Çin’in Uygur Müslümanlarına yaptığı acımasız zulmü görmezden gelen General Bajwa ve İmran Han, onların kaderini ateist Çinli yöneticilerin ellerine teslim ettiler. Önceki hükümetin izinden giden Bajwa-İmran rejimi, Pakistan’ın hayati kaynaklarını yağmalatmak için Çinli yatırımcılar ve yöneticiler ile bir araya geldi. Sömürgeci Çin’in, Steel Mill, demiryolu ML1, Bunji Barajı, ekonomik bölgeler ve Pakistan’ın tarımını ele geçirmesinin taşlarını döşedi. Pekin ziyareti öncesinde Bajwa-İmran rejimi, ateist Çin liderliğinin bazı talimatlarını yerine getirdi. Bu talimatlar doğrultusunda tartışmalı ayrıntıların kamuoyuna açıklanmaması için cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle CPEC otoritesi kuruldu, Gwadar Limanı’ndaki vergiler esnetildi, Çin’in ekonomik hegemonyası ile ilgili diğer tartışmalı konulara gizlilik getirildi. Çin sömürgeciliğin genişlemesi, aslında şu satırlardan anlaşılmaktadır; Pakistan’ın Haziran 2022’ye kadar Çin’e ödeyeceği 6,7 milyar dolar, aynı dönemde IMF’ye ödeyeceği 2,8 milyar doların neredeyse üç katıdır.

Çin, Pakistan’ın dostu değil. Ateist Çin rejimi, İslam ve Müslümanlar düşmanıdır. Uygur Müslümanlarına yaptığı zulüm bunun kanıtıdır. Uygurların, namaz kılması, oruç tutması ve diğer dini görevlerini yerine getirmeleri yasak. Erkekler domuz eti yemeye ve sakallarını tıraş etmeye zorlanıyor. İmamlar, kamuoyu önünde dans ettiriliyor. İffetli kadınlar açık saçık elbise giymeye zorlanıyor. Yeni ateist bir kimlik dayatmak amacıyla milyonlarca Uygurlu toplama kamplarında tutuluyor. Bazılarına işkence yapılıyor, sakat bırakılıyor, tecavüz ediliyor, uzun hapis cezalarına maruz bırakılıyor hatta öldürülüyor. Çin aynı zamanda Keşmir’in bir bölümünü de işgal etmektedir ve sömürücü ekonomik yollarla bölgedeki sömürgecilik kollarını genişletmektedir. Ne yazık ki sivil ve askeri liderliğimiz onun sömürgeci genişlemesini yürekten desteklemektedir. İşte CPEC, Çin’in böylesi bir sömürü projesidir. Bu projenin tehlikeli amaçlarından biri, Pakistan’ın tarımını ele geçirmek, mineral, tarım, su ve diğer kaynaklarla Çin’in güneyindeki yoksulluğu azaltmaktır. Çin’in Pakistan altyapısına yatırımı, Hint Yarımadası kaynaklarını talan etmek ve Birmingham ve Londra’ya yollamak için İngilizlerin alt kıtadaki demiryolu yatırımını andırmaktadır. Yapılan son bir araştırmaya göre, İngiltere 173 yıl içinde 45 trilyon dolar yağmalamıştır.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve vizyoner sahabesi, diğeriyle mücadele etmek için biriyle ittifak kurmak yerine zamanın iki küresel gücü olan Roma ve Persleri güçlü duruşu ile dize getirmişlerdir. Ancak büyük atalarımızın aksine omurgasız ve vizyonsuz sivil ve askeri liderlik, ABD ve Çin ile ittifaka girerek Pakistan’ı ardına kadar sömürüye açmıştır. Allah’ın izniyle Pakistan ordusu içindeki samimi subayların nusret ile Hilafet Pakistan’da yeniden kurulduktan sonra Şeyh Ata Bin Halil Ebu Raşta liderliğinde Hizb-ut Tahrir, ümmetin tüm hayati çıkarlarını güvence altına alacaktır. Nübüvvet metodu üzere Hilafet, dolar ve yuan uğruna Müslümanların kanı üzerinden pazarlığa tutuşmayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَتُرِيدُونَ أَنْ تَجْعَلُوا لِلَّهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَانًا مُبِينًا “Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah’a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?” ^{[Nisa 144]}