ABD Dışişleri Bakanlığı, 18 Eylül 2019 tarihinde “Pakistanlı biri Hindistan’a gider ve Keşmir’de savaşmak isterse, Keşmirlilerin düşmanı gibi hareket etmiş olur.” açıklamasını yapan Pakistan Başbakan’ına övgüler yağdırdı. Güney ve Orta Asya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Alice G Wells, 19 Eylül’de Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Keşmir’de savaşmak isteyen Pakistanlı militanların Pakistan ve Keşmir’in düşmanlarıdır şeklindeki net ve önemli açıklamalarından ötürü Pakistan Başbakanını tebrik ediyorum... Pakistan’ın tüm terörist gruplarla mücadele edeceğini taahhüt etmesi, bölgesel istikrar için oldukça kritiktir.” ifadelerini kullandı. Silahlı Afgan direnişi karşısında dize gelen ABD, işgal altındaki Keşmir’de korkak Hindistan askerleri ile savaşan tüm direnişçileri bastırmak istiyor. Sömürgeci plan, ABD’nin bölgedeki olası rakibi Çin’i çevrelemek ve Hilâfetin dönüşünü engellemek için Hindistan’ı bölgesel güç yapma arzusunda. Buna ek olarak ABD, işgal altındaki Keşmir’de stratejik öneme sahip Ladakh bölgesine asker konuşlandırmak istiyor. Bu, bölgedeki Müslümanların çok büyük tehlike olarak gördüğünü ortaya koyuyor.

Ey Pakistan Müslümanları! Erkeklerimizi sakat bırakan, kadınlarımızı aşağılayan, topraklarımızı işgal edenler için savaş yasal da direnişçiler için yasak mı? Aşağılık Bajwa-İmran rejimi, işgal altındaki Keşmir’deki silahlı direnişi “terörizm” olarak niteleyen Modi ve Trump ile yine aynı safta yer aldı. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ وَأَخْرِجُوهُمْ مِنْ حَيْثُ أَخْرَجُوكُمْ “Onları bulduğunuz yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın.” ^{[Bakara 191]} Vicdansız hain Bajwa-İmran rejimi, mazlumların feryadını görmezden gelirken, sömürgeci planlara şuursuzca boyun eğerek onur peşinde. Hâlbuki Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَا تَرَكَ قَوْمٌ الْجِهَادَ إلاّ ذُلّوا“Bir millet, Allah yolunda cihadı terk edecek olursa Allah, o kavmi zillete düşürür.” ^[Ahmed] Silahlı kuvvetler içindeki babalarımızdan, kardeşlerimizden ve oğullarımızdan doruk noktasına varmadan önce bu ihaneti durdurmalarını talep etmeliyiz. Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için onlardan nusret talep edin ki savaş meydanında ya zafer ya şehadet peşinde koşsunlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قَاتِلُوا الَّذِينَ يَلُونَكُمْ مِنْ الْكُفَّارِ وَلْيَجِدُوا فِيكُمْ غِلْظَةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ “Ey iman edenler! Kâfirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın ve onlar (savaş anında) sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki, Allah sakınanlarla beraberdir.” ^{[Tevbe 123]}