20 Haziran 2015 Cumartesi’nden bu yana Sind’i, özellikle de Karaçi’yi vuran sıcak hava dalgası nedeniyle 445 kişi öldü. Kısa bir süre içinde yaşanan bu ölüm vakıalarının nedeni sadece yüksek sıcaklar değil. Aksine elektrik ve su kıtlığı nedeniyle ölenler de oldu. Elektriklerin kesilmesiyle bir taraftan oruçlu olan, diğer taraftan aşırı sıcaklar ve bunaltı ile karşı karşıya kalan Müslümanlar, elektriklerin gelmesini beklediler. Ama bu arada aşırı sıcaklar nedeniyle su ve buz aramak için dışarı çıktılar ve sonucunda da çok sayıda ölümler oldu. Sıcak hava dalgası, yöneticilerin iradesi dışında gerçekleşen doğal bir afettir. Ancak bu sıcak hava dalgası ile mücadele yöneticilerin alanı ve iradesi dâhilindedir. Her yönetici, bu sıcak hava dalgasına karşı vereceği mücadele ile Allah Subhânehu ve Teâlâ karşısında sorumlu olacaktır. Son sekiz yıldır yaz geldiğinde şiddetli elektrik ve su sıkıntısı oluyor, tam da en kötü zamanda baş gösteriyor. Rahil-Navaz rejimi bu gerçeğin farkında. Buna rağmen bütün enerjisini savunmasız insanlara zulmetmek ve Pakistan’da İslam’ın uygulanmasına davet edenleri öldürmek ya da Afganistan’da ABD işgaline karşı savaşanlar ile mücadele etmek için sarf ediyor. Siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, sadece Amerikan talimatlarına odaklanıyor ve ABD savaşını tüm ülkeye yaymak için var gücüyle çalışıyor. Bu rejim öyle taş kalpli ki Kuzey Veziristan’lı bir milyondan fazla mülteci, ikinci Ramazan’ı evlerinden uzak kavurucu sıcaklar altında tutmak zorunda kaldılar. Mülteciler yöneticilerden sorunlarının çözümü yönünde bir talepte bulunduklarında, yardım yerine kurşunla karşılaştılar. Diğer yandan ise rejim, aşiret bölgelerine yapılan askeri operasyonların ilk yılını kutluyor. Eğer Rahil-Navaz rejimi, samimi olsaydı, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın rızasını gözetseydi, Washington’daki efendilerine körü körüne itaat etmek yerine halkına karşı şefkatli olurdu. Dolayısıyla bütün enerjisini sözde Amerika’nın “terörle savaşına” harcamak yerine elektrik ve su krizini çözmek için tam güç maksimum çaba sarf ederdi Eğer bu rejim, insanların sefalet ve sıkıntılarına gerçekten önem verseydi, ilk önceliği sanki Amerikan savaşıymış gibi hareket etmezdi. Aksine insanların sıkıntılarını gidermek için derhal tüm olanaklarını seferber ederdi.

İster demokrasi isterse diktatörlük olsun siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, insanların işlerini gütmekten ziyade her zaman Amerikan çıkarlarını güvence altına almaya öncelik vermişlerdir. Mevcut sefil durum ancak İslam’ı uygulayan samimi bir liderlik ile sona erdirilebilir. Ki bu da ancak Hilafetin kurulması ile mümkündür. İslam, halkın işlerinin güdülmesini Halifeye farz kıldı ve Hilafetin tarihi, bu gerçeğin kanıtıdır. Halifeler, sıcaklık, kuraklık, deprem ve sel felaketinde insanları kaderlerine terk etmediler. Bunun yerine Halifeler, bu gibi felaketler karşısında yardım ulaştırmak için devletin tüm kaynaklarını seferber ettiler. Çünkü Hilafet Devletinde yöneticiler, kıyamet gününde hesaba çekilmekten korkarlar ve bu yüzden sadece İslam’ı uygularlar. Oysa demokrasi ve diktatörlükte yöneticiler, bir beş yıl daha iktidarda kalmak ya da olağanüstü yasaları uzatmak için sürekli yalan uydurur ve bahane ileri sürerler. Hizb-ut Tahrir, zaferler ayı bu mübarek Ramazan’da iktidarda olan insanlara derhal Hilafetin yeniden kurulması için nusret verme çağrısında bulunuyor. Ancak o zaman ümmetin işleri hakkıyla güdülebilir. İslam’ım emrettiği gibi ancak Hilafet bizim işlerimizi güdebilir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

كَانَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمْ الْأَنْبِيَاءُ كُلَّمَا هَلَكَ نَبِيٌّ خَلَفَهُ نَبِيٌّ وَإِنَّهُ لَا نَبِيَّ بَعْدِي وَسَتَكُونُ خُلَفَاءُ تَكْثُرُ قَالُوا فَمَا تَأْمُرُنَا قَالَ فُوا بِبَيْعَةِ الْأَوَّلِ فَالْأَوَّلِ وَأَعْطُوهُمْ حَقَّهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ سَائِلُهُمْ عَمَّا اسْتَرْعَاهُمْ“İsrail oğullarını Peygamberler siyaset ediyordu. Bir Peygamber öldüğünde, onu başka bir Peygamber izliyordu. Benden sonra Peygamber gelmeyecek, Halifeler olacak. Hem de çok olacaklar. Oradakiler dediler ki; Bu durumda bize ne yapmamızı emredersin? “İlk biat edilene vefa gösterin ve onlara haklarını verin. Çünkü Allah, onları güttüklerinden hesaba çekecektir.” buyurdu.”^[Müslim]