Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, 8 Eylül 2022’de resmi Twitter hesabından yaptığı paylaşımında “Majesteleri Kraliçe II. Elizabeth’in vefatından derin üzüntü duydum. Pakistan, ölümünün yasını tutarken Birleşik Krallık ve diğer Milletler Topluluğu ülkelerine katılıyor.” dedi. Müslüman dünyasının Arap ve Arap olmayan yöneticileri, İngiltere Kraliçesi’nin ölümü sebebiyle derin üzüntü duyduklarını bildirdiler. Sanki ölen adaletle hükmeden ve insanlığa merhametle önderlik eden Raşit Halifedir. Müslümanlar, yöneticilerin yasını paylaşmadan önce İngiliz kraliyet ailesi de dâhil olmak üzere İngiliz aristokrasisinin gerçekliğini anlaması gerekir.

İngiliz sömürge gücünün işlerini özenle hazırlanmış bir etki ağı aracılığıyla yöneten İngiliz aristokrasisidir. İngiliz aristokrasisinin etkisi, Kabine Bürosu Avukatları tarafından hazırlanan ve parlamento yasa tasarılarının kraliyet ailesinin üst düzey üyelerinin yeni yasalara onaylama veya onaylamama yetkisine tabi olduğunu ortaya koyan Whitehall Belgelerinin çok ötesine uzanıyor. İngiliz aristokrasisi Lordlar Kamarası, Avam Kamarası, Kabine Ofisi, İngiltere Kilisesi, Londra Şehri, Whitehall, Gizli İstihbarat Servisi (MI6), Sandhurst ve Oxbridge gibi platformlar aracılığıyla etkisini sürdürmektedir.

İngiliz aristokrasisi, bugün dünyanın çoğunu ciddi borç batağına sürükleyen sömürgeci ekonomik düzenin mimarları arasındadır. Bu sistemle Batılı borç yatırımcıları faizden beslenmektedir. İngiltere’deki sanayi kaptanları, Körfez bölgesi de dâhil olmak üzere Müslüman Dünyasındaki zengin kaynakları ve işgücünü sömürmekte, endüstriyel gelişimini engellemektedir. İngiliz istihbaratı, Oxbridge ve Sandhurst gibi kurumlarda devşirdiği siyasi ve askeri ajanlar ile İslam ülkelerindeki sorunları kaşımaktadır. Gerçekten de bu ajanlar, Arabistanlı Lawrence üslubuna göre Kraliyet yararına uzak yerlerdeki yerlileri manipüle etmek için çalışan kişilerdir.

Pakistan yöneticilerine gelince, İngiliz aristokrasisinin üç yüzyılı aşkın bir süredir işlediği suçlara sahne olan Hint Yarımadası’nda değil de sanki Windsor’da yaşıyorlarmış gibi konuşuyorlar. Hilafet döneminde Hint Alt Kıtası’nın dünya ekonomisindeki payı yüzde 23 idi. Avrupa’nın toplam ekonomisinden daha büyüktü. 1700’de Aurangzeb Alamgir zamanında bu pay yüzde 27’ye yükseldi. İngiliz işgalinden sonra Hint Alt Kıtası’nın dünya ekonomisindeki yüzde 4’ün altına düştü ve yüzbinlerce insan kıtlık çekti. İngilizler bölgeyi 173 yıl boyunca yağmaladılar ve günümüz tutarıyla 45 trilyon dolarlık zenginliklerine el koydular!

Müslümanlar İngiliz aristokrasisini olduğu gibi kabul etmeli ve hükümdarının ölümüne buna göre tepki vermelidir. İngiltere’nin dünyada çok gerilediği bir dönemde, Müslüman Dünyasının, İngiliz Milletler Topluluğu, askeri ve ekonomik bağları da dahi olmak üzere devam etmekte olan İngiliz prangalarından kurtulması için ideal bir fırsattır. Müslümanlar artık Müslümanların yöneticilerine sömürgecilik taraftarları ve ajanları olarak davranmak zorundalar. Müslümanlar, Nübüvvet metodu üzere Hilafetini yeniden kurmak için çalışmalılar. Hilafet dünyayı Amerikan ve Avrupa sömürgeciliğinin zulmünden kurtaracaktır. O zaman dünya artık savaş suçlularının ve zorbaların ölümü nedeniyle yas tutmayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ السَّمَاءُ وَالْأَرْضُ“Gök ve yer onların ardından ağlamadı.”^{[Duhan 29]}