Malezya Başbakanı Dr. Mahathir Muhammed, Pakistan ziyareti sırasında yirmi yıldır yabancı yatırımcılara vergi muafiyetinde bulunduğunu söyledi. Malezya Başbakanı, 22 Mart 2019 Cuma günü İslamabad’da düzenlenen bir iş konferansında Malezya’nın ekonomik başarısının “sırrını” paylaştı. Yabancı yatırımcılara teşvik verilerek kısa bir süreliğine ekonomik canlılık artırılabilir. Ancak sonunda ekonominin kontrolü yabancı ellere geçer ki bu, siyasi ve ekonomik egemenlik için ölümcüldür. Ekonomik gelişme için yabancı yatırımcılara dayanan ülkeler, kısa bir süre sonra risklerine tanık oldular. Malezya, geçen yüzyılın doksanlı yıllarında ekonomik olarak ilerleyen “Asya Kaplanları” arasındaydı. Ancak 1997’de bu ülkelerde sarsıcı bir ekonomik kriz patlak verdi. Krizin ana nedeni, yabancı yatırımcıların yatırımlarını anında geri çekmeleriydi ve bu “Asya Kaplanlarını” birkaç hafta içinde “Asya Yavrularına” dönüştürmüştü. Bugün bile Malezya’nın toplam dış borcu, toplam GSYİH’nın yüzde 46’sına tekabül ederken, Pakistan’ın toplam dış borcu GSYİH’nın yüzde 30’una tekabül ediyor.

Yabancı yatırımcıların ekonomik ilerlemenin anahtarı olduğunu söylemek, sömürgecilik düşüncesidir ve zayıf ulusların ekonomilerini sömürgeci ülkelerin kontrolüne verir. Bu yüzden devasa potansiyellerine rağmen ekonomik alanda sömürgecilere hiçbir zaman meydan okuyamazlar. Açıkçası bu, sömürgeci bir düşüncedir çünkü on maddelik “Washington Konsensüsü” arasındadır. Uluslararası Para Fonu (IMF), yabancı yatırımcılara imtiyaz vermek için kredi alan ülkelere baskı yapar. Yerel yatırımcılara verilmeyen teşvikler ve imtiyazlar neden bu kadar cömertçe yabancı yatırımcılara veriliyor? Yabancı yatırımcılara vergi muafiyeti dâhil her türlü imtiyaz verilirken, devlet hazinesini doldurmak için vergi yükü ile yerel yatırımcıların sırtları kamburlaştırılıyor.

Ekonomik canlılık için yabancı yatırımcılara teşvikler vermek değil İslami ekonomik sistemin kurulması kaçınılmazdır. Orijininde İslam, zekât dışında sanayicilere ve yatırımcılara vergi koymaz. Yerel yatırımcılar ve sanayiciler, herhangi bir gümrük vergisi ödemeden yerel üretime girdi olarak hammadde ithal edebilirler. Çünkü İslam’ın ekonomik sisteminde gümrük vergisi yoktur. Ayrıca yerel sanayiciler ve yatırımcılar, vergisiz uygun fiyata elektrik ve gaz temin edebilirler. Çünkü İslam’ın ekonomik sisteminde enerji kamu mülkiyetindendir. Özel şirketlere devredilemez ya da buna devlet vergi koyamaz. Aksine devlet, yalnızca halkın yararına denetler. İslam’ın uygulandığı zamanlarda Müslümanlar, yüzyıllar boyunca küresel ekonomik güç idiler. İngiliz işgali öncesinde Hindistan Yarımadası, küresel ekonomik üretimin neredeyse yüzde 25’ine katkıda bulunuyordu ve bunun tek nedeni, İslami ekonomik sistemin uygulanmasıydı. Bugün Pakistan ve tüm İslam dünyasının ekonomik sefaletinin nedeni, Hilafette uygulanan İslami ekonomik sistemin yokluğudur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنۡ اَعۡرَضَ عَنۡ ذِكۡرِىۡ فَاِنَّ لَـهٗ مَعِيۡشَةً ضَنۡكًا  “Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır.”^{[Taha 124]} Bu nedenle ekonomik canlılığı sağlamak için Nübüvvet metodu üzere Hilafeti yeniden kurmalıyız.