Pakistan'ın Maliye Bakanı Sayın İshak Dar, hazırlanan 2014-15 bütçesiyle Pakistan'ın IMF'nin borç tuzağına düşmesini sağladı. Bütçe konuşması, 10 Mayıs 2014 tarihinde IMF ile imzalanan anlaşmanın sadece uzun bir versiyonudur. Sadece kendi tarafından hayranlık uyandıran uzun soluklu bütçe konuşması ile insanların değerli zamanını israf etmek yerine Rahil-Navaz rejimi, IMF ile imzaladığı anlaşmanın fotokopisini insanlara dağıtsa yeterli olurdu. Bu bütçede rejim, özelleştirme adına Pakistan'ın değerli ulusal varlıklarının satılacağını duyurarak IMF'nin isteklerini yerine getirmiş oldu. Oysa bu varlıklar, faiz bazlı kredilere ihtiyaç duymadan, giderleri karşılamak amacıyla gelir elde etmek için kullanılabilecek kaynaklardır. Ayrıca bütçe, yeni vergiler ile ekonominin iyice daralmasını sağlamaktadır. Zaten ekonomi, ciddi elektrik ve gaz kesintileri nedeniyle büyük baskı altındadır.

Doğrudan ve dolaylı vergiler ile vergi yükü altında ezilen normal vatandaş, ek 231 milyar rupi vergiler ile iyice boğazına kadar vergilere gömülecek. Öte yandan bütçe, değerli ulusal varlıkların satışını kolaylaştırmak ve özelleştirme adına kârlarını çok daha fazla artırmak için yerli ve yabancı yatırımcılara vergi indirimi paketi sağladı. Dahası mevcut bütçe, toplam büyüklüğün üçte biri olan 1.325 milyar rupiyi, büyük bir günah olsa da, faize dayalı borç geri ödemeleri için tahsis etti. Çünkü önceki kredileri geri ödemek, rejim tarafından gelecekte daha fazla kredi alabilmek için kullanılacaktır.

Her zamanki gibi geleneksel sömürgeci bütçe, bazı ürünler üzerinde vergi artışı ve diğer ürünler üzerinde de vergi azalımı olarak lanse edildi. Rahil-Navaz rejimi, ekonominin karşı karşıya kaldığı temel sorunları çözmek için herhangi bir radikal önlem sunmadı. Ki Pakistan ekonomisi, kendisini Amerika ve onun IMF ve Dünya Bankası gibi sömürgeci araçların boyunduruğundan kurtarsın.

Pakistanlı Müslümanlar, ister diktatörlük isterse demokrasi olsun artık kapitalist sistem altında yaşadıklarını bilmeleri gerekir. Bu durum devam ettiği sürece ne Pakistan ne de ekonomi hiç bir ilerleme sağlayamayacaktır. Sadece Hilâfet, Pakistan'ın bol enerji ve maden kaynakları yanı sıra kamu mülkiyetinden ve makine, ağır mühimmat, üretim, telekomünikasyon, inşaat, ulaşım, tarım ve haraç gibi devlet mülkiyetinden büyük gelirler elde edecektir. Bunlar sonsuza kadar faize dayalı yabancı kredilere olan ihtiyacı tamamen ortadan kaldıracaktır. Bu nedenle Pakistan halkı, bu rejim ve kapitalist sistemin kökünü kazımak ve onun yerine Hilafeti kurmak amacıyla Hizb-ut Tahrir ile çalışmaya katılmak zorundadır.