حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK-BA-2009-RS-TR-0010 |
H. 20 Rabi-ul Evve 1430 M. Pazartesi, 16 Mart 2009 |
- Basın Açıklaması - İngiliz Sömürgesinden Miras Kalan Batıl Yargı Sistemi Yoluyla Adaletin Tahakkuku Mustahildir İnsanlar Ancak İslâm'ın Mutakamilen Tatbik Edildiği Hilâfet Devleti Gölgesinde Adaletin Tadına Varacaklardır
Toplum içerisinde adaleti tahakkuk ettireceğini sanan insanlar, kanunen İngiliz sömürgeciliğinden miras alınan ve İngiliz zulmü ile sömürgesine meşruiyet kazandırmayı amaçlayan bir yargı sistemi tatbik edildiği sürece buna muktedir olamayacaklardır. Zira batıl ve çelişkili kanunlardan karma bir yargı sistemi nerede, insanlar içerisinde adaleti tahakkuk ettirmesi nerede. Dolayısıyla bazı siyasî partilerin, mevcut tâğuti yönetim altında bağımsız bir yargıcın atanmasının örnek bir toplum oluşturacağı iddiasında bulunmaları, batıl bir iddia olup bundan maksat insanları aldatmaktır.
Zulüm kanunu ile hükmeden bağımsız, dürüst bir yargıç olduğunu varsaysak bile adil olmayan bir kanun ile hükmettiği halde nasıl olur da adaleti tahakkuk ettirebilir? Örneğin: Yürürlükte olan Pakistan kanununa göre Afganistan'ı işgal eden Amerikalılar ile savaşan herkes terörist sayılmaktadır. Dolayısıyla bağımsız bir yargıç olsa bile Afganistan'da Allah yolunda cihat eden mücahidi suçlayan kanunu tatbik etmekten başka bir çaresi kalmayacaktır. Yine faizle muamelede bulunanlar veya insanlara vergi koyanlar veya Amerikalılara lojistik yada istihbaratî bilgi temin edenler hakkındaki durumda aynı şekildedir. Zira bu kimselerin hepsi de tatbik edilen kanun nazarında mücrim olarak sayılmamaktadır. O halde bağımsız bir yargıç, topluma karşı bu iğrenç cürümleri işleyenleri koruyan bir kanunu tatbik ettiği halde nasıl olur da toplumu cürümlerden koruya bilir?!
Bunun içindir ki bizzat kanun, batıl ve adaletsiz olarak itibar edilmedikçe adaletin tahakkuk etmesi imkansızdır. Mesela demokratik nizamda kanun koyucu, yasama hakkının sahibi Allah'a karşılık insandır. Zira parlamento sandalyelerine oturan üç yüz milletvekili, kanun çıkarmaktadırlar. Oysa İslâm, neyin yasal, neyin yasal olmadığına itibar etme hakkını insan veren diktatörlük ile demokrasinin yaptığı gibi Halîfe'ye yada Ümmet Meclisi'ne yasama hakkı veya şer'î bir hükmü değiştirme hakkı vermemiştir! Nitekim İslâmın, Hilâfet Devleti altında insanların hayat sahasında uygulanmasıyla toplum içerisinde saadet ve huzur ortaya çıkmıştır. Oysa insanlık için koyulan muhtelif ideolojiler ve nizamlar bunu gerçekleştirmekten aciz kalmışlardır. Rabbimiz, kendisinin inzal ettiklerinin dışında hükmedenleri zalim olarak vasıflandırarak inzal ettiklerinden başkası ile hükmetmekten bizleri sakındırmıştır. Allahu Te'alâ şöyle buyurmuştur:
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمْ الظَّالِمُونَ "Her kim Allah'ın indirdikleri ile hükmetmezse (yönetmezse), işte onlar zâlimlerin ta kendileridir." [el-Mâide 45]
Ümmete şunu hatırlatmak isteriz ki İngiliz kanunundan miras alınan mevcut nizamın gölgesinde hangi yargıç olursa olsun toplum içerisinde adaleti tahakkuk ettirmekten aciz kalacaktır ve İslâm mütekamil bir şekilde Hilâfet Devleti'nde tatbik edilene kadar insanlar bu kanunun sıkıntısını çekeduracaklardır.
Nâvid Butt
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Resmi Sözcüsü
Pakistan Vilâyeti
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |