Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

اَلْإِسْلَامِ يَعْلُو ، وَلَا يُعْلَى“İslam üstündür, üstün gelinmez.”Hilafetin yıkılmasından ve ülkelerde insan yapımı yasaların uygulanmasından bu yana 100 yıldır yüce İslam ideolojisi, dünyanın hiçbir yerinde uygulanmamaktadır. İslam, tüm zamanlar için evrensel bir yönetişim sistemidir. İslam, tüm insanlığa liderlik etme sorumluluğunu Müslümanlara yükledi. Bu yüzden kıyamet gününe kadar küresel düzeyde adaleti tesis etmişlerdir. Allah’ın bahşettiği bu sorumluluktan vazgeçemeyiz. Ekonomi, politika, aile hayatı, ahlak veya toplum düzeyinde olsun yaşamın her alanını yok eden yozlaşmış Batı ideolojisine boyun eğemeyiz. Öyleyse, insanlığı küfrün karanlığından İslam’ın aydınlığına çıkarmak için sorumluluğumuzu üstlenmenin zamanı gelmedi mi?

Hilafetin yıkılmasından sonra restorasyonu için çalışmak yerine bilim adamları, mühendisler, doktorlar ve gençler, okullarına, ofislerine, kliniklerine ve kütüphanelerine kapandılar. Bu kapanma, Fransız, İngiliz, Amerikan ve Rus sömürgecilerin Müslüman dünyasında özgürce dolaşmasına katkıda bulundu. Müslümanlar, iyiliği emretme ve kötülüğü yasaklama, zalime engel olma ve onu hakka döndürme sorumluluğunu ihmal ettiler. Sömürgeci ajanları ümmetin otoritesini gasp etti, bu otorite yöneticileri atamak için Allah’ın Müslümanlara verdiği bir yetkidir. İslam’ı uygulamak şartıyla verilmiş bir yetkidir. Hilafetin yıkılmasından sonra Allah’ın Şeriatı rafa kalktı, Müslümanların toprakları, zenginlikleri, onurları ve yaşamları ihlal edildi. İlk kıblemiz aşağılık Yahudi varlığına peşkeş çekildi. Hicri 100 yıldır, bir Halifeye biat etmeden yaşıyoruz, oysa Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bir Halifeye biat etmeden ölen bir kişinin cahiliye ölümü üzere öleceğini açıkladı.

Ey Müslümanlar! Filistin, Suriye, Yemen, işgal altındaki Keşmir, Burma ve Sri Lanka’daki şuan ki sefil durumumuz gözler önünde. İslam olmadan haysiyetimizden, refahımızdan veya güvenliğimizden bahsedilemez. Hilafet olmadan yenildik ve aşağılandık, oysa onur, izzet ve zafer sadece İslam’ındır.

Ey Pakistan Müslümanları! Hilafetin kurulması tüm farzların tacıdır ve İslam’a göre yönetilmemiz konusunda âlimlerin icması söz konusudur. Allah’ın vahyini bir kenara bırakıp insan yapımı yasalara göre hükmeden yöneticiler, bize yalan söylüyorlar, bizi aldatıyorlar. Bu yüzden onlar için çaba sarf etmek hem enerji kaybıdır hem de büyük bir günahtır. Başarısızlıkları basiret ve feraset sahibi herkes için apaçık ortadadır, biz, küresel hâkimiyet yolunda tüm Avrasya’nın doğal yöneticileriyiz. Düşmanlarımız, devletimiz olmadan bile bizden korkuyorlar, Hilafetin altında İslami yönetim ve birlik, düşmanlarımızın planları ve emelleri için ölümdür. Hilafet, düşmanlarımıza karşı tüm gücümüzü seferber edecektir. Öyle ki, sadece kuruluşunu bile duyduklarında şeytanın vesvesesini unutacaklar. Bizden biri bu dünyanın zenginliğini kazanmış olsa bile yetersizdir, öyleyse hem bu dünyada hem de ahirette bizi kurtuluşa götürecek olan Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için çalışın. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

کَتَبَ اللّٰہُ لَاَغۡلِبَنَّ اَنَا وَ رُسُلِیۡ اِنَّ اللّٰہَ قَوِیٌّ عَزِیۡزٌ  “Allah, “And olsun ki Ben ve peygamberlerim üstün geleceğiz” diye yazmıştır. Doğrusu Allah kuvvetlidir, güçlüdür.” ^{[Mücadele 21]}