Pakistan’ı Medine Devletine haline getirmek iddiasındaki yöneticiler, IMF ve uluslararası ekonomik düzenin talepleri doğrultusunda halka ekonomik zulüm yapıyorlar. 1 Şubat’ta akaryakıta zam iddialarını yalanlayan bu zalim hükumet, 159,86 rupilik zamla tarihi rekor kırdı. Halkı enflasyona ezdirmeyeceğini iddia eden rejim, kontrol altına alabilecekken elektrik ve petrol fiyatlarını sistematik olarak zam yapmakta.

İktidara gelen tüm yöneticiler, petrol fiyatlarındaki artışı uluslararası piyasalarda yaşanan artışlarına bağlarken, litre başına 30 rupilik Petrol Geliştirme Vergisi ile ham petrole konulan yüzde 17’lik Genel Satış Vergisinden hiç bahsetmiyorlar. Uluslararası fiyatlar, yalnızca arz ve talebe göre değil, sömürgeci güçlerin, özellikle de ABD’nin manipülasyonuna göre belirleniyor. Peki, hükümet, neden uygun benzin fiyatları için önlemler almıyor? Müslümanlar, neden Pakistan ve Türkiye’nin savunma becerilerini, Pakistan’ın tarımını, Afganistan’ın madenlerini, İran, Arap ve Orta Asya ülkelerinin petrol ve doğal gaz rezervlerini Hilafet Devleti altında birleştirmiyor? ABD’nin bölünmüş ve zayıf ulus-devletlere dayalı ekonomik düzenine uymakta neden ısrar ediyorlar? Petrol fiyatları neden Amerikan dolarına endeksli? 1971’de Başkan Nixon, doların altına çevrilebilirliğini tamamen kaldırdı. Müslümanlar, neden İslam’ın altın ve gümüş standardını geri getirmek için çalışmıyor? Rupi dolar karşısında yüzde 55 değer kaybetti, uluslararası fiyatlardaki iniş ve çıkışlardan bağımsız olarak her şeyin fiyatı arttı. Peki, hükümet neden yerel petrolü, uluslararası petrol fiyatlarından satıyor? Pakistan ve bölgesel komşuları, devasa petrol ve doğal gaz rezervine sahip. Buna rağmen mevcut sistemde tek bir yönetici bile, Pakistan’ın enerji ihtiyaçlarını güvence altına almak, ithalat faturasından yüzde 18 indirim yapmak, Pakistan’ı sömürgeci düzenden ve enflasyondan kurtarmak için hiçbir çaba göstermedi.

Pakistan’ı, ekonomisini ve halkını sömürgeci ekonomik düzenden ancak Hilafet kurtarabilir. Enerji fiyatlarındaki artış, kapitalist düzenin karakteristik özelliğidir. İslam’da enerji, kamu malıdır, yani keşfinden, çıkarılmasından, rafine edilmesinden ve üretiminden doğrudan devlet sorumlu olacak demektir. Enerjiden vergi alınmayacak, bu da makul fiyatlarla arzı sağlayacak. Hilafet, Müslüman ülkeleri tek bir devlette birleştirecek, Orta Asya’nın petrol ve gaz rezervleri, tek başına tüm bölgenin ihtiyaçlarını karşılayacaktır. Hilafetin yokluğunda yöneticiler, petrol fiyatları uluslararası piyasalarda yükseldikçe, rupi değer kaybettikçe ve IMF diktesi vergiler arttıkça petrol fiyatlarına zam yapmak zorunda kalacakladır. Gerçekten de Hilafetin yokluğunda ekonomik istikrar, refah ve huzurdan bahsedilemez. Öyleyse ey Pakistan Müslümanları! Demokrasiyi ve diktatörlüğü reddedin. Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için silahlı kuvvetlerdeki akrabalarınızdan Hizb-ut Tahrir’e nusret talep edin. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَنْ يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  “İman edenler, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda hüküm vermesi için Allah’a ve Rasûl’üne çağrıldıkları zaman, onlara şu sözü söylemekten başka bir şey olmaz: “işittik ve iman ettik” demeleridir. Bunlar gerçek başarıya ulaşacaktır.”^{[Nur 51]}