Günden güne Rahil-Navaz rejimi, Hindistan’ın egemenliğini perçinlemek için Pakistan ve Müslümanların altını oyuyor. Bir yandan Rahil-Navaz rejimi, Afgan Taliban’ının Amerikan Haçlılarını bölgeden kovma çabalarını baltalamak ve demoralize etmek isterken, öte yandan işgal altındaki Keşmir’i Hindistan’a vermek için durmadan çalışıyor. 8 Ocak 2016’de yerel medyanın bildirdiğine göre rejim, Çin’in milyar dolarlık yatırımına yasal dayanak oluşturmak için Hindistan’ın da talebi doğrultusunda kuzeydeki Gilgit-Baltistan bölgesinin anayasal statüsünü değiştirmek için bastırıyor. Gilgit-Baltistan Başbakanı Hafız er Rahman’ın sözcüsü Seccadul Hak yaptığı açıklamada “Başbakan tarafından oluşturulan üst düzey bir komite konu üzerinde çalışıyor, yakında iyi haber duyacaksınız.” dedi. Bu sahtekâr ve yalancı liderlik, Çin CPEC şirketini bu hareketine bir gerekçe olarak gösteriyor. Ancak gerçek şu ki bu, Keşmir tabutuna başka bir çivi daha çakmak anlamına gelir.

Gilgit-Baltistan konusunu anayasaya dâhil etmek, Kuzey Keşmir üzerinde Pakistan’ın mevcut hâkimiyetini perçinler. Bu da işgal altındaki Keşmir’de mevcut statükoyu korumak için Hindistan’a bir gerekçe oluşturacaktır. Böylece Kontrol Hattı, De facto sınırları ya da yumuşak sınırlar haline dönüşecektir. Bu niyet, Müşerref döneminde Amerika’nın Keşmir planı uyarınca küçük küçük adımlarla başlamıştı. Ayrıca enerji hasreti çeken ve coğrafi olarak dezavantajlı durumda olan Hindistan, enerji ve ticaret ulaşımı gereksinimlerini güvence altına alarak CPEC’in en büyük faydalananı olacaktır.

Müslümanlar olarak bizlerin görevi, Müslüman topraklar üzerindeki her türlü işgali ortadan kaldırmak, işgalcilere destek veren yöneticileri tahttan indirmek ve onların yerine yeniden İslam Hilafetini kurmaktır. Kaldı ki Müslümanları bir devlet olarak İslam yönetimi altında sadece Hilafet Devleti birleştirecek, kâfirlerin Müslümanlar arasında çizdiği sahte sınırları ortadan kaldıracak ve kâfirlerin işgalini sona erdirecektir. Bu nedenle biz, sizi Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için ciddiyet ve azimle çalışan Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَلاَ تَهِنُواْ وَتَدْعُوۤاْ إِلَى ٱلسَّلْمِ وَأَنتُمُ ٱلأَعْلَوْنَ وَٱللَّهُ مَعَكُمْ وَلَن يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ

“Üstün durumda iken gevşeyip barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir.” ^{[Muhammed 35]}