3 Temmuz 2019’da, IMF Sözcüsü Gerry Rice, Tweetter hesabından yaptığı açıklamada, “IMF İcra Kurulu’nun bugün Pakistan’ın ekonomik reformunu desteklemek için üç yıllık 6 milyar dolarlık krediyi onayladığını” belirtti. Öncesinde General Bajwa, 28 Haziran 2019 günü yaptığı açıklamada “Ekonomik egemenlik olmazsa diğer hiçbir egemenlik olamaz” dedi. General Bajwa liderliğindeki rejim, Pakistan’ın ekonomik egemenliğini sömürgeci bir kurum olan IMF’ye devretti. IMF, gelişmekte olan ülkelerdeki ödeme dengesi krizinden yararlanır. Tek amacı, Batının dünyadaki ekonomik, finansal ve politik çıkarları korumak olan yapısal uyum programlarını dayatmaktır. IMF, hiçbir zaman özverili bir şekilde bir ülkeye yardım etmez, ekonomisini güçlendirmez, onu dünyayı kıskandıran ve sömürgeci ekonomilerle rekabet eden bir hale getirmez. IMF’nin mevcut Pakistan programı bile ABD’nin bir baskı unsurudur. Afganistan’da siyasi çözüme ulaşmak, ürkek işgali kurtarmak ve Hint devletinin bölgesel egemenliğine zemin hazırlamak için Pakistan’ın Washington ile işbirliği yapmasını istiyor.

Ey Pakistan Müslümanları özellikle de silahlı kuvvetleri! Nübüvvet metodu Hilafet, yüce dinimize göre ekonomik refahı sağlayabilir. İslam, üretim odaklı ekonomik büyüme modelini reddeder, servetin dağıtımı ve dolaşımı odaklı bir ekonomik modeli benimser. Ekonomik canlanmanın finansman aracı olarak görülen kredileri kesinlikle reddeder, bunun yerine yatırım aracı olarak ortaklıklar kurulmasına önem verir. Ayrıca devlet destekli zayıf ulusal para birimini de reddeder, altın ve gümüşe dayalı sabit madeni para birimini zorunlu kılar. Dış borçlanma faizini açıkça reddeder. Kamu, devlet ve özel mülkiyet olmak üzere üç çeşit mülkiyet şeklini benimser. Enerji ve mineral kaynakların kamu mülkiyetinden olmasını farz kılar, bu kaynaklar özelleştirilemez. Bu nedenle gelirleri vatandaşlara harcanmak üzere devlet hazinesine aktarılır. İslam, genel satış vergisi ve gelir vergisi gibi baskıcı vergileri yasaklar. Bunun yerine servet tabanlı gelir üretimini savunur. Demokrasiyi reddeder ve bu nedenle ekonomik kaynaklar, farklı grupların politik nüfuzuna göre değil, halkın ihtiyaçlarına göre dağıtılır. Ekonomi dâhil olmak üzere sömürgeci düşmanların Müslümanlar üzerinde söz sahibi olmasını, egemenliklerini baltalamasını ve işlerinin kâfirlerin çıkarları doğrultusunda güdülmesini yasaklar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا “Allah kafirler için müminler üzerinde bir yol kılmayacaktır.” ^{[Nisa 141]} Öyleyse İslam’ın ekonomik vizyonunu hayata geçirmek için hadi Nübüvvet metodu üzere Hilafeti yeniden kurmak için çalışalım. Çünkü sömürgeci hakimiyetten kurtuluşun tek güvencesi Hilafettir. Hilafet, Allah’ın yardımına, İslam ümmetine verdiği muazzam yetenek, güç ve kaynaklarına dayanacaktır.