Pakistan ve Afganistan Müslümanları Arasında Bölünme Yaratmayı Amaçlayan Irkçı Nefret Söylemleri, Amerikan Dayatmasının Bir Sonucudur

İslami Akide Bağı, Her Türlü Yozlaşmış Irkçı Söylemden Çok Daha Güçlü Bir Bağdır

6 Ocak 2025’te Afganistan’ın Pakistan Büyükelçiliği, İslamabad’da yaklaşık 800 Afgan mültecinin tutuklandığını açıkladı. Büyükelçilik, gözaltına alınanlar arasında vize, kayıt belgesi ve Afgan vatandaşlık kartı gibi yasal belgeleri bulunan kişilerin de olduğunu ifade ederek bu durumdan endişe duyduğunu ifade etti. Ordu sözcüsü ise daha önce, Genelkurmay Başkanının ‘Bir Pakistanlının hayatı ve güvenliği, tüm Afganistan’dan daha önemlidir’ dediğini bildirmişti.

Genelkurmay Başkanına soruyoruz: Kur’an-ı Kerim hafızı olduğunuzu iddia ediyorsunuz, peki Yüce Kur’an’da yer alan şu iki ayeti hiç okumadınız mı? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن ذَكَرٍ وَأُنثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ“Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır.” ^{[Hucurat 13]}

هُوَ سَمَّاكُمُ الْمُسْلِمِينَ مِن قَبْلُ وَفِي هَذَا لِيَكُونَ الرَّسُولُ شَهِيداً عَلَيْكُمْ وَتَكُونُوا شُهَدَاءَ عَلَى النَّاسِ فَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَاعْتَصِمُوا بِاللهِ هُوَ مَوْلَاكُمْ فَنِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ“O size hem daha önce hem de bu Kur’an’da “Müslümanlar” adını verdi ki peygamber size şahitlik etsin, siz de insanlara şahitlik edesiniz. Haydi namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı bağlanın. Sizin Mevla’nız O’dur. O ne güzel Mevla’dır ve ne iyi yardımcıdır.” ^{[Hacc 78]}

Pakistan ile Afganistan arasındaki çatışmanın temeli, İngiliz sömürgecilerinin bir buçuk asır önce çizdiği Durand Hattı’na dayanmaktadır. Bu hat, aileleri, kabileleri ve Müslümanları bölmüştür. Söz konusu hat sadece harita üzerinde kaldığı ve insanlar bu hattı rahatça geçebildiği müddetçe çatışma derinleşmemiştir. Ancak Pakistan rejiminin, Taliban hükümetine baskı uygulamak için Amerikan talimatları doğrultusunda bu hat boyunca çitler çekmesi, kontrol noktaları oluşturması ve seyahat kurallarını sıkılaştırması, çatışmaları daha da şiddetlenmiştir. Bugün ise çatışmalar, iki Müslüman gücün birbirine silah doğrultarak birbirini öldürmeye çalıştığı bir seviyeye ulaşmıştır. Oysa Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ قَاتَلَ تَحْتَ رَايَةٍ عِمِّيَّةٍ، يَدْعُو إِلَى عَصَبِيَّةٍ، أَوْ يَغْضَبُ لِعَصَبِيَّةٍ، فَقِتْلَتُهُ جَاهِلِيَّةٌ“Kim de körü körüne çekilmiş cahillik bayrağı altında savaşır, asabiyet (ırkçılık) için gadaplanır veya asabiyete çağırır veya asabiyete yardım eder, bu esnada da öldürülürse bu ölüm de cahiliye ölümüdür.” ^[Müslim] Günümüzde, Müslümanları yöneten yöneticiler, resmi ve gayri resmi medya ile sosyal medya hesapları aracılığıyla bu nefret dolu çağrının zehrini toplumlarına yayıyorlar.

İslam, ırkçılık temeline dayanan çatışmayı reddeder. Muhacirlerden bir genç ve Ensar’dan bir genç kavga ediyordu. Muhacir genç kendi arkadaşlarını, Ensar genç ise Ensar’ı yardıma çağırmıştı. Bunun üzerine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem dışarı çıkarak şöyle buyurdu:

مَا هَذَا دَعْوَى أَهْلِ الْجَاهِلِيَّةِ“Bu nedir böyle? Cahiliye döneminin çağrısı mı bu?” ^[Müslim] Nevevi, (Rahimehullah) Müslim’in Şerhinde şöyle dedi: “Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bu olayı ‘Cahiliye çağrısı’ olarak nitelendirmesi, onun bu tür bir tutumu hoş karşılamadığına işaret eder. Zira bu, cahiliye dönemine özgü bir uygulamaydı; Cahiliye toplumu, haklarını asabiyet ve kabile dayanışması yoluyla alıyordu. İslam ise, bu tür davranışları ortadan kaldırmak için geldi ve meseleleri şer’i hükümlere göre çözümledi.”

Pakistan, Afganistan ve diğer Müslüman dünyası, tek bir bölge ve tek bir ümmettir. Batı’nın ulus devlet düzeni, bizleri paramparça etti. Bu düzenin bekçiliğini yapan liderler, bizleri birbirimizle savaştırırken kendileri Yahudiler ve Hindularla barış ve normalleşme çabası içerisindeler! Silahlı kuvvetlerimiz ise, Müslümanlar arasındaki fitne savaşlarında harcanmaktadır. Bizlere, uluslararası düzenin çıkarlarını koruyan Batılı sömürgeci bir yasama sistemi dayattılar. Bununla birlikte, İslam Dünyası büyük bir değişim sürecinin eşiğindedir. Gazze, Suriye ve diğer cepheler, şehadet olgusunun Müslümanlar üzerindeki etkisini net bir şekilde ortaya koymuştur. Batı uygarlığı ise çöküşün eşiğindedir. Pakistan silahlı kuvvetleri subaylarının artık harekete geçip kontrolü ellerine almalarının zamanı gelmiştir. Bu yozlaşmış liderliği ortadan kaldırıp Nübüvvet metodu üzere Hilafet’in kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelidirler. Hilafet, Pakistan, Afganistan, Orta Asya ve diğer Müslüman ülkeleri birleştirip Batı’nın dayattığı dünya düzenini sona erdirecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Veda Hutbesi’nde şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا النَّاسُ أَلَا إِنَّ رَبَّكُمْ وَاحِدٌ وَإِنَّ أَبَاكُمْ وَاحِدٌ أَلَا لَا فَضْلَ لِعَرَبِيٍّ عَلَى أَعْجَمِيٍّ وَلَا لِعَجَمِيٍّ عَلَى عَرَبِيٍّ وَلَا لِأَحْمَرَ عَلَى أَسْوَدَ وَلَا أَسْوَدَ عَلَى أَحْمَرَ إِلَّا بِالتَّقْوَى“Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Dikkat ediniz. Hiçbir Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap olana, kırmızının siyaha, siyahın da kırmızıya takvadan başka hiçbir üstünlüğü yoktur. Allah katında en üstününüz, en fazla takva sahibi olanınızdır.” ^[Ahmed]