Medyanın canlı yayınladığı ve protestolara neden kriz, tüm İslam dünyasında olduğu gibi Pakistan'da da gerçek gücün Pakistan silahlı kuvvetlerinde olduğunu gösterdi. Krizi sona erdirmek için hem muhalefet, hem de hükümet, gözlerini silahlı kuvvetlere dikti. Bir yandan muhalefet, talepleri yerine gelmezse silahlı kuvvetlerin müdahalesi ile tehdit ederken, diğer yandan da yöneticiler, kendi hükümetini kurtarmak için askeri liderlik ile toplantı üstüne toplantı yaptılar. Ancak muhalefet, hükümetin ısrarlı tekliflerine rağmen müzakere masasına oturmuş değil. Silahlı Kuvvetler ISPR Genelkurmayı Tümgeneral Asım Bajwa, 19 Ağustos 2014 tarihinde bir açıklama yayınladı. Yapılan açıklamada, "Durum vahim. Ulusal ve kamu yararına anlamlı diyalog yoluyla mevcut çıkmazdan kurtulmak için tüm taraflar sabırlı olmalı, hikmet ve akıllıca hareket etmelidirler." denildi. Ardından birkaç saat içinde müzakereler trafiği başladı!

Ne yazık ki Pakistan silahlı kuvvetlerinin mevcut rolü, ne kendi gücüyle ne de Allah ve Rasûlü'nün komutları doğrultusundadır. Pakistan'ın kuruluşundan bu yana Pakistan silahlı kuvvetlerinin gücü, ya diktatörlüğü ya da demokrasiyi desteklemek için her zaman askeri liderlik içindeki hainler tarafından kullanıldı. Hâlbuki hem demokrasi hem de diktatörlük, küfür yasaları ve Amerikan politikalarının uygulanmasının garantörüdür. Müslüman silahlı kuvvetler olarak Pakistan silahlı kuvvetlerinin etkileyici gücü, demokrasiyi ortadan kaldırmak ve yerine Hilafeti kurmak için kullanılmalıdır.

Böylece Hilafet yoluyla gerçek değişim ve devrim getirmek amacıyla Hizb-ut Tahrir, Arap Yarımadası'nın güçlü aşiretlerinden nusret talebinde bulunan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metodolojisine uygun olarak İslami yönetim için Pakistan silahlı kuvvetleri içindeki samimi subaylardan nusret talep etmektedir. Washington'daki efendilerinin uğruna bu kurumu demokrasi ya da diktatörlük için kullanan askeri liderlik içindeki hainlerin kökünü kazımak, yine aynı silahlı kuvvetler içindeki samimi subayların bir yükümlülüğüdür. Samimi subaylar, hem günümüz Ensar'ı olmak hem de her şeyden önce Allah'ın rızasına nail olmak adına Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir'e nusret vermelidir.

مَن كَانَ يُرِيدُ ٱلْعِزَّةَ فَلِلَّهِ ٱلْعِزَّةُ جَمِيعاً

"Kim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah'ındır." ^{[Fatır 10]}