28 Haziran 2021’de Bloomberg, Hindistan’ın Çin sınırına en az 50.000 ek asker konuşlandırdığını, oradaki askeri varlığını geçen yıla oranla yüzde 40’dan fazla artırarak 200.000’e çıkardığını bildirdi. Peki, Modi, 1947’deki Keşmir’i işgalinden ve sıcak Pakistan cephesinden bu yana akla hayale gelmeyen bu düşünceyi nasıl gerçekleştirdi? ABD’nin Afganistan’dan aşağılayıcı bir şekilde çekilmesinden sonra ABD Başkanı Joe Biden, Başkan Yardımcısı iken başlattığı “Doğu Asya’ya Dönüş” politikası kapsamında, en sevdiği müttefiki Hindistan da dâhil olmak üzere bölgesel varlıklarını yeniden mevzilendirerek, Çin’i çevreliyor. Ancak Pakistan yöneticilerinin güvencesi olmadan Modi etkin biçimde Biden’a hizmet edemez. Çünkü bölünmüş ve moralsiz Hint ordusu, iki aktif cephe şöyle dursun, tek bir cephede bile etkili bir biçimde savaşamaz. Dolayısıyla körü körüne Amerikalı efendilerine boyun eğen Pakistan’ın askeri ve siyasi liderliği, Hindu devleti ile normalleşme yolunda ilerliyor. İşgal altındaki Keşmir uğrunda Hindistan’la savaşmaktan kaçındı.

Modi’nin işgal altındaki Keşmir’i 5 Ağustos 2019’da ilhak etmesine rağmen Pakistan yöneticileri, kırmızıçizginin bariz bir şekilde çiğnenmesine tepki göstermedi. İmran Han, acilen askeri seferberlik ilan etmek yerine 18 Eylül 2019’te yapmış olduğu açıklamada, “Pakistan’dan biri cihat etmek için Hindistan’a giderse... Keşmirlilerin düşmanı olacaktır” dedi. Amerikalı efendileri, bu açıklamayı takdirle karşıladılar. Hindu devleti ile Çin, birkaç aydır Ladakh’ın Galwan Vadisi’nde çarpışma halindeydi. Askeri liderlik, işgal altındaki Keşmir’i kurtarmak için bunu altın bir fırsat olarak değerlendirmek yerine hevesli ve yetenekli askerlerimizi kışlalara hapsetti. Dahası, 20 Haziran 2021’de İmran Han’ın yaptığı hain açıklamaya sessiz kaldı. Han, “Keşmir’de bir yerleşim olduğunda, iki komşu uygar insanlar olarak yaşayacaktır. Nükleer caydırıcılara ihtiyacımız olmayacak.” dedi.

Ey Pakistan Müslümanları ve ordusunun samimi subayları! Pakistan’ın siyasi ve askeri liderliği, ABD’nin “bölgesel bağlantı” için oluşturduğu ticaret koridorundan sonra Pakistan’ın daha da güçleneceği gerekçesiyle işgal altındaki Keşmir’in Modi’ye teslim edilmesini kabul etmenizi istiyor. Ancak, yirmi yıl önce olduğu gibi şimdi de yalan söylüyor. O zaman ABD yanlısı askeri liderlik, terörle mücadelede ABD ile ittifakın Pakistan’ı güçlendireceğini iddia etmişti. Ancak on binlerce insan hayatını kaybetmiş, Pakistan, on milyarlarca dolar kayba uğramıştı. Pakistan’ın şu anki askeri liderliği de şimdi bize yalan söylüyor. Çünkü gerek ABD gerekse Hindu devleti, İslam’ın, Müslümanların ve Pakistan’ın kanıtlanmış düşmanıdır. Pakistan’ı güçlendirmek için tek bir adım bile atmayacaklardır. Pakistan’ın siyasi ve askeri liderliğinin ihaneti, kör olanlar dışında herkes için barizdir. Eylemsizliğimiz, Pakistan’a onarılamaz bir zarar veriyor. Bu nedenle Pakistan silahlı kuvvetlerinin samimi subayları, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için derhal nusret vermelidir. ABD’nin hem Çin hem de İslam’ın yeniden doğuşuna karşı bölgesel hegemonya kurma planını sadece Hilafet engelleyecek, işgal altındaki Keşmir’in Modi’nin kırılgan kavrayışından kurtarmak için Pakistan silahlı kuvvetlerinin aslanlarını seferber edecektir. Bu, yüce İslam dininin egemenliğini yaymak için atılan birçok adımın ilki olacaktır.

وَقٰتِلُوۡهُمۡ حَتّٰى لَا تَكُوۡنَ فِتۡنَةٌ وَّيَكُوۡنَ الدِّيۡنُ لِلّٰهِ  “Fitne kalmayıp, yalnız Allah’ın dini kalana kadar onlarla savaşın.” ^{[Enfal 39]}