حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PKu2013BAu20132012u2013MBu2013TRu20130018 |
H. 28 Cumâde’s Sânî 1433 M. Cumartesi, 19 May 2012 |
-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir / Pakistan Resmî Sözcüsü Navit Butt'un Kaçırılma Davası: Pakistan'daki Amerikan Ajanları, Hizb-ut Tahrir'in Akrabalarından Olan Yaşlıları Takip Etmektedirler
Keyâni ile askerî ve siyasî liderlikteki tabiileri, Hilafet'i kurmaya dönük çalışmaya karşı savaş ilan etmelerinin ardından şimdi de Hizb-ut Tahrir şebabına baskı uygulamak için daha kirli taktiklere yönelmişlerdir. Zira onların, yaşlı ve aciz babalarına zulmetmeye başlamışlardır. Mesela Peşaver'de neşriyat dağıttığı sırada tutuklanan Hizb-ut Tahrir üyelerinden birinin babasının da hazır olduğu kefalet celsesinde polis onu, dağıtım amacıyla mescide ulaşması için oğluna hizmet eden otomobilin sahibi olmasından dolayı hemen tutuklamıştır. Nitekim hükümetin baltacıları, Hizb-ut Tahrir'in Lahor şehrindeki haftalık dersine saldırdığı 29 Mart'tan bu yana yaşlı olan ev sahibi, evini İslamî çalışma için kullanılmasına izin vermesi nedeniyle hala cezaevindedir. Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur:
...الْبَرَكَةَ فِي أَكَابِرِنَا... "... Bereket yaşlılarımızdadır..." [Taberî]
Hatta Müslümanların kafirlere karşı olan savaşları genişlediğinde, kafirlerin yaşlılarına müdahale etmemelerinden dolayı Müslüman askerlerin komutanları büyük biri olurdu! O halde mübarek bir daveti taşıyan Müslümanların beyaz saçlı babalarına nasıl böyle bir yöntemle muamelede bulunabilinir? Aslında Pakistan'daki rejim, ümmetin sorunundan, onun değerlerinden ve bu ümmeti ilgilendiren bütün her şeyden uzaklaşmaktadır. Dolayısıyla bu rejim, yaşlılara ve şeyhlere saygı göstermemelerinin yanı sıra yaşlılara eziyet ve hakaret etmeleri de dahil kokuşmuş Batı hadaratından gelen her şeyi benimsemektedir. Nitekim Keyâni rejimi, yaşlılara zulmedilmesi noktasında kırmızı çizgileri aşmıştır. Bunun yanı sıra bütün İslam ülkelerinin dört bir tarafındaki mevcut hain yöneticiler, herhangi bir küresel devletten daha büyük üç milyon küsur silahlı kuvvetleri olan bir ümmete sahip olmalarına rağmen güvenliği ve yaşlıların onurunu garantilemek ve gençleri, kadınları, şehitlerin cesetlerinin kutsallığı ile hırsız haçlıların ellerindeki Kur'an-ı Kerim'in kutsiyetini savunmak için kıllarını dahi kıpırdatmamaktadırlar. Yoksa bu ordular, ümmetin gerçek gücünü keşfetmelerinden dolayı kafirlere hizmet etmek için hava korsanlığı yapan küçük gurupların liderlerinin bir avı haline mi gelmiştir? Peki bu gibiler, genç yada binlerce askere liderlik yapan orta düzeydeki askerlerin itaatini hak ediyorlar mı?
Artık Silahlı Kuvvetleri içerisindeki muhlislerin, Hilafet Devleti'ni kurması ve ümmetin, silahlı kuvvetlerinin ve İslam dininin heybetini ve konumunu geri iade etmesi için Hizb-ut Tahrir'e nusret vermek amacıyla harekete geçmesinin zamanı gelmiştir. Artık İslamî Devleti kurması için Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e nusret veren Sa'd İbn-u Muaz'ın torunu olan bugünkü "Muaz'ın", savaşın seyrini Müslümanların lehine çevirmek için harekete geçmesinin zamanı gelmiştir. Hizb-ut Tahrir sizlere, Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in, kıymetli oğlu Sa'd'ı kaybetmesinin ardından yaşlı annesine söylediği şu sözlerini hatırlatır:
ليرقأ (لينقطع) دمعك، ويذهب حزنك، فإن ابنك أول من ضحك الله له واهتز له العرش "Gözyaşın dinsin ve hüznün bitsin. Zira oğlun, Allah'ın kendisine güldüğü ve kendisi için arşı salladığı ilk kişidir."
O halde ey muhlis subaylar, içinizden bu zamanın Sa'd'ı kim olacak acaba?
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |