Cumartesi, 14 Muharrem 1446 | 2024/07/20
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: H. 28 Zilhicce 1428
M. Pazar, 06 Ocak 2008

Hizb-ut Tahrir Hakkında Hindistan Medyasında Geçen Bir İddiaya Reddiye  

the Hindu Gazetesi Editörü,

Şennay / Hindistan

 

Sayın Beyefendi,

30 Aralık 2007 Pazar günü, Hizb-ut Tahrir'i art niyetle Bayan Benâzir Butto suikastı ile ilişkilendirmeye çalışan, "Analistler, ISI [Pakistan İstihbârat Teşkilâtı] İçerisindeki İslâmcıların Benâzir Suikastına Katkıda Bulunmuş Olabileceklerinden Endişeli" başlığı ile yayınladığınız bir makâleye atfen size yazıyorum.

Yazar, İslâmâbâd'da ve Pakistan'ın tüm büyük şehirlerinde dağıtılan Hizb'in beyânnamelerinden birinden uzunca bir alıntı yapmaktadır. Makâle okuyucuyu mesnetsiz bir varsayıma sürüklemeye çalışmaktadır. Böylelikle okuyucu, Hizb-ut Tahrir ile Bayan Butto suikastı arasında bir bağlantı olabileceğini düşünmeye zorlanmaktadır. Oysa alıntılanan beyânnamede, kesinlikle hiçbir şiddete teşvik yoktur yada hiçbir militarizm çağrısı yoktur, ne dolaylı, ne de dolaysız, ne açıktan, ne de îmâen! Bilakis yalnızca, mevcut Küfür sisteminden duydukları hoşnutsuzluğu göstermeleri için insanları gelecek seçimleri boykot etmeye ve İslâmî sistem olan Hilâfet'i yeniden kurmak için çalışmaya teşvik vardır. Dolayısıyla "İslâmcı tehditler" alt başlığı ile ve Bayan Butto'nun katledilmesi bağlamında bu beyânnamenin alıntılanması; yazarların Hizb'i art niyetle, herhangi bir şekilde Bayan Butto'nun katline karışmakla suçladıklarını göstermektedir. Hizb-ut Tahrir'i karalamaya ve kötü göstermeye yönelik bu girişim, kesinlikle kınanacak ve bütünüyle kabul edilemez bir tutumdur.

Mâlumun îlâmı şudur ki Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslâm olan siyâsî bir partidir ve Ümmet ile birlikte Hilâfet'i kurarak İslâmî hayatı geri getirmek için çalışmaktadır. Bu da ancak ve sadece, Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in Mekke'de iken 13 yıl boyunca izlediği metoduna uyarak fikrî ve siyâsî bir mücâdele ile yapılır. Hizb, hedefine ulaşmada silah ve şiddet kullanımını Şeriat'ın ihlâli olarak değerlendirir. Zîra Nebî Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] Mekke'deki mücâdelesi sırasında şiddetten kaçınmıştır.

Hizb-ut Tahrir şuna inanır: Hilâfet'in Kapitalist sisteminin yerini alması, fikrî mücâdele ve muhâkeme yürütmek yoluyla toplumda yerleşik mefhumların köklü değişimini gerektirir, böylelikle insanlar bir ideoloji olarak İslâm'ın, mevcut Kapitalist sistem karşısında üstün bir alternatif olduğuna iknâ edilir. Bu fikrî mücâdelenin yanı sıra Hizb, bir de siyâsî mücâdele yürütür, bununla Sömürgecilerin plânlarını ve Müslümanların başındaki yöneticilerin hıyânetlerini açığa çıkarır ve toplumun her kesitinden kitleleri İslâmî yönetim sistemi olan Hilâfet uğrunda siyâsî mücâdeleye katılmak üzere harekete geçirir. Oysa birkaç kişiyi öldürmek yada şiddete dayalı bir kaos havası oluşturmak, kapsamlı bir siyâsî değişim hedefine asla götürmez. Bunun içindir ki Hizb, tarihinin geçen 54 yılı boyunca; üyelerimizin pek çoğuna acımasızca işkence eden ve hunharca katleden Özbekistan'ın İslâm Kerimov'u ve Suriye'nin Hafız-Beşar Esad'ları gibi Müslümanların başındaki yöneticilerin ellerinden nice büyük acılar çekmesine rağmen, hiçbir siyâsî suikasta karışmamıştır.

Hizb-ut Tahrir'in bu şiddet-dışı yaklaşımı, küresel çapta o kadar meşhur ve sâbittir ki "Teröre Karşı Savaş"ın bayraktarları olan Amerika ve İngiltere dahi, Hizb-ut Tahrir'i terörist bir örgüt olarak ilan etmelerine yetecek hiçbir militanlık yahut şiddet kanıtına sahip olmadıklarını resmî olarak itiraf etmişlerdir. Üstelik Brookings Institute (Brookings Enstitüsü), International Crisis Group (Uluslararası Kriz Grubu) ve Jane's Intelligence gibi pek çok ünlü think-tank kuruluşu, Hizb'in barışçıl bir mücâdele yürüttüğünü teyit etmekten başka bir yol bulamamıştır. Benzer şekilde Amnesty International (Uluslararası Af Örgütü) ve Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) gibi çok sayıda insan hakları örgütü de raporlarında şiddet-dışı metodumuzu kabullenmişlerdir.

"Glasgow intihar bombacısı Kefîl Ahmed, onun (Hizb'in) değirmeninden geçtiğine inanılanlar arasındadır" şeklindeki iddianıza gelince; Bu sırf bir saptırmaca değil, aynı zamanda saçmalıktır da! Kefîl Ahmed, kesinlikle ne Hizb'in bir üyesi olmuştur, ne de Hizb içerisinde herhangi bir sorumluluk almıştır.

Bu durumu telafi etmek üzere, okuyucularınız için bu mektup ile birlikte bir özür metni yayınlamanızı talep ediyoruz.

 

Saygılarımla,

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan
Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813
https://bit.ly/3hNz70q
Fax: +(92) 21–520–6479
E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER