General Keyâni'nin hıyanetleri tarif edilemez. Zira o, şuan İslam dünyasında tek nükleer güce sahip olan bu İslam ülkesinin eşiğinde kalıcı Amerikan askerî üslerini inşa etmek için çalışmaktadır. Nitekim Eşfak Pervez Keyâni, 25 Mayıs 2013 tarihinde Rewalpindi'de bulunan Ordu Genel Komutanlığı'ndaki ISAF Kuvvetleri Komutanı (Orgeneral Joseph Dunford) ile bir araya geldi ve Ordu Komutanlığı Resmî Sözcüsü tarafından yapılan açıklamaya göre de General Keyâni, toplantı sırasında Afganistan'a barışın getirilmesi ve NATO kuvvetlerinin Afganistan'dan çekilmesi için Pakistan'ın Amerika'yı destekleyeceği sözü verdi. Dolayısıyla bu toplantı, Afganistan'da tökezleyen Amerikan işgalini güçlendirmek için Amerika'nın bölgedeki çıkarlarının üst düzey görevlisi (General Keyâni)'nin birçok Amerikan ve Batılı yetkililer ve uluslararası kuruluşlar ile yapmış olduğu toplantılar ve çabalar silsilesi kapsamında gerçekleşmiştir.

Ayrıca General Keyâni, Afganistan'daki Müslüman direnişçilere kimyasal gübre akışını sınırlamak için bir politika geliştirmek amacıyla 20 Nisan 2013 tarihinde Rewalpindi'de bulunan Ordu Genel Komutanlığı'nda patlayıcı cihazlar konulu bir sempozyum düzenledi. Bu ise Afganlıların bombalarının %80'nin bu kimyasal gübrelerden yapıldığına ve Afganistan'daki Amerikan kayıplarının yaklaşık %60'nın işgalci Amerika ile savaşan mücahitlerin kullandığı bu patlayıcı cihazlar olduğuna dikkat çeken Amerikan ordusunun tahminlerine göredir.

General Keyâni'nin, askerî ve siyasî liderlikler içerisindeki hain küçük bir kulüp tarafından desteklendiği bilinmektedir. Bundan dolayı Nevaz Şerif ve diğer ucuz politikacılar, silahlarını bırakmaları ve Pakistan'daki Haçlı varlığını kabul etmeleri için Müslümanların üzerine baskı girişiminde bulunmaktadır. Dolayısıyla Karaçi ve Kuta'da meydana gelen patlama operasyonları, Müslümanlara baskı uygulamak için bu stratejinin parçasından öte bir şey değildir.

General Keyâni, Pakistan ordusunu Amerikan hegemonyasına, NATO ikmal hatlarının korunmasına ve Pakistan içerisindeki insansız uçak saldırılarına muhalefet eden subaylardan "temizlemeye" çalışmaktadır. Ayrıca Keyâni ile siyasî ve askerî liderlikler içerisindeki işbirlikçileri, Amerika'nın bölgeden ayrılması için çalıştıkları iddiasıyla Pakistan halkını ve silahlı kuvvetlerini aldatmaya çalışmaktadırlar. Oysa bu Amerikalıların ajanları, Pakistan Müslümanlarının öfkesini hissettikleri gibi Pakistan Silahlı Kuvvetleri saflarında hakim olan öfkeyi de hissetmekteler ve bu ülkedeki sadık Müslümanların, bölgedeki Amerikan varlığını kendileri ve dinleri için bir tehdit olarak gördüklerini de bilmektedirler. Bundan dolayı Amerika, bu yöneticilerin sanki halkın isteklerini gerçekleştirmek için çalışıyorlarmış gibi gösteri yapmalarına izin vermektedir. Oysa bu yöneticiler, müzakereler ve Afganistan'dan sınırlı çekilmeler kılıfı altında Afganistan'da Amerika için kalıcı askerî üsler kurulması amacıyla yardımda bulunmak yoluyla bölgedeki Amerikan varlığını güçlendirmek için çalışmaktadırlar. Nitekim kafir efendileri için Müslümanlara karşı olan hainlerin oyununu vakıası işte budur!

يُخَادِعُونَ اللّهَ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَمَا يَخْدَعُونَ إِلاَّ أَنفُسَهُم وَمَا يَشْعُرُونَ  "Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun da farkında değillerdir." ^{[Bakara 9]}

Ey Pakistan Silahlı Kuvvetleri İçerisindeki Subaylar!

Yöneticileriniz tüm yaptıklarını, gözünüz ve kulağınızın önünde yapmaktadır. Zira Amerika Afganistan'ı işgal edebilsin diye -ki yaptı da- Amerika için Pakistan hava sahası ile su ve kara yollarını açmak yoluyla bu bölgede Amerika için bir dayanak oluşturmak amacıyla koşuşturanlar bizzat onlardır. Ayrıca Pakistan şehirlerinde ve Kabileler Bölgesi'ndeki mücahitleri kovanlar ve onları, Amerika'ya teslim edenler de sizin yöneticilerinizdir. Nitekim Amerika, Afganistan'ı zayıflatmaya başladığında Pakistan Silahlı Kuvvetleri, savaşçıların Afganistan'a akışını engellemek için Kabileler Bölgesi'ne saldırılmasını talep etmiş ve Pakistan'da Pakistan Silahlı Kuvvetleri'ndeki masum kanların kurban verildiği fitne savaşını tutuşturmuştur. Şuan ise silahlı kuvvetler ile direnişçi güçlerin ödlek Haçlılara karşı tek yumruk olup Afganistan'a yönelik işgallerini başarısız kılacaklarına sizin yöneticileriniz, silahlarını bırakmaları amacıyla direnişçilere baskı uygulamak için çalışmaktadırlar!

Ey Kardeşler!

Hizb-ut Tahrir'e nusret verin ve Pakistan'da derhal Hilafetin ikame etmek ve bu Ümmetin aşağılanmasına son vermek için meşhur alim, devlet adamı ve (Hizb-ut Tahrir'in emiri) olan Şeyh Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta'ya biat vermeye dair söz verin. Zira vakit, sözde terörizmle savaş için Amerika'nın yanında durma vakti değil Amerika'ya karşı durma vaktidir ki böylece Allahu Subhânehu ve Teâlâ ile Resulü [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in razı olduğu İslam için Ümmetin devleti Hilafet Devleti olsun.

İşte Hizb-ut Tahrir sizleri buna davet etmektedir. Şayet sizden henüz bu davete icabet etmeyen biri varsa şuan icabet etme vaktidir!