12 Ekim 2020’de Hint medya kanalı “the Wire” ile yaptığı röportajda Dr. Moeed Yusuf, Çin’in Doğu Türkistan (Sincan) Uygur Müslümanlarına yaptığı zulme ilişkin raporları ve tanıklıkları reddetti ve bunun “önemsiz bir mevzu” olduğunu açıkladı. On yıllardır diasporada yaşayan Uygur Müslümanları, Çin’in İslam’a sistematik olarak zulüm yaptığını, bazılarının yıllarca hapiste yattığını bildirdiler. Çin yetkilileri, Müslümanların Ramazan ayında oruç tutmasını ve camilerde namaz kılmasını yasakladılar. Gözaltı merkezlerinde domuz eti yemeye ve alkol içmeye zorladılar, en az bir milyon Müslümanı gözaltına aldılar. Müslüman kadınların Rablerinin emrettiği gibi örtünmesini yasakladılar ve zorla kısırlaştırıldılar

Medine devleti iddiasındaki Bajwa-İmran rejimi, Çin’deki Müslümanların korkunç durumu hakkında yalan söyledi. Hâlbuki Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

لَّعْنَةُ اللّهِ عَلَى الْكَاذِبِينَ“Allah’ın yalanı yalancılar üzerine olsun.”^{[Ali İmran 61]} Rejim, Uygur Müslümanlarının meselesinin “önemsiz bir mevzu” olduğunu açıkladı. Oysa Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى  “Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olur. Oranın tedavisi ile meşgul olurlar. Müslümanlar da böyle, birbirine yardıma koşar.”^[Buhari] Tam tersine rejim, Çin’i savunmak için uykusuz kalıyor!

Ey Pakistan Müslümanları! Müslümanlar tek bir ümmettir ve İslam, ekonomik ve askeri çıkarları güvence altına almak için bile olsa ezilen Müslümanları yardımsız bırakmamıza izin vermez. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَٰذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا“Size ne oluyor da: “Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, katından bize bir sahip çıkan gönder, katından bize bir yardımcı lütfet” diyen zavallı çocuklar, erkekler ve kadınlar uğrunda ve Allah yolunda savaşmıyorsunuz?”^{[Nisa 75]} Zavallı insanları zulümden kurtarmak için Hilafet, Hindu Raja Dahir ve Hıristiyan Kral Roderic’in zulmünü sona erdirmek için Muhammed Bin Kasım ve Tarık bin Ziyad’ı gönderdi. Ancak kalkanımız Hilafetin yokluğunda Bajwa-İmran rejimi, güçlü silahlı kuvvetlere ve nükleer silahlara sahip olmasına rağmen zalimleri destekliyor. Bajwa-İmran rejimi Uygur Müslümanlarının meselesinin “alakasız bir mevzu” olmadığını bilmelidir. Bu bir ölüm kalım meselesidir, tıpkı Keşmir ve Filistin meselesi gibi. Önemsiz dünyevi bir şey için Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın gazabına davetiye çıkaran Uygur Müslümanlarını nasıl kaderlerine terk edebiliriz? Hilafet, Keşmir ve Filistin’in yanı sıra Uygur Müslümanlarını da baskı ve işgalden kurtaracaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın yardımı ile bu hedefe ulaşmak zor değil. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ“And olsun ki, Allah’a yardım edenlere O da yardım eder. Doğrusu Allah kuvvetlidir, güçlüdür.”^{[Hac 40]}