حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK-BA-2009-RS-TR-0037 |
H. 20 Şevvâl 1430 M. Cuma, 09 Ekim 2009 |
- Basın Açıklaması- Hain Yöneticiler, Pakistan Ordusunu Amerika'nın Ucuz Bir Güvenlik Gücü Yaptılar Amerika, Svat ve Hayber'den Sonra Şimdi de İnsanların Trajedisini Arttırmak için Pakistan Ordusunu Veziristan'da Kullanıyor
Pakistan Hükümeti, bizzat Amerika'nın direktifiyle Veziristan'a yönelik kapsamlı askeri saldırı hazırlıklarını tamamladı. Hükümet, saldırısına iki aydan beri Güney Veziristan'daki vatandaşların gıdasını ve temel gereksinimlerini kesmekle başladı. Zira maaşını Amerika'dan alan Zerdari, Hillary Clinton'un emirlerine icabet ederek daha Amerika'dan dönüş yolunda iken aynen Svat saldırısını ilan etmesinde olduğu gibi 09 Mayıs 2009'da düzenleyeceği saldırıyı ilan etti! Mülahaza edilen odur ki Amerika, ajanı ve hükümetine Müslümanlara karşı saldırı başlatmasını emreder etmez Hükümet, insanları ikna etmek üzere yalan dolanla saldırısını meşrulaştırmaya sığınmıştır!
Böylece Hükümet, Pakistan ordusunu bazı mali tazminler ile bayram hediyesi karşılığında Amerika'nın hizmetine seferber etti! Böylelikle de silahlı kuvvetleri dünyadaki en ucuz özel güvenlik gücüne dönüştürdü. Dolayısıyla Amerika ile Avrupa, askerlerinin kanlarını feda etmede tereddüt ederlerken Hükümet, Veziristan'a yönelik bugünkü saldırısıyla Afganistan'da hüsrana uğrayan savaşında haçlı Amerikan kuvvetlerine destek vermektedir!
Hükümet, daha önce Svat'taki askeri saldırısında binlerce çocuğu, yaşlıyı ve kadını katletti ve milyonlarca kişiyi mülteci haline getirdi. Nitekim Hükümet, insanların evleri ile ticaret mahallerini yıktı ve bunu da insanların sineye çekmesi gereken "geçici kiralama" olarak isimlendirdiler! Hükümet, insanların bir defalığına fedakarlık yapması ve hasara katlanmaları halinde bölgeyi teröristlerden temizleme ve kalıcı barışı gerçekleştirmeyi başaracağı iddiasında bulundu! Ne var ki insanlar, tadını çıkaracakları Hükümetin gerçekleştirmeyi iddia ettiği barışın bedelini yıkım, milyarlarca rupinin boşa gitmesi, bölgenin hayalet bir bölgeye dönüşmesi, zirai ürünleri ile meyvelerinden olmakla ödediler. Dahası Hükümet, "terörist" olarak isimlendirdikleri kimselerin başka yerlere intikal ettiklerini söyleyip insanları oradan oraya kovalayarak başlarına sicim gibi bomba yağdırmaya devam etti!
Bizler Hizb-ut Tahrir olarak bu saldırının "teröristlerle" savaş altında sözde barışı gerçekleştirmek için olmadığı noktasında insanları uyarıyoruz. Bilakis bu, sadece katliamı ve yıkımı meşrulaştırmak içindir... Gerçek ise şudur ki Amerika, Hükümete bu bölgedeki insanları katletmesini emretmektedir. Çünkü onlar, Müslüman beldesi Afganistan'ı işgal eden sömürgeci kafirlerle savaşan Afganlı kardeşlerini korumaktalar ve desteklemektedirler. Zira Amerika, kabile mensuplarının cihat sevgisini bitirmedikçe veya dinlerinden döndürmeye güç yetirmedikçe Afganistan'daki savaşı asla kazanamayacağının farkındadır.
وَلا يَزَالُونَ يُقَاتِلُونَكُمْ حَتَّى يَرُدُّوكُمْ عَنْ دِينِكُمْ إِنِ اسْتَطَاعُوا "Güçleri yeterse dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler..." [Bakara: 217]
Bu nedenle özellikle Amerika için Müslüman kardeşlerini öldürmeyi kabul etmeyen ordu safları içinde olmak üzere Amerika'nın 2003 ila 2004 yılları arasında Pakistan ordusu yoluyla yürüttüğü askeri saldırıya destek veren bir kamuoyu olmamasından dolayı başarısız bir saldırı olmuştur. Bu başarısızlığın sonucunda Amerika, askeri operasyonları durdurmak ve daha sonra bir Amerikan füze saldırısında şehit düşen "Nik Muhammed" ile barış anlaşması imzalamak zorunda kalmıştır.
Amerika, bundan da insanlar ile Pakistan ordusu safları içinde direnişe karşı bir intikam duygusu oluşturmadıkça hedeflerine asla ulaşamayacağı sonucunu çıkarttı. Bu nedenle Amerika ile ajanları, silahlı gurupların sızmasına ve onlara halk desteğini kaybettirecek direniş üzerinde kötü bir intiba oluşturan eylemlerde bulunmalarına göz yumdular. Sonra Amerika, şehirlerde patlama eylemleri düzenleyerek Pakistan'ı ikinci bir Irak'a çevirmeleri için ajanları ile "Blackwater" Şirketi'nin dizginlerini serbest bıraktı... Daha sonra Hükümet, "radikaller" olarak isimlendirdikleri kimselerin askeri kamplar kurmalarına, radyo kanalı açmalarına, bunun da ötesinde savaşçı devşirmelerine ve insanları sıkıştırmalarına izin verdi... Bir taraftan da kontrol ve denetimini gevşeten Hükümet, ani bir şekilde radikallerin devletin egemenliğini tehdit ettiğini ve daha da ileri giderek silahlı gurupların diledikleri vakitte İslamabad'ı ele geçirebileceklerini iddia ederek medya organlarında güçlü bir propaganda kampanyasına başladı! Tüm bunlar ise insanlar ile devletin güvenliğinin tehlikede olduğunu göstermek ve ardından da bu tehlikenin kaynağını yok etmek için insanlar nezdinde kabileler ve buraya komşu bölgelere yönelik askeri bir saldırı yapılmasını destekleyen bir kamuoyu oluşturmak içindi! Nitekim bir kadının recmedilmesi ile yıkılan okul görüntülerinin yer aldığı bir görüntü kasetinin yayınlanmasının bir takım insan toplulukları ortamındaki öfke duygularının tutuşmasında büyük etkisi oldu... Böylece Hükümetin saptırmasıyla aldatılan sesler yükselmeye başlayarak askeri operasyonları destekleme çağrısında bulundular! Amerikan ajanı Hükümet, bununla yetinmeyerek Pakistan ordusunu savaş için harekete geçirecek güçlü bir dürtü oluşturmak için de sınır bölgelerinde Hintlilerin ve orada Hint müdahalesinin bulunduğu haberlerini yaydı. Oysa Hükümetin, Pakistan sınır bölgelerinde Hint müdahalesi olduğu şeklinde yaydığı haberler, bu devletin aleyhine olan bir delildir. Çünkü böyle bir müdahalenin varlığı doğruysa Pakistan Hükümeti, Pakistanlı sakinler yerine Hindistan'a karşı güçlü önlemler almalıdır! Oysa görünen o ki Pakistan Hükümeti, tamamen zelil ve aşağılık bir şekilde Hindistan ile ilişkilerini normalleştirme yolunda yürümektedir!
Amerika'nın tek taşla iki kuş vurduğu "terörizme karşı" savaşın hakikati işte budur! Zira Amerika, bir taraftan mücahitleri Afganistan'ı işgal eden Amerikan kuvvetleriyle savaşmaya yönelmek yerine iç savaşla meşgul ederken öteki taraftan da Pakistan ordusunu kendi halkıyla savaşmakla meşgul etmektedir. Böylece Pakistan ordusunun dikkatini Amerikan varlığını bölgeden kovma üzerinden başka yöne çekmektedir!
Ey Müslümanlar! Artık Hükümetin Svat'ta işlediği cürümün ardından Veziristan'da yeni bir cürüm işlemesini engellemenizin zamanı gelmiştir. Hükümetin Veziristan'a askeri operasyonlar düzenleme kararı aldığı sırada şehirlerde patlama eylemleri silsilesini arttırdığını görmüyor musunuz? Böylece akan kanlar artmakta olup dolayısıyla insanlar, kendi kanları ve dertleriyle uğraşırlarken kabileler bölgesindeki kardeşlerinin sorunlarıyla ilgilenme ve onlara yardım etme fırsatı bulamamaktadırlar. Ey Müslümanlar! Veziristan'daki milyonlarca insan çetin kış aylarında evlerini terk edecekler, binlerce olmasa da yüzlerce Müslüman katledilecek ve katil de maktul da müminlerden olacaktır. Bu durumda patlak vermeden sokaklara ve yollara dökülerek bunları engellemek sizlere farz olduğu gibi Amerikan varlığı ile Blackwater'ı ülkeden kovmanız da farzdır.
Ey Pakistan Silahlı Kuvvetleri! Kendileriyle savaştığınız kimseler, Sovyetler Birliği'ni bölgeden kovmak için omuz omuza savaştığınız aynı kişilerdir. Zira bir zamanlar onları sever ve onlara saygı duyardınız. O halde bugün onlara karşı değişmenize neden olan şey nedir? Şüphesiz o, bölgede fitne fesat saçan Amerikan varlığıdır. İyi biliniz ki Allah, düşmanınız olan kimselere karşı sizlere merhamet edecektir. O halde Amerikan şeytanına yardım etmek yerine haçlı varlığını bölgeden kovmak için çalışan kardeşlerinize yardım ediniz. İyi biliniz ki kafirlerle ittifak içerisinde Müslüman kardeşlerinizi öldürmenizden dolayı Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın huzurunda sunacağınız hiç bir mazeretin sizlere hiçbir faydası olmayacaktır. Zira Allah [Azze ve Celle] şöyle buyurmuştur:
وَمَن يَقْتُلْ مُؤْمِناً مُّتَعَمِّداً فَجَزَآؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِداً فِيهَا وَغَضِبَ اللّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَاباً عَظِيماً "Her kim bir mümini kasten öldürürse cezâsı, içerisinde ebediyen kalacağı Cehennem'dir. Allah ona gazâp etmiş, onu lânetlemiş ve onun için azîm bir azâp hazırlamıştır." [en-Nisâ 93]
Sizler, Orta Asya'dan Hint Okyanusuna kadar uzanan bölgede en büyük İslami askeri güce sahipsiniz ve bu bölgedeki Müslümanları korumak sizlerin mesuliyetidir. O halde fırsatı ganimete çeviriniz ve Hilafet Devleti'ni kurması için Hizb-ut Tahrir'e nusret veriniz ki ensarın lakabını alasınız ve tarih sayfalarına geçesiniz. İşte bu, sizler için her iki darda bir kurtuluştur.
كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ "Aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için." [Kâf 37]
Nâvid Butt
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Resmi Sözcüsü
Pakistan Vilâyeti
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |