistan yöneticileri, patlamaları planlayan ABD paramiliter ve istihbarat varlığını ülkemizden kovmayarak yılanın başını koparmadı. Bunun yerine Müslümanı Müslümana kırdıran askeri operasyonlar için gerekçe oluşturmak amacıyla yapılan bu saldırılarda kabileleri suçladılar.

4- Pakistan’ın siyasi ve askeri liderliği içindeki hainler, Amerikalı efendilerini memnun etmek için müminler arasında fitne çıkarttı. ABD’nin Afganistan işgaline karşı yürütülen cihadı bastırmak için ABD ile işbirliği yaptılar. Amerikan işgalini korumak için hainler, Afgan cihadını destekleyen herkesi cezalandırmak amacıyla adam kaçırma, işkence, hapis, ortadan kaldırma ve suikast dâhil her türlü yola başvurdular. Washington’a körü körüne bağlanan bu yöneticiler, silahlı kuvvetlerimiz veya herhangi bir insanımızı umursamadı. Ülke genelinde yıkım ve sefalete yol verdiler. Onun için öfke ve hayal kırıklığımızın tek hedefi bu ABD ajanları olması gerekmiyor mu? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ بَدَّلُوا نِعْمَتَ اللَّهِ كُفْرًا وَأَحَلُّوا قَوْمَهُمْ دَارَ الْبَوَارِ“Allah’ın nimetine nankörlükle karşılık veren ve sonunda kavimlerini helâk yurduna sürükleyenleri görmedin mi?”^{[İbrahim 28]}

5- Asil Peştun Müslümanlarının çektiği acının tek nedeni, Afganistan’daki ABD işgalini reddetmeyi emreden İslam ve cihat sevgisidir. Bu yüzden Amerika, Pakistan’daki politik ve askeri liderlik içindeki ajanları aracılığıyla Peştunları cezalandırdı. Peştun Müslümanlarına, dinlerine sımsıkı sarılmalarını tavsiye ediyor ve Haçlı ABD uğruna Müslümanları yüz üstü bırakan ajan yöneticileri devirmelerini talep ediyoruz. Barış, refah ve güvenliğin tek garantisi olan Allah’ın hükümlerinin uygulanmasına açıkça çağırmaya davet ediyoruz.

6- Afganistan’daki ABD varlığını korumak için ırmaklar dolusu kanlar akıtan ABD ajanlarını devirmek Pakistan silahlı kuvvetleri içindeki subayların boynunun borcudur. Ayrıca Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için de Hizb-ut Tahrir’e nusret vermeleri gerekir. Ancak o zaman Raşidi bir Halife önderliğinde ABD ile ittifaka son verebilir, ABD büyükelçiliği ve üslerini kapatabilir, kaybolan kişileri bulabiliriz. Pakistan silahlı kuvvetleri ile aşiret savaşçılarını Haçlı ABD’ye karşı tek yürek yapabiliriz. Onun için Müslümanlar, fitne ateşini söndürmek ve kâfir düşmanı geri çekilmeye mecbur bırakmak için Allah ve Rasûlü’ne itaat eden Raşidi bir Halifenin arkasında tek saf olmalıdır.

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنْتُمْ أَعْدَاءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا وَكُنْتُمْ عَلَىٰ شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَأَنْقَذَكُمْ مِنْهَا كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.”^{[Ali İmran 103]}