Afganistan’ın mücahit Müslümanları şu anda, ciddi bir insani krizle karşı karşıya. 40 milyonluk nüfusun neredeyse yarısı açlıktan ölmek üzere. Bununla birlikte Pakistan’ın ajan yöneticileri, Afganlılara yardım etmek yerine Taliban rejimini Batı tarzı ulusal demokratik ve liberal bir hükümet kurmaya zorlamak için bu insani krizi istismar ediyorlar. Bu insani krizi istismar etmek için Pakistan’ın başkenti İslamabad’da gerçekleşen toplantıya İİT üyelerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği, uluslararası finans kuruluşları ile ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Çin, Rusya, İtalya ve Japonya’dan temsilciler katıldı. Pakistan Dışişleri Bakanı Shah Mehmood Qureshi açılış konuşmasında, Taliban’ın uluslararası toplumun Afganlıların insan hakları konusundaki endişelerine kulak vermesi gerektiğini söyledi. Oysa insan hakları ihlallerinden bu uluslararası toplum sorumludur. Uluslararası toplum, Afganistan’ı yasadışı bir şekilde işgal etti, on binlercesini şehit etti ve yüz binlercesini yaraladı. Üstelik uluslararası toplumun sözde lideri ABD, güpegündüz soygunda Afganistan’ın yaklaşık 10 milyar dolarına el koydu.

İİT, Müslümanların Hilafet Devleti altında birleşmesini önlemek için kurulmuş bir forumdur. Müslümanları yapay sömürgeci ulus-devletler arasında “işbirliği” ile oyalamaktadır. Ajan yöneticiler, Müslümanların bölünmesinden sorumludurlar, parçalanmışlıklarını perçinlemek için uğraşıyorlar. ABD işgali sırasında kurulan kukla rejimi hemen tanıyan bu yöneticiler, henüz Taliban hükümetini “tanımadılar”. Müslümanların tek bir yöneticisi bile ABD’nin Afganistan işgaline karşı çıkmamış veya ABD’nin insan hakları ihlallerine karşı sesini yükseltmemiştir. Taliban hükümeti söz konusu olunca, bu yöneticilerin hepsi ABD’nin ağzıyla konuşmaktadır. Aşağılayıcı belli şartlarla söz verilen yardım vaadi, aslında Taliban hükümetini daha fazla uzlaşmaya zorlamak için verilmiş bir rüşvettir. Bu yöneticiler ulus sınırları açsalar, İslam ümmeti birkaç gün içinde Afganlı Müslüman kardeşlerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacaktır. Ancak şu anda kimin yiyecek ve kimin su alıp almayacağına sömürgeci Durand’ın çizdiği sınırlar karar vermektedir.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Yeter artık, Afganistan ve Pakistan, din, coğrafya, tarih ve kültürel açısından tek bir toplumdur. Afganistan Müslüman bir ülkedir, kıyamet günü oradaki çocuklarımızın açlığından ve yoksulluğundan sorguya çekileceksiniz. Afganistan’a yardım yükümlülüğü, uluslararası toplumun değil, İslam ümmetinin görevidir. Bu Amerikan yanlısı yöneticilerin kökünü kazıyın. Nübüvvet metodu üzere Hilafeti yeniden kurarak ümmetin kalkanını tekrar diriltin. Afganistan, Orta Asya ve Ortadoğu Müslümanları size kucak açmaya, sevgi ve muhabbetle karşılamaya hazırdır. Ümmet, Halifesini bekliyor, aç çocuklara yiyecek sağlayacak, dullara yardım edecek, Müslüman ülkeleri kâfirlerden koruyacak ve İslam Risaletini tüm dünyaya taşıyacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ Kuran’da şöyle buyurdu:

إِنَّ اللَّهَ يُدَافِعُ عَنِ الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ عَوَّانٍ كَفُورٍ“Şüphesiz Allah iman edenleri korur. Şüphesiz Allah, nankörleri, nankörleri sevmez.” ^{[Hac 38]}