Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Peşaver, İslamabat, Lahor ve Karaçi şehirlerinde 2014-15 bütçesi ile ilgili seminerler düzenledi. Bu seminerlere, bankacılar, sanayici, tüccar ve gazeteciler katıldı. Hizb-ut Tahrir üyeleri, bu toplantılarda 2014-15 bütçesi ile ilgili vergilendirme, enerji politikası ve döviz rezervleri sorununu ele aldılar.

Konuşmacılar, IMF'nin direktifi ile mevcut bütçede ümmete dayatılan ağır vergi önlemlerini eleştirdiler. İslam, ancak şeri delile dayalı olarak ümmete vergi konulmasını öngörür. Şeri delili dayanmayan herhangi bir vergi, İslam Devleti tarafından Müslümanlara dayatılamaz. İslam'ın öşür, haraç, cizye ve zekât gibi benzersiz gelirleri vardır dediler. Konuşmacılar, gelirler ile ilgili İslami hükümlere bir göz atıldığında, İslam'ın vergi politikasının ticarete değil, zenginliğe dayalı olduğunu ortaya koyar diye konuştular. Konuşmacılar, faize dayalı dış borç ile bütçe açıklarının finansmanı politikasını da şiddetle eleştirdiler. Bu sadece şeran haram değil, aynı zamanda sömürgeci Batının siyasi ve ekonomik olarak sömürüsüne de kapı araladığını ifade ettiler.

Döviz rezervleri ile ilgili olarak konuşmacılar, ulusal para birimini dolara bağlama politikasını sert bir dille eleştirdiler. Kâğıt para sistemine dayalı para birimini reddeden, gümüş ve altına dayalı para birimini benimseyen İslam'ın para politikasına vurgu yaptılar. Altın ve gümüşü devletin para birimi yapmak, sabit bir döviz kuru sağlar ve yerel halkı enflasyondan korur. Ayrıca dolara bağlı para biriminden altın ve gümüşe dayalı para birimine geçmek, uluslararası para piyasalarındaki istikrarsızlığın olumsuz etkilerinden Pakistan'ı korur. Döviz piyasasındaki dalgalanmalara ve siyasi istikrarsızlığa duyarlı dolar gibi para birimlerinin aksine altın ve gümüşün, zati bir değere sahip olduğunu belirttiler.

Konuşmacılar, hükümetin enerji sektöründe yabancı yatırım politikasını ve enerji üretim ve dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesini de eleştirdiler. Bu politikanın İslam'da haram olmasının yanı sıra halk pahasına maksimum kar elde etmek isteyen yabancı yatırımcılara fayda sağladığını söylediler. Enerji sektörü, İslami ekonomik sistemde kamu mülkiyetidir ve asla özelleştirilemez dediler.

Seminerlerin sonunda karşılıklı soru ve cevap oturumu gerçekleştirildi. Ayrıca Urduca İslam'da Ekonomik Sistem ve Hilafet Devletinin Anayasa Mukaddimesi kitapları ekranda sergilendi.