2019 Bölgesel ve Yerel Sağlık Yetkililer Yasası parlamentoda görüşüldüğü sırada KPK Sağlık İl Bakanı Dr. Hisham İnam Ullah Khan burada yaptığı konuşmada, “Biz yoksul bir ülkeyiz. Herkese ücretsiz sağlık hizmeti, ilaç ve doktor sunacak kapasitede değiliz. Bazı yerlerde kamu-özel ortaklığını getirmeliyiz ve bazı yerlerde de maliyetleri artırmalıyız” şeklinde konuştu. Pakistan’ı Medine Devleti gibi bir devlet yapacağını ve halka refah getireceğini iddia eden rejimin, iddiası fos çıktı. Açıkçası demokrasi, kapitalist iktidar elitinin çıkarı için tasarlanmıştır. Yolsuzluklarına hukuki dayanak sağlarken, yoksulları da vahşi kapitalizmin kucağına terk eder. Bu yeni yasa, yasalaştıktan sonra tüm il hastaneleri, sağlık ocakları, dispanserler, anne ve çocuk bakımı merkezleri ve devlet laboratuvarları, bölgesel ve yerel sağlık yetkililerine devredilecek. Yetkililer devletten sınırlı mali kaynak alacaklar, geri kalanını ise kendileri temin etmek zorunda kalacaklar. Buna göre yoksullar, ya devlet hastanesindeki sağlık giderlerini ödeyecekler ya da acı içinde ölecekler.

Pakistan halkının yüzde 75’i zaten özel hastanelerde tedavi görüyor. Çünkü devlet hastaneleri yetersizdir ve bakım hizmeti de çok kötüdür. Devlet hastanelerine gitmekten başka çaresi olmayan yoksullar bile şimdi ücretsiz ya da ucuz ama kötü sağlık hizmetinden dahi yoksun kalacaklar. Demokrasi, temel sağlık hizmetlerini lüks ihtiyaçlar haline getirdi. Büyük paralar kazanmak için hasta, para basan bir müşteri olarak görülüyor. Bu yalın gerçeğe rağmen mevcut yöneticiler, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmediğini, sadece devlet hastanelerinin iyileştirildiğini iddia ediyor. Kapitalist Batı halkı da, sağlık konusunda benzer sorunlarla karşı karşıya. Zira hastaneler, sigorta şirketlerinin tekelinde. Küresel bazda demokrasi, kapitalist sigorta şirketleri ve özel hastanelerin risksiz devasa kazançlar elde etmelerini sağlamıştır.

İslam’a göre sağlık, eğitim ve güvenlik toplumsal ihtiyaçlardır. Toplumda bu tür tesislerin inşa edilmesi Halifeye farzdır. İmam Müslim, Cabir’den rivayet ettiğine göre

أَرْسَلَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى أُبَيِّ بْنِ كَعْبٍ طَبِيبًا، فَقَطَعَ مِنْهُ عِرْقًا، ثُمَّ كَوَاهُ عَلَيْهِ“Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Ubey bin Kab’a bir tabip gönderdi. Tabip okun girdiği yerdeki damarı keserek üzerini dağladı.”El Hâkim, Müstedrek’inde Zeyd Bin Eslem’den, babasından rivayet ettiğine göre “Ben Ömer Bin Hattab döneminde ağır hastalandım. Ömer, bir doktor çağırdı, doktor bedenimi dağladı. Sonra hurma çekirdeğini ezecek kadar güçlü hale geldim.”Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

الْإِمَامُ رَاعٍ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ“İmam çobandır ve güttüklerinden sorumludur.”^[Buhari] Toplumda sağlık tesisleri kurulması, İslami Devletinin temel sorumluluklarından biridir. Halife Mansur, 1283 yılında Bimaristan El Mansur adında bir hastane kurdu. Ve bugüne değin dünya, böyle harika bir hastaneye tanık olmadı. Sekiz bin hastayı ağırlayabilecek kapasitedeydi ve bakımı için her hastaya iki bakıcı düşüyordu. Demokrasiler ve diktatörlükler, insanların haklarını savunamaz. Yalnızca Allah’ın indirdikleriyle hükmeden Nübüvvet metodu üzere Hilafet, yağmacı ve soyguncu kapitalist sistemden insanlığı koruyabilir.