29 Şaban 1442 / 11 Nisan 2021 Pazar günü dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar, mübarek Ramazan hilalini gözetleyecekler. 1,8 milyarlık asil İslam ümmeti, son Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in emriyle tek vücut olacaklardır.

صوموا لرؤيته ، وأفطروا لرؤيته، فإن غُبِّيَ عليكم فأكملوا عدّة شعبان ثلاثين“Hilâli gördüğünüzde orucu tutun ve hilâli gördüğünüzde de iftar edin! Eğer hava kapalı olursa, Şaban’ın sayısını otuza tamamlayın.”^[Buhari] Ancak, Batı devletlerine körü körüne sadakatleri nedeniyle Müslümanların şimdiki yöneticileri, ümmeti bölüyorlar. Böylece sömürgeciler, ümmete hükmederek aynı gün Ramazan ve Bayram yapmasını önlüyorlar.

Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan vahiy alan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in emri ulusal sınırlar ve zaman üstüdür. Şüphesiz hiçbir yaratılmış insan, âlemlerin Rabbi olan Allah’ın vahyini sömürgecilerin çizdiği yapay ulusal sınırlarla sınırlayamaz. Sanki yüce İslam dini mensubu değilmiş gibi İslam dünyasındaki ajan rejimlerin tanıklıkları, dünya çapındaki Müslümanların tanıklıklarını inkâr ediyor. Ramazan ve Bayramı saat dilimlerine göre bölmenin hiç gerekçe ve şeri dayanağı yoktur. Zira Müslüman dünyasının çoğu arasında on bir saatlik bir fark söz konusudur. Rusya’nın Batılı bir devlet olduğunu düşünün, bölgeleri arasında yalnızca on bir saat fark vardır. Buna rağmen Müslümanlar, aynı gün oruç tutuyor, aynı gün Bayram yapıyorlar.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in emrine göre bilim ve teknoloji ne olursa olsun Ramazan hilalini gözetlemek için başka bir yöntem kullanılamaz. Abdullah Bin Ömer’in, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’den rivayet ettiğine göre

إِنَّا أُمَّةٌ أُمِّيَّةٌ ، لَا نَكْتُبُ وَلَا نَحْسُبُ الشَّهْرُ هَكَذَا وَهَكَذَا يَعْنِي مَرَّةً تِسْعَةً وَعِشْرِينَ ، وَمَرَّةً ثَلَاثِينَ“Biz ümmî bir toplumuz; hesap ve okuma yazma bilmeyiz. Şunu biliriz ki ay, ya 29 ya 30 gündür.”^{[Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai]} Sahabe kutsal ayetleri yazıyor, zekât ve miras hesaplıyordu. Bu hadis ise hilalinin sadece gözetlenmesi gerektiğini gösteriyor. Ne Ramazan ne de Ramazan Bayramı, ayın doğuşuyla hesaplanamaz ya da hilalin olası görünmesi tahminine bağlı değildir. Dolayısıyla on üç yüzyıl boyunca Müslümanlar, hesaplama temelinde Ramazan’a başlamadılar ya da Bayram yapmadılar. Sadece hilalin görülmesine bağlı olarak oruç tutular ve bayram ettiler. Hilalin görülmesi, Ramazan ayının başlangıcı için şeri bir sebeptir. O halde herhangi bir yönetici, hesaplama yoluyla Allah’ın bu hükmünü nasıl baltalayabilir?

Ey Ramazan ayını özleyen Müslümanlar! Bu aya Rasûlullah Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in emrine muhalefet ederek başlarsak, peki mübarek Ramazan ayının nimetlerine erişmemiz nasıl mümkün olabilir? Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın İslam ile birleştirdiği ümmet, sömürgeci sınırlarla bölünmemelidir. Kaldı ki bu, Allah’ın emrine aykırıdır. Kâfir ülkeler bile ulusal sınırlardan bağımsız olarak dini günlerini kutluyorlar. İnşaAllah yakında Nübüvvet metodu üzere Hilafet, Fas’tan Endonezya’ya kadar hemen hemen tüm Müslümanları tek bir devlet ve tek bir vatandaşlık altında toplayacak, böylece Müslümanlar aynı gün Ramazan orucunu tutacaklar ve aynı gün Ramazan bayramını kutlayacaklardır.